Aradım, ama uluslararası sularda olduğu için bir şey yapmayacaklarmış. | Open Subtitles | فعلت, لكنها مياه دولية لذا, لقد أخذوا ملاحظة عنها فقط |
Çinlilerin bile umursamadığı bir olay için uluslararası bir operasyon başlatmayacağız. | Open Subtitles | لن نسبب حادثة دولية لأجل شئ لا يهم الحكومة الصينية نفسها |
uluslararası bir ekibin üyesi olarak... uzay gemisi SOJUS 31'le kalkışa hazırım... 26 Ağustos 1978'de, uluslararası bir başarıya ulaştık. | Open Subtitles | أنا جاهز للانظلاق في سفينة الفضاء 31 سويوس كعضو في الفريق الدولي في 26 آب 1978 وصلنا إلى موقع دولي |
Normalde bunlar olduğunda, para toplanması için uluslararası çağrıda bulunulur. | TED | عادة عند حدوث ذلك ينتظرون منظمة الإغاثة العالمية لجمع المال |
O da parasızdı ve uluslararası terörist gruplarla bir bağlantısı yoktu. | TED | وقد كان مطروداً أيضا ولم تكن له صلة بالجماعات الإرهابية الدولية |
uluslararası yasal tanıma göre bu insanların pek çoğu mülteci olarak nitelenebilir. | TED | والعديد من هؤلاء الناس ينطبق عليهم مفهوم لاجئ حسب المفهوم العالمي القانوني. |
Nansen uluslararası Mülteciler Ofisi, bu uygulanabilir stratejiyi tanımasıyla Nobel Barış Ödülü'nü aldı. | TED | والمكتب الدولي للاجئين حصل على جائزة نوبل للسلام تقديراً لهذ الاسترتيجية القابلة للتطبيق. |
Sadece uluslararası bir olayı önlemek için yeterli olacağını düşündük. | Open Subtitles | رأينا ان منع حادثة دولية سيكون جيد بما فيه الكفاية |
Bu sadece senin uluslararası kriket maçında nasıl atış yapacağını unutturur. | Open Subtitles | بمجرد إرسال واحد، سوف يُنسيك.. كيف تضرب في مباراة كريكت دولية |
Pinochet rejimi yasallaştırması için yapılan uluslararası baskılara maruz kalır. | Open Subtitles | بعد 15 سنة من الدكتاتورية واجه بينوشيه ضغوط دولية متزايدة |
Geçen yıl uluslararası "Korsan Gibi Konuş Günü" partisine gitmiştim. | Open Subtitles | ذهبت إلى نقاش دولي مثل حفل يوم القراصنة السنة المنصرمة |
Eski Amir, Pakistan ordusu tarafından korunan uluslararası bir havaalanından kaçırıldı. | Open Subtitles | سَلفي اُختطف من مطار دولي محمي ومؤمن عن طريق الجيش الباكستاني |
- Bakan Hanım, bir uzmana karşılık uluslararası bir yara açmak isteyeceğinizi sanmıyorum. | Open Subtitles | .سيدتي الوزيرة ، لا أظن انك .تريدين فتح جرح دولي .من اجل عالمة |
Ama düşünecek olursanız, uluslararası standartlar belirlemenin maliyeti mafiş, hiç birşey! | TED | إذا فكرتم بها، فان تكلفة إصدار القوانين العالمية هي لا شئ. |
uluslararası Özgürlük Evi, küçük bir operasyon hakkında duyum almış. | Open Subtitles | لقد سمعت هيئة الحرية العالمية بهذه العملية الصغيرة قبل فترة |
Bizler uluslararası standartların çalıştığını iyi biliyoruz, lakin biz onlara tabiyiz. | TED | نحن نعلم أن هذه المعايير الدولية تنجح لأننا بالفعل لدينا واحدة. |
Tüm ekiplerin dikkatine, uluslararası Suçlarla Mücadele binasında ateş edildi. Çin Büyükelçisi vuruldu. | Open Subtitles | إلى جميع الوحدات التوجه إلى مبنى الجنايات العالمي السفير الصيني قد تم إصابته |
Ve bu arada bütün bunlar uluslararası Astronomi Birliği tarafından yapılıyor. | TED | وهذا كله تم القيام به، بالمناسبة من طرف الإتحاد الفلكي الدولي. |
Şu Büyük Dörtlü işi bütün uluslararası topluluğu diken üstünde tutuyor. | Open Subtitles | اعمال الكبار الأربعة هذه جعلت المجتمع الدولى بأكمله على حافة الهاوية |
Ben köylü bir kadının uluslararası devlerle boy ölçüşmesini sağlıyorum. | TED | لقد جعلت المراه القرويه تنافس المنظمات الدوليه |
uluslararası Mahkemenin suçlarım için vereceği her türlü cezayı kabul edeceğim. | Open Subtitles | سأقبل بأي عقوبة تفرضها عليّ المحكمة الدوليّة لما اقترفته من جرائم |
FBI'ın uluslararası özel görev birliğine katılıyorsun. | Open Subtitles | ستنضمّ إلى مكتب التّحقيق الفيدراليّ مجموعة دوليّة خاصّة |
Onları her gün terör eylemlerinden koruyan program. uluslararası ve yerli. | Open Subtitles | البرنامج الذي يُنقذهم من الهجمات الإرهابيّة في كلّ يوم، دوليا ومحليا. |
Çoğu uluslararası olan bir grup müşterimiz işlerini postayla halletmek istiyor belge izi kalmasını istemiyor. | Open Subtitles | عندنا الكثير من الزبائن معظمهم دوليين الذين لا يريدون عملهم أن يمر بالبريد وهم لا يريدون أثر ورقى |
Kanada uluslararası platformda bilime bir ilham kaynağı oldu. | TED | في الأخير، تعتبر كندا كمنارة للعلم دولياً. |
Ülkelerin kendi para birimlerinden üretmelerindense uluslararası paranın bu şekilde üretilmesinin birkaç faydası var. | TED | لدى طبع النقود الدولية بهذه الطريقة العديد من المزايا أكثر من طباعة العملات الوطنية. |
Ama her uluslararası havaalanı birtakım kendine has zorluklar çıkarır. | Open Subtitles | لكن كل مطار دولى يملك مجموعته الخاصة من المشاكل الفريدة من نوعها |