| Kurmay heyeti, programı denetleyen subaylar ve çavuşlardan oluşuyor. | TED | الكادر هم الضباط والرقباء الذين يشرفون على برنامج هيئة تدريب ضباط الاحتياط. |
| Bildiğimiz kadarıyla, subaylar Dreyfus'a karşı olan davanın güçlü olduğuna inanıyorlardı. | TED | ما يمكننا قوله، هو أن الضباط كانوا متأكدين أن القضية ضد درايفوس كانت قوية. |
| SAVAŞ ESİRLERİ KAMPI NO: 17 subaylar KAMPI | Open Subtitles | السجن الحربى . المعسكر رقم 17 معسكر الضباط |
| Buna uymayan subaylar yargılanmalı. | Open Subtitles | الضبّاط الذين لايطيعون الأوامر يجب أن يشنقوا |
| Grubunuzdaki subaylar ağır işçilik yaptılar mı? | Open Subtitles | الضباط الذين كانوا فى فريقك عملوا بالأعمال اليدوية ؟ |
| subaylar olmaz, yönetim işleri dışında. | Open Subtitles | ولكن ليس الضباط , إلا فى الاعمال الأدارية |
| Tüm subaylar çalışmak zorunda derken elbette, sizi, bir kumandanı kastetmedim. | Open Subtitles | عندما قلت أن الضباط كلها يجب أن تعمل بطبيعة الحال , لم أقصدك أنت الضابط الآمر |
| Talimatlarım sadece diğer subaylar için... | Open Subtitles | كانت أوامرى مقصوداً بها فقط الضباط الأدنى |
| Tüm subaylar ve şefler savaş odasına, toplantıya. | Open Subtitles | جميع الضباط و رؤساء الأقسام يحضرون إجتماعا فى جناح الضباط |
| Bay Bromhead hayvan vuruyor subaylar yesin diye. | Open Subtitles | مستر برومهد يطلق على الحيوانات التى لا تدافع عن نفسها لأجل عشاء الضباط |
| subaylar görmese de Zulular görmüştür. | Open Subtitles | إذا لم يتمكن هؤلاء الضباط الملتهبين من رؤيتها فأراهن أن الزولو سيفعلون |
| Özel görev için İngilizce konuşan subaylar aranıyor. | Open Subtitles | الضباط و الجنود الذين يتحدثون الإنجليزية مطلوبون لمهمة خاصة |
| subaylar! Hanımlar. Sessiz olun lütfen. | Open Subtitles | أيها الضباط ، أيتها السيدات الهدوء ، أرجوكم ، الهدوء |
| 13, 1 4 ve 15. tertip kıdemli subaylar derhal öne çıksın. | Open Subtitles | اريد من الضباط الكبار من القطاعات 13و14 15 ان يتقدموا الي الامام فورا |
| Fransız subaylar, İspanyolca öğrenmek istediler. | Open Subtitles | اراد الضباط الفرنسيون تعلم اللغة الاسبانية |
| subaylar merasim kılıçlarını bile yanlarına alabileceklerdi. | Open Subtitles | بل أن الضباط قد يمكنهم ايضاً الأحتفاظ بخناجر التشريفه الصغيره الخاصه بهم |
| Beni hiçbir zaman kendi zümrenizdeki subaylar aynı seviyede görmediniz. | Open Subtitles | أنت لم تعتبرني أبداً بنفس كفاءة الضباط من صفك. |
| subaylar aşıyı yapmak için nereye gideceğimizi belirlemeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | الضبّاط فقط يحاولون أن يعرفوا إلى أين يذهبون لصنعاللقاح. |
| Gideceğiniz oda Alman subaylar içindi. | Open Subtitles | الغرفة التى ستذهب إليها كانت تخص ضباط ألمان |
| Saat 19:00'da subaylar toplantısı var. - Taleplerinizin listesini çıkarın. | Open Subtitles | كليبتون هناك إجتماع للضباط فى السابعة جهز لى قائمة بجميع إحتياجاتك |
| Yoldaşlar, subaylar ve denizciler, unutmayın... | Open Subtitles | الرّفاق, الضّبّاط و بحّارة, تذكّروا ... |
| subaylar ve askerler eşit şekilde, haydi! | Open Subtitles | الظباط والجنود علي حد سواء هيا |
| Yoldaşlar, denizciler, subaylar... | Open Subtitles | أيها الرفاق، والبحّارة، والضبّاط |
| O savaşa katılan subaylar için tanınmış bir fırsattı. | Open Subtitles | أتعلم؟ , لقد كانت منحة ...اعطوها لنا, كضباط شاركوا في الحرب |