Fransızlar yılan gibi kıvrılan paslı dikenli Telin arkasında bizi tahrik ederek tuzağa düşürdüler. | Open Subtitles | الفرنسيون أغرونا بتعمد عبر ثعابين صدئة من السلك الشائك |
Telin yalıtımı bize patlayıcı kabının imalatçısı hakkında bilgi verecek. | Open Subtitles | العزل على السلك سيخبرنا عن المصنع لكبسولة الإنفجار |
Bu Telin dışarıdan nasıl kesilmiş olabileceğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا افهم كيف تم قطع هذا السلك من الخارج ؟ |
Hadi! Hemen o Telin üzerinden in! Serserilik yapmayı kes! | Open Subtitles | هيّا، إنزل عن تلك الأسلاك الآن، وكفّ عن التلاعب ؟ |
Alisha'yı öldürmek için kullanılan platin Telin hangi elbiseden çıkarıldığını hâlâ bulamadım. | Open Subtitles | أتعلمين ؟ مازلت لا أجد الثوب الذي يفقد الخيط البلاتيني |
Katil erimesini sağlamak için Telin yalıtımını sıyırmış. | Open Subtitles | القاتل إستعمل سلك غير معزول للحرص على ذوبانه |
Dikenli Telin üstüne yatıp diğerlerinin üzerinden sürünerek geçmelerini sağlayan tipte fedakarlıklar yapan biri değilsin. | Open Subtitles | أنت لا تستطيع التضحية بنفسك، لتضجع على سلكٍ ما لإنقاذ شخص أخر. |
Bejski'nin anlattığına göre, geçen gün biri, çalışma esnasında Telin dışına kaçmış. | Open Subtitles | أن شخصا ما هرب من مكان العمل الى خارج الاسلاك |
Clayton, sen Telin içinden geçit hazırlayacaksın. | Open Subtitles | كلايتون عليك أن تقوم بإلغاء الفجوة في السلك |
- Evet ama sorun FBI'da bu Telin olmaması. | Open Subtitles | أجل، المشكلة أن المباحث الفيدرالية لا تمتلك هذا السلك |
Adam profesyonel. Ve Telin ucu da onda. | Open Subtitles | إنه محترف, وهو المسؤول عن سحب السلك |
O Telin üzerinde de bu sayede yürüyebildim. | Open Subtitles | ولهذا إستطعت أن أمشي على ذلك السلك. |
Telin bu tarafında ne yapıyorsun? | Open Subtitles | ماذا تفعل هنا خلف السلك ؟ |
- Telin bu tarafında ne yapıyordun? | Open Subtitles | ماذا تفعل هنا خلف السلك ؟ |
- Telin yanında ne yapıyordun? | Open Subtitles | ماذا تفعل هنا خلف السلك ؟ |
Telin boğaza dolanmasından oluşan Deri yırtıkları. | Open Subtitles | جلد متمزق نتيجة شد السلك |
Hemen o Telin üzerinden inin yoksa sizi biz indirmek zorunda kalacağız. | Open Subtitles | نأمرك أن تبتعد عن تلك الأسلاك فوراً. أو سنضطر أن نبعدك قسراً. |
Jiletli Telin, daha aydınlık bir yarının umutlarını kestiği, uzun beton duvarlarla, çelik parmaklıklarla çevrili. | TED | محاطا بجدران خرسانية عالية، وقضبان فولاذية، حيث تبرع الأسلاك الشائكة في قطع طريق أحلامنا نحو غد أكثر إشراقاً. |
Çocuklar Telin diğer tarafına gelip üniformalı halimle bana baktılar. | Open Subtitles | فجاء الأطفال عبر جانبهم من الأسلاك الشائكة وشاهدوني مرتديًا الزي العسكري |
Üzerinde parmak izi ya da DNA yokmuş ama Telin direnci yüksek monofilamentten yapıldığını söylediler. | Open Subtitles | ليس هناك بصمات أو حمض نووي لكنها مصنوعة من الخيط المنفرد اليدوي عالي القوة |
Onlara Telin daha önce bir uçurtmaya bağlı olduğunu söyledin. | Open Subtitles | قلتِ لهم إن الخيط مربوط بطائرة ورقية. |
Her Telin kendine has bir sesi vardı. | Open Subtitles | كل سلك له صوت معين |
Dikenli Telin altından geçecek ve diğerlerinin üzerinden sürünmelerine izin vererek fedakârlık yapacak tipte bir adam değilsin. | Open Subtitles | أنت لا تستطيع التضحية بنفسك، لتضجع على سلكٍ ما لإنقاذ شخص أخر. |
Mac, bir düşünsene. Telin ötesi. | Open Subtitles | ماك ، فكر بالامر ، خلف الاسلاك |