Bu buradaki sinirleri 24 saatliğine donduracaktır. Çenene de biraz ister misin? | Open Subtitles | هذا سيخدّر الأعصاب بهذا المكان لمدة 24 ساعة، أتودّي بعضًا منه لفاهكِ؟ |
sinirleri alıp göğüs kaslarının içerisinde gelişmelerini sağlıyoruz. | TED | سنزيل الأعصاب التي في الصدر. ونبدلها بأعصاب الذراع لتنموا هناك. |
Omurga sinirleri etrafında bir sürü yarası ve şişlikleri var. | Open Subtitles | إنّه يعاني الكثير من الجروح والأورام حول أعصاب العمود الفقري |
Kitle 8 millimetere genişliğinde, ve optik sinirleri baskıladığı için, körleşmeye neden oluyor. | Open Subtitles | مساحته 8 مليمتر, وهو يضغط على العصب النظري, وهو الذي سبب لك العمى. |
sinirleri yıpranmış. Paranoyak olmuş; kafayı sokaktaki insanlara takmış. | Open Subtitles | أعصابه منهكة ومذعور ويطارد أناس مجهولين في الشارع |
Hayır, onu sıkıştırınca, sinirleri bozulmaya başladı. | Open Subtitles | لا, عندما واجهتها كانت على وشك أن تفقد أعصابها |
İlkin, kendi kasındaki sinirleri kestik, ardından kol sinirlerini alıp bunlardan bir kısmını göğsüne kaydırdık, ve göğsünü kapattık. | TED | أولاً قمنا بإزالة الأعصاب في عضلات صدره ، ثم أخذنا أعصاب الذراعين ونقلناها إلى عضلات الصدر وأقفلنا الصدر. |
Ve şaşırtıcı bir biçimde özellikle ağrılı sinirleri etkileyen şeker hastalığı olan kişilerde kalp krizi sessiz gerçekleşir. | TED | وبشكل مفاجئ لدى الكثير، خصوصاً مرضى السكري، الذي يؤثر على الأعصاب التي تنقل الألم، قد تبدو النوبة القلبية صامتة. |
Histamin ayrıca kaşınmada rol oynayan sinirleri harekete geçirir ki bu böcek ısırıkları kaşınmasını açıklar. | TED | يفعّل الهيستامين أيضًا الأعصاب المسؤولة عن الحكة. ولهذا تدفعك لدغات الحشرات للهرش. |
Bu hayvan yakalayan tiplerin fazla siniri olmaz sadece tek bir büyük sinirleri olur. | Open Subtitles | فالشخصيات التى تصطاد الحيوانات لا تملك العديد من الأعصاب بل مجرد عصب واحد كبير |
İngiliz ordusunun yorgun ve sinirleri bitik askerleri ile karşılaştırınca, öylesine bozulmamış, öylesine muhteşem, öylesine tanrısaldılar ki. | Open Subtitles | إلهيّ جداً رائع جداً بديع بشكل رائع جدًا بالمقارنة مع الرجال متعبو الأعصاب للجيش البريطانى |
sinirleri yatıştırmak için video oyunu gibisi yoktur. | Open Subtitles | لا شيء مثل لعبة فيديو مريحه و لطيفة لتهديء الأعصاب |
-Biliyoruz ki böyle durumlar da insanların sinirleri dağılır. -Sinir mi? | Open Subtitles | وكلانا يعلم أن مثل هذه المواقف تعتمد على قوة أعصاب الأشخاص |
sinirleri, kesilen sinirleri kanallar ya da mikro-kanal dizileri yoluyla geliştirdiğimiz deneyler yapıyoruz. | TED | ونقوم حالياً بتجارب نستطيع من خلالها زراعة أعصاب مستأصلة تمر من خلال قنوات على شكل ممرات دقيقة |
Bunun başarılı olup olmadığını ölçmek için, optik sinirleri ölçtük sonlanım ölçüsü olarak. | TED | ولكي نقيس مدى نجاح هذا من عدمه، قمنا بقياس العصب البصري كمقياس على نتائجنا. |
Ses ve hareket yoluyla sinirleri felç edebilir, kemikleri kırabilir yangın çıkarabilir, düşmanı boğabilir ve organlarını patlatabilirsiniz. | Open Subtitles | عبر الصوت ستستطيع ان تشل العصب الحائر تدمر العظام اولا اخنق العدو ودمر اعضاءه |
Babam içeri girmeden önce sinirleri yatışsın diye içki içmişti. | Open Subtitles | أبي شرب حتى يهديء أعصابه قبل أن ندخل، أنا شاهدة على ذلك |
Arada bir sebepsiz yere sinirleri bozuluyor. | Open Subtitles | إنه يفقد أعصابه بين الحين والآخر وبدون سبب وجيه |
Hayır, onu sıkıştırınca, sinirleri bozulmaya başladı. | Open Subtitles | لا, عندما واجهتها كانت على وشك أن تفقد أعصابها |
Dalağı zedelenmiş ve optik sinirleri ciddi bir travma geçirmiş. | Open Subtitles | تمزق طحاله وهو يعاني صدمة شديدة في عصبه البصري |
sinirleri bozulmamış, bu anlaşılıyor. | Open Subtitles | انه لم يفقد اعصابه من قبل |
Heyecanlı sanatçıların gergin sinirleri yumuşatmak ve kötü ağız kokusunu saklamak için bir tek viski atmaları bir Broadway geleneğidir. | Open Subtitles | إنه من المتعارف به في مسارح برودواي عندما يصيبهم توتر قبل اللقاء أن يأخذوا جرعة قبل أن يدخلوا ليهدأوا أعصابهم |
Watson, sinirleri için ona bir şey verebilir misin? | Open Subtitles | واطسون " ، هل يمكنك إعطائها " شيئاً لأعصابها ؟ |
Biz de sessiz durmaları gerekirken gürültü yapan ve aktif olan sinirleri buluyoruz ve onları lokal anesteziklerle uyutuyoruz. | TED | نأخذ تلك الاعصاب المزعجة والنشيطة والتي يجب ان تلتزم الهدوء, ونجعلها تخلد للنوم باستخدام مخدر محلي |
Belki de ilacını aksatınca sinirleri bozulmuştur. | Open Subtitles | حسناً ربما توقف عن علاجاته وأصيب بإنهيار |