Joy Umduğun gibi olmadığı için özür dilerim. | Open Subtitles | أوه، والفرح، وأنا آسف أنها لم تتحول الطريقة كنت تأمل. |
Yanıldın işte. Ben Umduğun gibi damızlık bir aygır değilim. | Open Subtitles | أنا لست الرجل الذى تتمنين |
Ama Umduğun şeyin baştan çıkarıcı olduğunu söyleyebilirim. - Emir vermemi istiyorsun. | Open Subtitles | ولكن الشيء الذي تتوقعه مني لأقوله طموح جدا |
Umduğun şey bu olsa bile durum seninle aynı şekilde yüzümü güldürmüyor. | Open Subtitles | ولكن هذا لن يرسم ابتسامة على محياي ان كان هذا ما تأملينه |
Seni öldüreceğim. Senin Umduğun da bu. | Open Subtitles | سأقتلك هذا ما تمنيته انت |
Sadece gününün Umduğun kadar rahatlatıcı geçtiğinden emin olmak istedik. | Open Subtitles | أردت فقط التأكد من أنكي حصلتي على يوم استرخاء كما كنتي تأملين |
Beni görmeyi Umduğun son yerin burası olduğunu söyleme bana? | Open Subtitles | لا تقولي لي بأن هذا هو المكان الأخير الذي تتوقعين رؤيتي فيه؟ |
Açıklıktayken geri dönmeyi Umduğun gibi. | Open Subtitles | كما كنت تأمل بالنجاة، في ساحة القتال |
Umduğun gibi bir kavuşma partisi olmadı. | Open Subtitles | .ليس لمّ الشمل الذي كنت تأمل به |
Benimle karşılaşmayı Umduğun için. | Open Subtitles | لأنّك كنت تأمل أنْ تلتقيني. |
Aynen öyle... Ama senin Umduğun şekilde değil. | Open Subtitles | سينتهي ولكن ليس كما تتمنين |
Alura'ya sorabilmeyi Umduğun her şeyi bana sorabilirsin. | Open Subtitles | أياً كان ما تتمنين لو بإمكانِك سؤاله لـ(ألورا) فلتسألينني عنه. |
Yalnız, senin Umduğun gibi, kalp kriziyle alakalı kalbi engelleyen bir tıkanıklık bulamadım. | Open Subtitles | هذا ما تتوقعه من أزمة قلبية لكنني لم أجد إنسدادات متوافقة مع مرض تاجي |
Her zaman en az Umduğun kişi çıkar. | Open Subtitles | انهُ دائمًا الشخص الذي لا تتوقعه |
Umduğun etkiyi yarattı. | Open Subtitles | حسناً، لقد خلف الأثر الذي كنتِ تأملينه. |
Umduğun etkiyi yaratacağından pek emin değilim. | Open Subtitles | -لستُ واثقاً من تأثيرها الذي تأملينه . |
Umduğun her şey bu muydu? | Open Subtitles | هل هذا كل شيء ما تمنيته ؟ |
Çıldırmış köpekler indirilir. Kardeşine saldırdığında başarmayı Umduğun şey bu muydu? | Open Subtitles | أهذا ما كنت تأملين بتحقيقه عندما هاجمت شقيقك؟ |
Söz veriyorum Umduğun soruyu sormayacağım. | Open Subtitles | أني لن أطلب الطلب الذي تتوقعين |
Dönen olta iğnesine benzeyen radar görüntüleridir ve şaşırtıcı şekilde Umduğun şeye benzerler. | Open Subtitles | إنها دوامات ذات خطاف مثل رادار التواقيع #أمور متعلقة بالأعاصير # تبدو مدهشة مثل شيئ لم تتوقعيه |
Onunla birlikte olmasını Umduğun kızlardan. | Open Subtitles | إنها من تلك الفتيات التي تتوقع وجودهن معه |
Her şey Umduğun gibi gitmez. | Open Subtitles | لا تأتى الرياح بما تشتهى السفن |
Bu Soho'da birbirimizle tanışmayı Umduğun bar mı? | Open Subtitles | أهو نفس البار في سوهو الذي تمنّيتِ أن نلتقي هناك؟ |