Tüm hayatı bu mağazada geçti. Sizin öz oğlunuz gibiydi. | Open Subtitles | لقد عاش حياته كلها فى هذا المحل لقد كان بمثابة ابن لك |
Hayatımın tümünü babam gibi yaşamak istemiyorum onun Tüm hayatı işi etrafında döner. | Open Subtitles | ولكننى أعرف أننى لم أكن أريد أن ينتهى بى الأمر كأبى والذى تدور حياته كلها عن العمل |
Tüm hayatı o evdeydi. Biz buna tecavüz ettik. | Open Subtitles | حياته بأكملها كانت داخل ذلك المنزل وقد انتهكت حرمة ذلك. |
O bu insanların Tüm hayatı bile almaya çalışıyorlar edilir. | Open Subtitles | لقد كان يحاول أن يتعادل مع أولئك الأشخاص طوال حياته |
Filmler. Tüm hayatı bu, o bir izleyici. | Open Subtitles | افلام هذه هى حياته بالكامل هو مجرد مشاهد |
- Tüm hayatı silinmediği için oldukça şanslı. Eğer bu altıncı dereceden bir sarsıntı olsaydı, bizde çifte cinayeti araştırıyor olurduk. | Open Subtitles | أنها محظوظة أن حياتها كلها لم تتلاشي لو كان هذا إرتجاج من الدرجة السادسة |
Onun sayesinde Kristali buradan götürecek ve dünyadaki Tüm hayatı yok edecek. | Open Subtitles | سينزع الكريستالة من الأرض... وستموت كل الحياة على كوكبكم |
Chris Anderson: Pekâlâ, neredeyse Tüm hayatı boyunca pandemi konusunda endişelenen biri var. | TED | كريس أندرسون: حسناً، إنه رجل قلق من الأوبئة كثير جداً في كل حياته. |
Söyleyemem. Tüm hayatı benim. Ama bir doktor söylerse başka olur. | Open Subtitles | لا أستطيع، أنا حياته كلّها لكن إن صدر هذا من طبيبٍ... |
Tüm hayatı görüştüğü şu kız üzerine odaklanmıştı. | Open Subtitles | حياته كلها تمركزت حول هذه الفتاة التي كان يواعدها. هل كانت كيلي موريس |
Evet, onun Tüm hayatı bitmiş gibiydi ama... | Open Subtitles | اجل , بالنسبة له كانت حياته كلها قد تدمرت |
Tüm hayatı anlamsız sayılardan oluşan bir anaforun içinde kayboluyordu. | Open Subtitles | حياته كلها تقلصت لدوامة من الأرقام العديمة المعنى |
Tüm hayatı anlamsız sayılardan oluşan bir anaforun içinde kayboluyordu. | Open Subtitles | حياته كلها تقلصت لدوامة من الأرقام العديمة المعنى |
Tüm hayatı bilgisayar oyunu. | Open Subtitles | أن حياته بأكملها مثل اللعب الإليكترونية |
Tüm hayatı boyunca yasını tuttu. | Open Subtitles | لقد حزن على رحيلك حياته بأكملها |
Onun da Tüm hayatı boyunca kilo takıntısı olmasını istemiyorum. | Open Subtitles | ولا أريد أن يصبح لديه هوس بشأن وزنه طوال حياته |
Bu lafı birine söylemek için Tüm hayatı boyunca bekliyordu. | Open Subtitles | لقد كان ينتظر طوال حياته ليقول ما قال لشخص ما |
Daha Tüm hayatı önündeydi. | Open Subtitles | لقد كانت لديه حياته بالكامل امامه. |
Tüm hayatı tasarruf üzerineydi. | Open Subtitles | أعني أنّ حياتها كلها عن توفير المال. |
Onun sayesinde Kristali buradan götürecek ve dünyadaki Tüm hayatı yok edecek. | Open Subtitles | سينزع الكريستالة من الأرض... وستموت كل الحياة على كوكبكم |
Artık anlamış olmalısınız ki, karşınızda konuştuğunuz kişinin Tüm hayatı mükemmeldi. | Open Subtitles | أترى, ما عليك أن تفهمه أنك هنا تتحدث إلى شخص كانت كل حياته كاملة |
Söyleyemem. Tüm hayatı benim. Ama bir doktor söylerse başka olur. | Open Subtitles | لا أستطيع، أنا حياته كلّها لكن إن صدر هذا من طبيبٍ... |
Tüm hayatı boyunca, intikam için yaşamış. | Open Subtitles | وطول حياته كان يشتاق الى الانتقام والثأر. |
Çok üzücü, Tüm hayatı boyunca asla çekici olamayacak. | Open Subtitles | محزن جداً , تعرف حياتها بالكامل لن تتعرف بالجذاب |