Şayet içinizden birilerinin Bay Kincaid'in oyun tutkuları hakkında fikri yoksa ve rakamlardan anlaşılacağı üzere, bu kişilerin sayısı çok fazla olamaz. | Open Subtitles | إذا كان أي من كنت معتادا السيد كينكايد ل طموحات الألعاب، ومن الأرقام، لا يمكن أن يكون هناك عدد كبير جدا. |
Georgie'ciğin geçmişinde komik de olsa bazı tutkuları vardı ve Georgie'cik bunları bir romana dönüştürdü. | Open Subtitles | إن " جورج " لديه طموحات كبيرة بالرغم من حدوث شئ مضحك فى الماضى حوله " جورج " إلى رواية |
Bedenin tutkuları, güç ve hırsın verdikleri yanında hiç kalır | Open Subtitles | رغبات الجسد، هي لا شيء مقارنةً بما تصنعهُ القوّة والطموح |
Kendi tutkuları olmadığı için başkalarının tutkularını avlıyor. | Open Subtitles | لا تشعر بالرغبة بنفسها لذا تقوم بالأصطياد و أستهالك رغبات الآخرين |
"Ama yerdeyken, duyguları ve tutkuları olan bir insanım... " | Open Subtitles | ولكن على الأرض أنا كائن حي ذو مشاعر و عواطف |
İkinizinde bireysel tutkuları var, ...bireysel yetenekleri, bireysel hayalleri. | Open Subtitles | كلاكما يملك عواطف فردية مواهب فردية، أحلام فردية وهذ متوقع خصوصا في عمركما |
Bir yıl sonra ise tutkuları, O'nun yönünü Rodos adasına çevirdi. | Open Subtitles | وبعدها بعام تحول طموحه إلى جزيرة رودس |
Bu tanıştığım adamların tutkuları için neler yaptıklarını fark ettim. | TED | وأدركت أن سبب هذا هو أن الرجال الذين التقيت بهم شديدي الشغف لما صنعوه |
O'nun siyasi tatta farklı tutkuları vardı. | Open Subtitles | كانت لديه طموحات أخرى سياسية المنحا |
Ancak eşimin tutkuları sadece bana aittir. | Open Subtitles | لكن طموحات زوجي تقتصر علي |
Abraham basit tutkuları olan basit bir adam. | Open Subtitles | أبراهام) رجل بسيط مع طموحات بسيطة) |
Bu yanlış bir şey değil. İnsanların tutkuları inanılmaz şeyler. | Open Subtitles | أنا لا أقصد أن هناك خطأ فى ذلك ... أنا أقصد أن رغبات البشر |
Senin benim gibi, tutkuları ve zayıflıkları olan bir karakterdi. | Open Subtitles | لديها رغبات لديها نقاط ضعف مثلي ومثلك |
İhtiyaçları, iştahları ve tutkuları var. | Open Subtitles | أعتقد أن لديهم إحتياجات و توق و عواطف |
Ama farklı tutkuları var. | Open Subtitles | ولكن طموحه يجري في الطريق الخاطئ |
İşsiz geleceğimizi önlemenin anahtarının bizi insan yapan şeyi yeniden keşfedip her gün barındırdığımız gizli yetenekleri ve tutkuları ortaya çıkarmamıza olanak tanıyan yeni nesil insan merkezli işler yaratmak olduğuna inanıyorum. | TED | وأعتقد أن المفتاح لمنع مستقبلنا من البطالة هو إعادة اكتشاف ما يجعلنا الإنسان، وخلق جيل جديد من الوظائف التي تتمحور حول الإنسان التي تسمح لنا لاكتشاف المواهب و الشغف الذى نحمله معنا كل يوم. |