Büyük babam yetkililere karşı çıkmıştı çünkü o ailenin adını taşıyacak erkek bir torun istiyordu. | TED | لكن جدي تصدى للمسؤولين لأنه يريد الحصول على حفيد ذكر يحمل اسم العائلة |
yinede, nezaman sende annenin kucagina saglikli bir erkek torun vereceksin ? | Open Subtitles | ليس حفيد بل حفيدة هل تعنى انها فتاة وليست صبى؟ |
Belki de ona bir torun verirsek bana daha güvenli bir iş verebilir. | Open Subtitles | ربما إن أنجبنا له حفيداً سيعطيني عملاً أكثر أماناً |
O geçen yıl vefat etti ve hep bir torun isterdi. | Open Subtitles | فلقد توفي العام الماضي ولقد أراد دائماً أن يرزق بحفيد |
Bunlar, yüzlerce çocuk ve torun ile birlikte en eski ağaçlardır. | TED | هؤلاء هم أكبر الأشجار سنا بمئات الأبناء وآلاف الأحفاد. |
Ama siz hep torun isterdiniz, yani işte oldu... | Open Subtitles | ولكنّكم يا رفاق قلتم دوماً أنّكم تريدون أحفاداً لذا ها هم |
Lutfen ama, sanki sen bir torun icin yanip tutusmuyorsun. | Open Subtitles | كفاكم، كما لو أنكما لا تتوقا للحصول على حفيد |
Lütfen ama, sanki sen bir torun için yanıp tutuşmuyorsun. | Open Subtitles | كفاكم، كما لو أنكما لا تتوقا للحصول على حفيد |
Evet, bir hafta önce bana torun vereceğini bilmiyordum. | Open Subtitles | نعم , قبل أسبوع لست عالمه بأنك ستعطيني حفيد |
9 çocuk, 14 torun ve hiçbiri onunla konuşmuyor. | Open Subtitles | تسعة أطفال .. واربعة عشر حفيد ولا تتحدث اليهم مطلقا |
Evet torun falan oldu | Open Subtitles | أجل, لقد حصلت على حفيد منذ شاهدتك في المرة الأخيرة |
Bugün zaten bir oğul yitirdim bir de torun yitirmeyeyim. | Open Subtitles | لقد فقدت اليوم إبناً بالفعل لا تجعلينى أفقد حفيداً |
Bu yüzden Kral, bir erkek torun sahibi olup olamayacağını öğrenmek için bir rahibeye gider. | Open Subtitles | لذا استشار الملك المتنبئين إذا ما كانت ستمنحه حفيداً. |
yarı melez anneanne ikinci nesil kız çocuğu ve üçüncü nesil torun. | Open Subtitles | الجـــدة مختلطــة إبنـــة ربع زنجيـّــة حفيدة ثـُـمــن زنجيـّــة |
Tüm bunlara ek olarak siz ve karınız torun sahibi olacaksınız. | Open Subtitles | بالإضافة الى هذه القضية الحرجة أنتَ و زوجتكَ سترزقان بحفيد |
Verdim. Sana bir sürü torun sevinci diliyorum. | Open Subtitles | لك ذلك , أتمنى لك بهجة العديد من الأحفاد |
Ama diğer taraftan, ona torun veremezsem yine yaşayamaz. | Open Subtitles | من ناحية أخرى إن لم أنجب لها أحفاداً فذلك سيقتلها أيضاً |
Hayırdır Hüseyin Ağa? Senin torun pek okumaz ya bu kitapları. | Open Subtitles | حفيدك لن يقرأها على ما أعتقد |
Bir çocuğa şey demem gerekiyor... bana bağlı bile değil... bir torun. | Open Subtitles | يُفتَرض مني مناداة طفلٍ... ليس حتى ذا صلة قرابة بي... حفيدي |
Ee torun da bize çekecekti zaten başka ne olacaktı? | Open Subtitles | وأظن أنّ الحفيد طلع علينا، فكيف يكون الأمر بخلاف ذلك؟ |
İşte onun evlat kolonisi, işte onun torun kolonisi, bunlar da onun torun çocuğu kolonileri. | TED | فها هي المستعمرة الابنة، وها هي المستعمرة الحفيدة لها، وتلك المستعمرة هي ابنة حفيدتها. |
Sonunda, doktorların bana bir torun verme yolu bulduklarını umdum. | Open Subtitles | تمنّيت من الأطباء أن يهبوا لي حفيدا |
Sende bana torun vereceksin. | Open Subtitles | -سوف تعطيني يا حفيدتي |
Arkadaşlarım ya ölüyor ya da torun sahibi oluyor. | Open Subtitles | حضرت حفلتين تعميد يبدو أن كل أصدقائي إما أنهم يموتوت أو يرزقون بأحفاد |
torun, evlattan daha çok sevilirmiş. | Open Subtitles | يقولون أن محبة أحفادك أسهل من محبة أولادك |
Bir torun, bu torunun iki oğlu ve bir kızı. | Open Subtitles | حفيدين عظام حفيدة عظيمة وحفيد عظيم |