ويكيبيديا

    "un" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • بأن
        
    • أنّ
        
    • ل
        
    • لدى
        
    • الخاص
        
    • الدقيق
        
    • الخاصة
        
    • دقيق
        
    • لل
        
    • لشركة
        
    • غياب
        
    • أون
        
    • الطحين
        
    • طحين
        
    • وود
        
    Bu Bayan Scott'un bir sonraki filmini çekmeyeceği mi anlamına geliyor? Open Subtitles هل ذلك يعنى بأن الآنسة سكوت لن تنشر فيلمها الأخير ؟
    Tumbler kötü durumda. Porsche'un Wiltern ve Wetherly'de olacağını söylemişti. Open Subtitles أضعنا،لقد قال بأن البورش سيكون في زاوية ويلترن و ويثثرلي
    CA: Facebook'un bazı konuları ele alması ne kadar öncelikli? TED ك.أ: ما مدى أهمية ذلك لمجلس إدارة فيس بوك أنّ يعلنوا عن بعض المشاكل؟
    Bu Thorn' un şirketsel görüşüdür, benim kişisel görüşüm değil. Open Subtitles حسنا.. الصوره ل ثورن كمؤسسه و ليست صوره شخصيه لى
    Ertesi sabah, akşamdan kalmaydım ve Joy'un bir kocası vardı. Open Subtitles الصباح التالي، كنت أشكو من صداع وكان لدى جوي زوج
    Eleanor Bloom'un bütün nakliye ekibi sızmış bir şekilde yerde yatıyor. Open Subtitles اليانور بلوم كامل يتم تمرير طاقم يخرجون في الطابق الخاص بك.
    tahılınız 500 gram yada bir kilo olsa bile, onu sizin için öğütür. un değirmenleri bu kadar küçük miktari öğütmez. TED لو كان لديك 500 جرام أو كيلوجرام، سوف يطحنها لك؛ لان مطاحن الدقيق لن تقبل بهذه الكمية القليلة لتطحنها.
    Booth'un Isabella Contreras'ı öldürmek için arama (tel) yaptığını biliyorum. Open Subtitles أعرف بأن بووث هو من أعطى الأمر لقتل ايزابيلا كونتريراس.
    Sanırım Carson'un sana takmış olmasını sebebi Colleen'in arkadaşı olman. Open Subtitles على الأرجح بأن كارسون يتربص بكِ لأنك إحدى صديقات كولين
    Ama korkarım Arthur'un annesinin yerini doldurmak için çok geç. Open Subtitles لكني خائف بأن الوقت متأخر لاستبدال أم ْ آرثر ْ.
    Şimdi, Swann ve Proust'un, kabul etmeliyiz ki, kıskançlıkta adları çıkmış. TED علينا أن نعترف أنّ سوان و بروست كانا مشهورين بالغيرة.
    Bir de, Scotland Yard'da Sherlock Holmes'un elini sıkmak istemeyen bir kişi bile olmadığını söyler. TED و قال أنّ ما من أحد من الشرطة البريطانيّة لا يريد مصافحة شيرلوك هولمز.
    Satürn'ün uydusu Enseladus'un yüzeyinin altındaki başka bir okyanus, TED كما أنّ المحيط آخر الموجود تحت سطح قمر كوكب زحل انسيلادس هو مصدر الينابيع الفوّارة التي تنطلق إلى الفضاء.
    Bu sefer, Lex Luthor'un kişisel asistanı aramana cevap vermiş. Open Subtitles هذه المرة، المساعدة الشخصية ل ليكس لوثر ردت على مكالمتك.
    Birisi, Dr. Hoke'un evine bir çeşit gözetleme cihazı yerleştirmiş. Open Subtitles زرعت حتى شخص لمراقبة الجهاز في منزل الدكتور هوك ل.
    Brooke'un böyle bir kuralı olsaydı, muhtemelen şu an işsiz değildim. Open Subtitles لربما كنت ساحتفظ بوظيفتي إذا لم يكن لدى بروك تلك القوانين
    83 senesinde The Stones'un Batı Almanya turunda amplifikatör taşıyordum ve bir tünelden geçerken otobüs sörfü yapan tur menajeri kollarını kaybetti. Open Subtitles في سنة 1983 كنت أعمل لدى فرقة الرولينغ ستونز في جولتهم غرب ألمانيا حينها فقد مدير الفرقة ذراعيه ركوب الحافلات داخل نفق
    Eleanor Bloom'un bütün nakliye ekibi sızmış bir şekilde yerde yatıyor. Open Subtitles كامل اليانور بلوم الانتقال الطاقم مرت بها في الطابق الخاص بك.
    Yağ bugün bitecek, iki günlük un ve on tane patatesimiz kaldı. Open Subtitles تبقى لنا يوم أخير من مخزون الزيت و يومين من الدقيق و عشرة من البطاطس
    " Burada Heru-ur'un Yıldız Geçidi yatar, Tagrea insanlarının sahte tanrısı." Open Subtitles هنا تكمن الشابا آي الخاصة بـ حورس الإله الزائف لشعب تاجريا
    Elliot Cole'un detaycı bir yönetici şöhreti var, değil mi? Open Subtitles أليوت كول لديه سمعة كبيرة كمدير دقيق ، أليس كذلك؟
    Dostum, benim dolabımda da Mysterion'un resmi var. Open Subtitles ياصاح، أنا أيضا لدي صورة لل'ميستريون' في حزنتي.
    Kendisi Fortune 500 şirketlerinden olan Xerox'un ilk Afrikan-Amerikan kadın CEO'su. TED هي أول أنثى أمريكية أفريقية تعمل بصفتها مديرة تنفيذية لشركة مدرجة في فورشن 500، تابعة لزيروكس.
    Neyse, sırf bizimle uğraşmak için Scooter McGreevy George'un yokluğundan yararlanıp Fillmoreluların kasabanın yarısına dava açmasına neden oldu. Open Subtitles على اي حال فقط للعبث معنا سكوتر ماغري استغل غياب جورج جعل سكان فيلمور مقاضاة نصف سكان هذه البلدة
    Neyse Kore'ye, Hyun Sook'un köyüne geri döndüm. Gitmişti. TED ثم عدت إلى كوريا و عدت إلى قرية أون سوك، وكانت قد اختفت.
    Ayrıca bir kutu un ve yarım paket tereyağı gerekli. Open Subtitles واريد ايضاً كأس من الطحين و نصف ملعقة من الزبد.
    Sadece pizza pişiren fırınlarda kullanılan çok iyi bir un. Open Subtitles إنه طحين ممتاز جداً يستخدم في أفران خبز البيتزا فقط
    Dur bir dakika. Natalie Wood'un küçük bir rolü vardı, ilk rollerinden biri. Open Subtitles انتظري تعلمين ماذا، ناتالي وود مثلت بدور صغير فيه ، أحد أوائل أفلامها

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد