Asla ulaşamadı mı...? Sona hiç ulaşamadı. Hiçbir yerde durmadılar! | Open Subtitles | إنه لم يصل أبداً إلى النهاية لقد إنتهوا للا مكان |
Katil önce ona ulaşamadı ama Havez'i öldürdü. | Open Subtitles | القاتل لم يصل إلى ه أولا، لكنّه قتل هافيز. |
Şu an Wald bombaya giden tek ipucumuz. Ama Bauer henüz Wald'a ulaşamadı. | Open Subtitles | الان يعتبر والد الخيط الوحيد لنا لايجاد القنبلة ، ولكن باور لم يصل الى والد |
Benim suçum değildi. Zamanında ulaşamadı. | Open Subtitles | هذا لم يكن خطأي إنه لم يصل هناك في الموعد |
Yaptıysa bile, ona ulaşamadı. | Open Subtitles | حسنا.. إن كان قد فعل.. فهو لم يصل إليه.. |
Gideceği yere hemen ulaşamadı. Yaklaşık bir saat önce yeniden gönderildi. | Open Subtitles | لم يصل إليهم حتى قمتُ بإعتراض الإرسال مُنذ ساعة. |
Ne yazık ki para yerine asla ulaşamadı. | Open Subtitles | ولسوء الحظ، المال لم يصل أبداً |
Bize anlatmak için yola çıktı fakat asla ulaşamadı. | Open Subtitles | كان فى طريقة ليخبرنا ولكنه لم يصل ابداً |
Şükürler olsun ki hedefine ulaşamadı. | Open Subtitles | -لا نعلم ذلك حمدا للربّ أنه لم يصل لوجهته |
Ancak asla İspanya'ya ulaşamadı. | Open Subtitles | لم يصل الى اسبانيا ابدا, |
Şuana kadar hiç kimse o nehre ulaşamadı. | Open Subtitles | لم يصل أحد إلى النهر أبداً. |
Bu da ne demek? Kaf Dağı'nın tepesine ulaşamadı yani. | Open Subtitles | لم يصل قطارها الي اورلاند |
Kraliçeye ulaşamadı. | Open Subtitles | لم يصل للملكه ابدا |
- Oraya hiç ulaşamadı. | Open Subtitles | لم يصل للقمة أبداً. |
Stevens bana zamanında ulaşamadı. | Open Subtitles | (ستيفنز) لم يصل إليّ في الوقت المناسب. |
Ama asla ulaşamadı. | Open Subtitles | ولكنه لم يصل. |
Fakat ona ulaşamadı. | Open Subtitles | ولكنه لم يصل. |