Bunun anlamı, sistem aniden bir bütün olarak bir davranış sergilemeye başlar ve bu davranış, sistemin bileşenlerine bakılarak anlaşılamaz veya kestirilemez. | TED | هذا يعني أن النظام ككل يبدأ فجأة في إظهار سلوك لا يمكن فهمه أو التنبؤ به من خلال النظر إلى مكونات النظام. |
Ağ örgüsündeki düğümler sistemin parçalarıdır ve etkileşimler de bağlantıları oluşturur. | TED | العُقد في الشبكات هي مكونات النظام والروابط تُعطى من خلال التفاعلات. |
Yani sistemin İngilizce hakkında bildiği her şey, aslında motora kodlanmış durumda. | TED | فكل ما يعرفه النظام عن اللغة الإنجليزية في الواقع مشفر داخل المحرك. |
Ve bütün bu değişik elementleri özetleyip bir sistemin içine sokabiliriz. | TED | وكل واحدة من تلك العناصر المختلفة يمكننا حفظها ووضعها في نظام. |
Bu ısı kaçan enerjidir ve sistemin içinde bulunan kendi kendisini çalıştıran enerjiyi azaltarak tamamen durana kadar kaçacaktır. | TED | تلك الحرارة هي طاقة هاربة، وستواصل التسرب والحد من الطاقة المتاحة ليحرك بها النظام نفسه حتى توقُّف الآلة الحتمي. |
İlk duyacağınız şey, her gezegenin yörüngesi için bir nota olacak ve unutmayın, bu müzik sistemin kendisinden geliyor. | TED | أول شيء ستسمعونه هو نغمة المدار لكل كوكب من الكواكب، ولا تنسوا، أن هذه الموسيقى هي نتاج النظام نفسه. |
Bu sıcaklık haritası sistemin beyninin nasıl çalıştığını size gösterecek. | TED | الآن خارطة الحرارة هذه ستعرض لكم كيف يعمل دماغ النظام. |
Gelin ve sistemin doğasındaki şiddeti görün. Yardım edin, baskı altındayım! | Open Subtitles | تعالوا لتروا العنف المتأصّل فى النظام ساعدونى , أَنا يتم اضطهادى |
Organik bir sistemin gelişiminde bir değişiklik yapmak ölümcül olur. | Open Subtitles | لعمل تغير فى تطور الحياة العضوية , يصبح النظام قاتل |
Bilim adına olabilecek en kötü şey sistemin en önemli şey olmaya başlamasıdır. | Open Subtitles | أسوأ شيء ممكن حدوثه بإسم العلم .. هو عندما يكون النظام مهماً جدا |
İşlemciyi çok uğraştırır. sistemin bir kısmı devre dışı kalır. | Open Subtitles | سيلتهم دورات كثيرة من برنامج الكمبيوتر سنخسر قسما من النظام |
Ne yapmanız gerektiği umurumda değil. Bu sistemin kontrolünü geri istiyorum. | Open Subtitles | لا يهم ما عليكم فعله أريد إستعادة السيطرة على هذا النظام |
Yasal sistemin bu kadar ciddi olduğu hakkında... herhangi bir fikrim yoktu. | Open Subtitles | أنا أنا أنا ما كَانَ عِنْدي فكرةُ النظام القانوني كَانَ عميقَ جداً |
Yerini bulduğumuz an müşteri olarak gidip dağ evindeki sistemin şemalarını alacaksınız. | Open Subtitles | عندما نعرف مكانها ستقومون بالذهاب إلى هناك كزبائن وتُلقون نظرة على النظام |
Babanın işlettiği stüdyoda çalışırdı. Bilirsin işte, sistemin bir parçasıydı. | Open Subtitles | كان يعمل في الاستوديو الذي يديره أبوك جزء من النظام |
Fakat sistemin icinden gelen bir yetenegimiz var, tamam mi? | Open Subtitles | لكن لدينا موهبة سوف تأتي مع النظام ، حسناً ؟ |
Durum çok daha iyi, ama örneğin; kayda değer bir hareket durumu mevcutsa, böyle bir sistemin arabamı sürmesini istemezdim. | TED | وهذا أفضل بكثير، ولكن على سبيل المثال، فإذا كان هناك أي حركة كبيرة، فلن أحتاج إلى نظام مثل قيادة سيارتي. |
Evlat, eğer bir sistemin varsa hile yapmaya gerek kalmıyor. | Open Subtitles | بني.. ليس عليك أن تغش إذا كان لديك نظام.. ًّ |
Bağışıklık sistemin çok ciddi bi savaş veriyor. | Open Subtitles | حسنا , ان نظامك المناعى فى وسط معركة قوية جدا |
Afrikaanlar tarafından eğitilmeyi bu sistemin hizmetçileri olarak yetiştirilmeyi reddetmişler. | Open Subtitles | إنهم يرفضون تعلم اللغة الأفريكانية رفضوا ليمتثلوا بسهولة كعبيد للنظام |
Bu yüzden bağışıklık sistemin bir işe yaramıyor, ...yüzüne biri hapşırsa hasta oluyorsun. | Open Subtitles | لذا فأنت مريض لأن جهازك المناعي كله متعطل و هناك من عطس بوجهك |
Zaman içinde, birkaç sistemin aileden daha çok 'waterfall' olmasının bir sebebi vardır. | TED | هناك سبب جعل بعض الأنظمة تعمل كالشلال اكثر من الأسرة على مر الزمن. |
Bu sistemin nihayi sonucu kesinlikle köleliktir. | Open Subtitles | نتيجة نهائية هذا النظامِ بكل تأكيد عبوديةُ |
Bu demokratik sistemin iyi ya da kötü bir yanı. | Open Subtitles | إنها إما أن تكون إحدى مزايا أو عيوب نظامنا القضائي |
sistemin kendilerini ihmal ettigini... hisseden insanlar ofkelerini boyle disa vuruyorlar. | Open Subtitles | إنه مثل تعبير الغضب من الناس الذين شعروا بالإهمال واستدارو بالنظام |
İşleyişinin hatalı olduğunu düşündürtmek, sistemin kendini tekrar başlatmasını ve Ted'i tekrar yüklemesini sağlayacak tek yoldu. | Open Subtitles | جعله يعتقد بأنه معطوب هي الطريقة الوحيدة لحمله على إعادة التشغيل وأعادة تيد الى النظام |
Tek yaptığımız sistemin yürümesini sağlamak. | Open Subtitles | كُل ما نفعلُه هوَ أن ننقلهُم عبرَ النِظام |
Bu sistemin sadece bir bedeni yok, aynı zamanda metabolizması da var. Enerjiyi kullanabiliyor. Hareket ediyor. | TED | حسناً ؟ إذن ما لدينا ليس مجرد نظامٍ له كتلة و يقوم بالأيض، ويستخدم الطاقة، ويتحرك. |
Goa'uld'un olmadan bir bağışıklık sistemin yok. | Open Subtitles | ليس لديك جهاز مناعة دون هذا الجواؤلد |
(teyp) sistemin nasıl işlediğini, bilginin değerini, nasıl alacağını sana ben gösterdim! | Open Subtitles | عرّفتك مجريـات الأمور في العمل قيمة المعلومات كيفية الحصول عليهـا |