Gittiğimde, Paul ve Linda McCartney'den çok iyi tavsiyeler aldım. | Open Subtitles | بينما خرجت، حصلت على نصيحة ممتازة من بول وليندا مكارتني |
Roz, böyle tavsiyeler duyunca, damacana başında toplanan kadınlara karşı bir kanun olsa keşke diyorum. | Open Subtitles | عندما أسمع نصيحة كهاته، أتمنى لو وُجد قانون ضد تجمع النساء حول برّاد المياة |
Babam da bana çıktığı bir kızla ilgili sürekli tavsiyeler veriyordu. | Open Subtitles | والآن هي غاضبة لأنك مثلها وكل تلك السنوات أبي يعطيني النصائح |
Seks hakkında tavsiyeler veren, köşesine çekilmiş bir kişi nerede var? | Open Subtitles | الآن، من أين أتت هذه المنعزلة بكل هذه النصائح عن الجنس؟ |
Burası Apollo Tapınağı. Buraya gelip son derece şifreli tavsiyeler alabilirdiniz. | Open Subtitles | هذا هو معبد أبوللو ويمكنك خلاله أن تحصل على نصائح خفية |
Kimden gelirse gelsin, böyle tavsiyeler bazen bana göre biraz modern kaçıyordu. | Open Subtitles | ولكن النصيحة التي كانت، لم أقل، وأحيانا صبي الحديثة جدا بالنسبة لي. |
Ortalıkta dolaşıp ,genç imparatoriçemize ... daha fazla iyi tavsiyeler vermeyeceğinden de, emin ol. | Open Subtitles | تأكد بأنه لن يقوم بإعطاء إمبراطورتنا الصغيرة أى نصيحة أخرى |
Oğlum, ayrılmadan önce sana bazı tavsiyeler vermek istiyorum-- duygusal olarak öl. Bedeninden ayrıl. | Open Subtitles | بني ، أريد أن أخبرك نصيحة واحدة، فلتمت عاطفياً ، انفصل عن جسدك |
Sana yardımcı olmak için tavsiyeler verdim. - Anlamadığına inanamıyorum. | Open Subtitles | وكنت اريد نصيحة من احد لا اصدق انك لاتفهمين |
Anlıyorum. Kafasını kırmadan önce adamdan bazı tavsiyeler almışsın. | Open Subtitles | فهمتُ، تلك نصيحة أخذتِها قبل أن تضربيه على رأسه |
Annemin bana çok yanlış tavsiyeler verdiğini farketmeye başladım. | Open Subtitles | بدأتُ أدرك بإن أمي أعطتني نصيحة سيئة جداً |
Sürekli olarak Sosyal Hizmetler şubesine gidip tavsiyeler alıyorum. | Open Subtitles | لذلك بقيت أزور المصلحة الإجتماعية من أجل النصائح. |
Beni rahatsız eden ve sinirimi bozan tavsiyeler veriyor ama onu genelde haklı buluyorum. | Open Subtitles | تقدّم لي النصائح, التي تزعجني وتضايقني لكنّي عادةً أجدها محقّة. |
Genelde böyle tavsiyeler vermem ama bir bakalım. | Open Subtitles | ليس هذا صنف النصائح التي اعتدت ان القيها |
Sadece bazı tavsiyeler için onu bir süreliğine buraya getirmene ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا فقط أَحتاجُها هنا لفترة قليلة، لبَعْض النصائح. |
Burada bir sürü kaliteli dergi var... moda ve romantik ilişkiler konusunda yararlı tavsiyeler falan. | Open Subtitles | هناك الكثير من المجلات الراقية بها الكثير من نصائح الموضة والحب |
...ama beni asıl şaşırtan acizlik derecesinde romantik birinin öyle pratik tavsiyeler vermesiydi. - Ben mi? | Open Subtitles | لكني تفاجأت أن إنسانة رومانسية ميؤوس منها تعطي نصائح عقلانية جداً |
İyi tavsiyeler veriyor ve işe yarıyor. Onun sayesinde takıma girdim. | Open Subtitles | بالفريق أنجح جعلتني , رائعة نصائح ويعطيني |
Bildiğiniz bu tavsiyeler şu şekilde sıralanıyor: Tüm hesaplarınız için güçlü ve özgün şifreler kullanın. | TED | تلك النصيحة موجودة بالفعل ونصها كالتالي: استخدموا كلمات سر قوية، وفريدة لكل حساباتكم. |
"Terkedilmişlere 300 kulaç derinlikten tavsiyeler!" | Open Subtitles | قدم النصيحة للمحرومين من الحب المحتجزين داخل الماء |
You really are something. Kahrolası kraliçe arı gibi buraya gelmen, benim gibi birine tavsiyeler vermen. | Open Subtitles | تأتين إلى هنا كملكة النحل اللعينة لتوجهين إليّ النصيحة |
Ve her bir kişiye, buna dayalı olarak tavsiyeler veriyor. | TED | ومن ثم ينقل المشورة لكل شخص منهم بناءً على ذلك. |
Biliyorsun sana iyi tavsiyeler verebileceğim? | Open Subtitles | أتعرف أفضل نصيحه يمكننىّ أن أُعطيّك إياها؟ |
Birincisi, o tutukluyu nasıl idare edeceklerine dair tavsiyeler içeren sisteme verilen rapor. | TED | أحدهم تقرير يُقدم للنظام، وبه توصيات محددة بكيفية التعامل مع هذا السجين. |
O yeni döndü, sana tavsiyeler verebilir. | Open Subtitles | لقد كانت هناك .. لذلك تستطيع أن تاخذ منها معلومات تفيدك في سفرك |