Babalık testi, tutuklama emri ya da suikastçıyı içeriyor mu? | Open Subtitles | أيتضمن ذلك اختبار أبوة أو مذكرة اعتقال أو قاتلا مأجورا |
Yazılı emirde görüldüğü üzere bütün çete elemanlarını tutuklama izniniz var. | Open Subtitles | وهذا أمر المداهمة سيكون بمقدوركم اعتقال أي عضو عصابة دون مذكرة |
tutuklama emri, çek senet dolandırıcılığı, sahte para basımı, kabahatli saldırı. | Open Subtitles | مذكرات إعتقال معلقة ، الإحتيال وحيازة العملة المزورة ، وجنحة الإعتداء |
Rapora geçecek olan, tutuklama esnasında Gus düştü ve yüzüstü düştü. | Open Subtitles | رؤية المسؤول , ان جيس تعرقل وسقط على وجهه اثناء الاعتقال |
Çünkü beni tutuklama konusunda uyardığın için özel dedektif şirketinle sorun yaşayabilirdin | Open Subtitles | لأنه يمكنكِ الدخول في مشاكل مع شركة التحقيقات الخاصة لتحذيري بشأن الإعتقال |
Mahkemenin atadığı avukatı, tutuklama evrakında bir hata bulmuş, ve savcıya dosyayı mühürletmiş. | Open Subtitles | المحكمه عينت محامياً اكتشفت خطئاً في اوراق القبض عليه وجعل المدعي يغلق القضيه. |
Ama bunu Palancio yaptı, inan bana. 48 saat sonra tutuklama emri çıkmış olacak. Onu sen alabilirsin. | Open Subtitles | لكنة بلانسيو ,صدقني,سأحصل على مذكرة توقيف خلال 48 ساعه و يمكنك اعتقالة |
Oraya gidip birkaç tutuklama yapabilirdik ama kimse bir şey görmemiş olacak. | Open Subtitles | بإمكاننا الذهاب إلى هناك و اجراء اعتقالات ولكن لم يرى أحدٌ شيئاً |
Bölge başsavcısının direk olarak tutuklama emri çıkarması mümkün değil. | Open Subtitles | لا يوجد سبب وجيه سيجعل المدعي العام يصدر مذكرة اعتقال |
Ve yetkililer tarafından türkiye'nin kendi dramatik Taser tutuklama şehir. | Open Subtitles | و تم اعتقال اللاعب من قبل الشرطة في وسط المدينة. |
- Eyalet polisini arayalım! Olmaz! Colt hakkında tutuklama emri var. | Open Subtitles | يمكن ان نكلم شرطة العاصمة لا نستطيع كولت لدية مذكرة اعتقال |
Dakota Brown... 38 yıllık mükemmel performans gösteren bir Teksas korucusu... 2,000'i aşkın tutuklama... | Open Subtitles | لمدة 38 عاما مع أداء منقطع النظير باعتباره حارس تكساس مع سجل باكثر من ألفي إعتقال |
Eğer tutuklama emri değil, bir iksir ihtiyaç fazlası gibi geliyor. | Open Subtitles | تبدين بحاجة إلى مذكّرة إعتقال و ليس إلى جرعة |
Rapora geçecek olan, tutuklama esnasında Gus düştü ve yüzüstü düştü. | Open Subtitles | رؤية المسؤول , ان جيس تعرقل وسقط على وجهه اثناء الاعتقال |
Yanlış tutuklama için davacı olmayacağım. | Open Subtitles | لا اعرف انا لا اريد ان اقاضي احدا بسبب الاعتقال الخاطئ |
tutuklama için hemen dışarıda bekleriz. Hızlı ve temiz bir iş olur. | Open Subtitles | سنكون بالخارج للقيام بمُهمة الإعتقال ينبغي أن تكون مُهمة نظيفة بالداخل والخارج |
Yeterince talep formu gördüm. Biraz tutuklama formuna ne dersin? | Open Subtitles | لقد رأيت ما يكفي من الأوراق الزرقاء متى سأرى بعضاً من اوراق الإعتقال ؟ |
Bipolar bozukluk teşhisi eski erkek arkadaşlarını gizlice takipten iki kez tutuklama. | Open Subtitles | تم تشخيصها بمرض إضطراب ثنائي القطب، ألقي القبض عليها لمطاردتها رفقائها السابقين |
150 kilo marihuana var. tutuklama yok. | Open Subtitles | إذا نحن لدينا هنا 150 كيلو من الماريجوانا وبدون عملية توقيف |
Bu yüzden Leticia büyük juriyi aradı ve birkaç tutuklama yapıldı. | TED | لذا، استدعت ليتيسيا هيئة المحلفين الكبرى، وتمت عدة اعتقالات. |
- Evet, öyle. Şu anda elimde, Emily French'i öldürme suçlamasıyla ilgili bir tutuklama emri var. | Open Subtitles | معى أمر بالقبض عليك بتهمة قتل اٍميلى فرينتش |
Hükümlünüz Martin Labarge için Kardinal'den acil tutuklama emri var. | Open Subtitles | لدي أمر من الكاردينال للقبض فورا على سجينك مارتن لابارج |
Yeni bir habere kadar tutuklama veya hareket yok. | Open Subtitles | لا إعتقالات ، لا تحرّك إلى غاية صدور أوامر أخرى |
Bir tutuklama yapıp, birazdan geçmemize izin vereceklermiş. Johnny... | Open Subtitles | يقول أنهم يقومون بعملية قبض هنا و سيدعنا نمر بعد بضعة دقائق |
Seni tutuklamak istiyorlar, yarın "tutuklama emrini" gazetede verirler. | Open Subtitles | يريدون اعتقالك و كتابـة خبر اعتقالك في الصحافـة يوم الغد |
Bunu arabada buldum. Bu adam için bir tutuklama emri. | Open Subtitles | وجدت هذا على السقف إنه إنذار أعتقال يخص هذا الرجل |
Basit bir tutuklama ile başlıyor ve sıklıkla ölümle sonlanıyordu. | Open Subtitles | في أغلب الأحيان ينتهي التوقيف لأسباب بسيطة بالموت |
Konuştuğumuz sırada, Bell ve neşeli adamları tutuklama yapmak için yoldalar. | Open Subtitles | بيل و رجاله المبتهجين في طريقهم للقيام باعتقال بينما نتحدث |