Ay taşlarını ne kadar çok sevdiğini söylediğini hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر كم أخبرتينى أنكِ تحبين أحجار القمر |
Dünya'dan bir adli tıp uzmanı mesela haberleşme taşlarını kullanırsa bahsettiğiniz özel teçhizat olmadan da bu konuda yardımcı olabilir mi? | Open Subtitles | الا يستطيع فريق من الأرض بأستخدام أحجار الأتصال ان يقومو بخدمتنا |
Albay, bu sabah iletişim taşlarını kullanmam planlanmıştı... | Open Subtitles | عقيد ,كان من المقرر لي استخدام احجار الاتصال هذا الصباح. |
Müşterek dostumuza bu evin taşlarını dikkatlice saydığımızı ve hâlâ hangilerinin bize ait olduğunu bildiğimizi söyleyin. | Open Subtitles | .. أخبري صديقتنا المشتركة .. أننا أحصينا الأحجار بحرص في هذا المنزل وأننا نعلم أيهم التي لا زالت ملكنا |
Ot temizlemeyle başlayacağız, çim biçme, taş ustasından mezar taşlarını getirmek. | Open Subtitles | سنبدأ بإزالة الأعشاب وقص العشب و جلب شواهد القبور من النحّات |
Duvarın son taşlarını koyarken, tanrılar zaferlerinin tadını çıkardılar. | TED | بينما قاموا بوضع حجارة الجدار الأخيرة، احتفل الأسياد بانتصارهم. |
İletişim taşlarını kullanıp... ..en donanımlı elemanları gemiye getireceğiz. | Open Subtitles | نستخدم أحجار الاتصال لنأتي بأكثر الأشخاص المؤهلين للسفينة |
Geçen seferinde iletişim taşlarını kullandığım zamanki gibi değil. | Open Subtitles | إنه ليس مثل أخر مره إستخدمت فيها أحجار الإتصال |
Spencer, şu satranç taşlarını verir misin? | Open Subtitles | ، سبينسر) ، أعطني أحجار الشطرنج) لو سمحت ؟ |
Kara şeytan Prophynia taşlarını kötülüğe çağırır, ama büyücü hep kararlıdır. | Open Subtitles | جارلون يستخدم احجار بروفينيا ! لكن الساحر لا يردعة |
Zenginleşir, tembelleşir, değirmen taşlarını bakımsız bırakır, sonra da sonra da bir gün, civardan biri un çuvalından tırtıkladığını fark eder ve bölgedeki kayıplarda kimin dahli olduğunu idrak eder. | Open Subtitles | اصبح غنيا غدا كسولا ترك احجار الرحي تعطل و بعدها... . ـ |
Albay Young ve Chloe iletişim taşlarını kullanıyorlar. | Open Subtitles | يستخدمون احجار الاتصال |
Git ve bütün hayvanları bul ve taşlarını çıkart. | Open Subtitles | اذهب للبحث عن تلك الحيوانات المسكينة و حررها من الأحجار التي علقتها فيها |
Mezarın taşlarını siz dizdiniz. | Open Subtitles | وضعت تلك الأحجار على قمة قبره. |
Onların fosilleşen vücutları, kabukları ve iskeletleri şu anki Asya, Avrupa ve Amerika kıtalarını kaplayan kalker ve tebeşir taşlarını oluşturdu. | Open Subtitles | أجسادهم وأصدافهم وهياكلهم المتحجّرة تكوّن الأحجار الكلسيّة والجير الذي يغطي الآن مناطق شاسعة من آسيا وأوروبا والأمريكيتين. |
İnsanlar durmadan mezar taşlarını çiziyorlar. | Open Subtitles | هناكَ بعض الأشخاص دائماً تُلاحق شواهد القُبور هذه |
Mezar taşlarını yaşlılara indirimli satıyorum, ama uzun sürmeyecek. | Open Subtitles | إن قدمت خصومات على شواهد القبور للكبار في السن، لن ينجح عملي |
Bu bilgi taşlarını sen bir araya getirirsen yol açabileceğin kötülüğü hayal edebiliyorum. | Open Subtitles | لا يسعني سوى تصور الأذى الذي كنت لتتحدثه لو تمكنت من جمع حجارة المعرفة |
Sanırım, Ridge tesisi meteor taşlarını rafine etmek için de kullanılıyor. | Open Subtitles | أعتقد ان هذا المركز يستعمل لتنقية حجارة النيازك |
Ayağımız takılsın da gözden düşüp ebedi lanete kapılalım diye taşlarını, yalanlarını karanlığa yerleştiriyor. | Open Subtitles | يضع أحجاره وأكاذيبه في أماكن مظلمة حتى نتعثر نحن ونقع من النعمة إلى لعنة أبدية |
Marcellus Spivey'ye ne oldu? Senin taşlarını o satmıyor muydu? | Open Subtitles | ماذا حل بمارسيلوس سبايفي ، أليس هو رجلك الذي يمحي آثارك؟ |
Şehrin dışındaki çakıl taşlarını kullanacağız | Open Subtitles | لديك الكثير من الحصى خارج المدينه |
İki-üç yıldır, tüm küresel plastik endüstrisi, yapı taşlarını fosil yakıtlardan elde etmek yerine plastikten elde etmek için geçiş halinde. | TED | خلال عامين أو 3 أعوام، صناعة البلاستيك العالمية بأكملها يمكن أن تتحول وحدات بنائها من الوقود الأحفوري إلى وحدات بناء من البلاستيك. |