Çocukları, aileleri ve önleyici hizmetlerle koruyucu aile bakımından ve kurumlardan uzak tutmaya çalışıyorum, | TED | أنا أحاول إبقاء الأطفال خارج الحضانة والمؤسسات ومع عائلاتهم، وتوفير خدمات وقائية. |
Motorları çalıştırıp elle kumanda edecekler, dünyayı pencerede tutmaya çalışarak. | Open Subtitles | سيتم إحتراق للوقود ثم عملية توجيه يدوي محاولين إبقاء الأرض في النافذة |
Evet. Sadece daha hamileliğin ilk günleri diye gizli tutmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | نعم، نعم، إنه من المبكر على ذلك ونحاول الحفاظ عليه سريا |
balıkçılar, kaptanlar, bilim adamları ve teknikerler den oluşan bir takım bu hayvanı 4-5 dakikalığına suyun dışında tutmaya çalışıyor | TED | فريق الصيادين ، قباطنة ، علماء وفنيين يعملون معاً للحفاظ على هذا الحيوان خارج المحيط لحوالي أربعة إلى خمس دقائق |
Ailemizi bir arada tutmaya, sana normal bir çocukluk yaşatmaya çalışıyorduk. | Open Subtitles | , كنا نحاول ان نبقي عائلتنا معا لإعطائك ِ طفولة طبيعية |
Ancak Hitler, sol kolunu kontrol altinda tutmaya dikkat ediyor. | Open Subtitles | لكن هتلر كان يحرص على ابقاء زراعه الايسر تحت السيطره |
İlk seneni sadece bu küçük adamları canlı tutmaya çalışarak harcıyorsun. | Open Subtitles | أنت تقضي العام الأول في محاولة إبقاء هذا الصغير حيا |
Türkiye'yi, Sovyet müdahalesinden uzak tutmaya kararlılardı. | Open Subtitles | وعقدوا العزم على إبقاء تركيا خالية من التواجد السوفياتي |
Ama uzak... durmak istemeyen insanları uzak tutmaya devam edemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنهم إبقاء من يرفضون البقاء بالخلف في الخلف |
Sadece 40 saniye kaldı. Mike Winchell, Permian'ın play-off umudunu canlı tutmaya... | Open Subtitles | بقي 40 ثانية يحاول وينشيل إبقاء أحلام الفريق على قيد الحياة |
Şu an yapabileceğim tek şey sizi güvende tutmaya çalışmak olacak. | Open Subtitles | في الحقيقة، الشيء الوحيد الذي استطيع فعله هو الحفاظ على سلامتك. |
Görünüşe göre erkekler, kadınları gözlerden uzak tutmaya karar vermişler. | Open Subtitles | يبدو ان الرجال قرروا الحفاظ على نساء بعيدا عن الانظار |
Bu şehri tek parça halinde tutmaya çalışıyoruz. 80 banket buna yetmez! | Open Subtitles | نحن نحاول الحفاظ على المدينة، لن ينفع ذلك |
O gün geldiğinde senden bu ikisinden hangisinin seni hayatta tutmaya çalıştığını ve hangisinin beynini yemek istediğini hatırlamanı istiyorum. | Open Subtitles | وعندما يأتي ذلك اليوم، أنا أريد منك أن تذكر أي من البلدين و محاولة للحفاظ على قيد الحياة. وأي واحد |
Oksijen yakarak çekirdek sıcaklığımızı 37 derecede tutmaya çalışırız. | TED | إننا نحاول أن نبقي حراراتنا الداخلية عند ٣٧ درجة حقيقة عن طريق حرق المزيد من الأكسجين |
Ve bu düğünü olabildiğince basit tutmaya çalıştık, ki işe yaramadı. | Open Subtitles | وقد حاولنا ابقاء هذا الزفاف بسيطاً قدر الإمكان، ولكن لم يفلح |
Hayaletleri uzakta tutmaya çalışacağım ama her zaman geri dönmeye çalışacaklar. | Open Subtitles | أحاول أن أبقي الأشباح خارجا لكنهم دائما ما يجدون طريقهم للدخول |
Bu paranın küçük bir miktarı. ...bu projeyi ayakta tutmaya yeterli olacaktır. | Open Subtitles | كمية صغيرة من هذا المال تكون كافيه لإبقاء المشروع واقفا على قدميه |
Beni hapiste tutmaya... çalışacak herkesi öldürebilecektim. | Open Subtitles | سلاح يقودني للحرية و يقتل كل من يحاول إبقائي في السجن |
Ne olduğunu bilmiyorum. Tamam. Onu bir kaç saat burada tutmaya çalışırım. | Open Subtitles | لا أعرف ما الذى حدث حسنا , سأحاول أبقيه هنا ساعتين |
Destek gelene kadar bizi burada tutmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يحاولون إبقائنا هنا حتى تأتي التعزيزات. |
Ve beni onu bir dolaba tıkıp geceleyin orada tutmaya zorladılar. | Open Subtitles | و أجبروني على حشره في خزانة و إبقائه فيها طوال الليل |
Evimize gelen ışığı seviyoruz, ama yaz ortasında, bütün bu ısı aslında soğuk tutmaya çalıştığımız eve geliyor. | TED | يعجبنا الضوء الذي يدخل الغرفة، لكن في عز الصيف، كل ذلك الحر يأتي إلى الغرفة والذي نحاول إبقائها باردة. |
Pheps'i yakalayarak Los Angees polisinin gizli tutmaya çalıştığı bir şeye çarptınız. | Open Subtitles | عندما قبضت على بيللي فليبس تعثرت انت على شئ تحاول شرطة لوس انجلوس ان تبقيه سراً |
Kendinden geçersen ya da kusarsan... Giysilerini de üzerinde tutmaya çalış. | Open Subtitles | إذا تقيأت أو حاولت الإبقاء على ملابسك أيضاً |
ve ben seni dürüst tutmaya çalışıyorum ki öyle değildin, değil mi? | Open Subtitles | أنا أحاول أن أبقيك صادقه حيث أنكِ لم تكوني كذلك أليس كذلك؟ |