Yatağımın yanında kuma gömülü bir kola cevizi ile uyumak zorundaydım ve 7 cüzzamlı için 7 madeni para gibi şeyler... | TED | ولكن اضطررت الى النوم مع عروق الجوز بجانب سريري, مدفونا في الرمل, ومنح سبع قطع نقدية لسبعة مرضى بالجذام وهلم جرا. |
Bir takım hasta üzerinde cihazı test ederken farkettim ki bütün gece çorapla uyumak istemeyenler için bir çözüm bulmam gerekiyordu. | TED | اختبار الجهاز على عدد من المرضى جعلني أدرك أني بحاجة لأخترع حل للناس الذين لا يريدون ارتداء جوارب أثناء النوم ليلًا. |
En azından ayak masajı yaptırmak ya da uyumak yerine çabalıyorum, Piper. | Open Subtitles | أتعلمين، عالأقل إنني أحاول بدلاً من الحصول على تدليك للقدمين أو النوم |
Sen olmak istiyorum senin gibi uyumak güzel rüyalar görmek. | Open Subtitles | اريد ان أكون أنتى ان أنام مثلك لأحظى بأحلام جميله |
Yağmur yağdığı ve uyumak için bir yer aradığım her zaman. | Open Subtitles | أقتحم أيّ مكان إذا كانت تُمطر لأني أحتاج مكاناً للنوم فيه. |
Hadi gelin öyleyse, eğer su üstünde uyumak istiyorsanız, çünkü... | Open Subtitles | لهذا تعالى إلينا إذا كنت تريد أن تنام على الماء |
uyumak, içmek ve arkadaşlarınla adam dövmekten başka ne bilirsin sen? | Open Subtitles | النوم والشرب وضرب اصحابك الصفر هو كل ما يبدو أنك تفعله |
Değişmek istersen orada uyumak benim için sorun olmaz. Konu o değil. | Open Subtitles | لو أردت أن نتبادل الوظائف لن يكون لدي مشكلة في النوم هناك |
Kendi evinde kendini güvende hissetmediğinde uyumak zor oluyor, değil mi? | Open Subtitles | من الصعب النوم حين لا تشعرينَ بالأمانِ في بيتك، أليسَ كذلك؟ |
Bu dünyadaki en zor şeydir, çünkü uyumak istemezler öylece orada yatarlar. | Open Subtitles | هذا هو أصعب شيء في العالم للقيام به انهم لا يريدوا النوم |
Ben sadece tatil için meselenin uyumak ve dinlenmek olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | لقد ظننت فقط أن المغزى الحقيق من الإجازة هو النوم والراحة |
Kadınlar! Tek istediğin şey uyumak olduğunda seni sinirlendirmenin bir yolunu bulurlar. | Open Subtitles | النساء، جيدات في إغضابك .عندما كل ما تود القيام بهِ هو النوم |
Eminim birkaç seçenek düşünürsünüz, mesela bir şey içmek, mektup yazmak, bu sıkıcı konuşma sırasında uyumak gibi, tabii yapabilirseniz. | TED | بالطبع يمكنك التفكير ببعض الخيارات مثل احتساب شراب أو كتابة رسالة، أو النوم خلال هذه المحاضرة المملة، إذا أمكنكم. |
Ve bana hep söylenen şuydu: Evde anne babaysan, uyku uyumak yoktur. | TED | وقد أُبلغت دائمًا بأن كونك رب منزل، فهذا يجعلك لا تحصل على أي قسط من النوم. |
Hayır. Ben uyumak istiyorum, fakat yatamıyorum çünkü penceremin dışında bir kuş var. | Open Subtitles | أنا أريد أن أنام و لكني لا استطيع لأن هناك طير خارج نافذتي |
Artı etrafta çok dolanıyorsun. Uykumu kaçırıyorsun. Artık yalnız uyumak istiyorum. | Open Subtitles | وأنت تتحرك كثيراً منذ الآن أريد أن أنام وحدي |
uyumak için sonsuzluk kutusuna yattığından büyükannemin saçları da böyleydi. | Open Subtitles | جدتي كان شعرها مثلك، حين ذهبت للنوم في صندوقها الأبدي |
Sabahları uyanıp yaşayan ölü puştlarla savaşmak yiyecek aramak, geceleri iki gözünüz açık uyumak ve sürekli bunu tekrarlamak mı istiyorsunuz? | Open Subtitles | أن تستيقظو فى الصباح وتحاربو الموتى الاوغاد ؟ تناول الطعام وتذهبون للنوم و تفتحون عينين أثناء نومكم تتهيأو ثم تكررو ؟ |
Kendini daha iyi hissediyor musun? İlk kez huzurlu uyudun. Bu uyumak değil. | Open Subtitles | ، بالتأكيد كنت تشعر بتحسن هذه هى المرة الأولى التى تنام فيها بهناء |
Yani dolapta olanı yemek, her akşam yatağında uyumak filan? | Open Subtitles | تعرفين, اكل ما في الثلاجة انام في سريرك كل ليلة؟ |
uyumak istemiyormuş çünkü rüyasında bir sonraki görevde öldüreceği insanları görüyormuş. | Open Subtitles | بأنه لا يريد أن ينام لأنه يحلم بالأشخاص الذين سيقتلهم لاحقاً |
bu gece annenin yataginda uyumak istermisin? hadi beraber uyuyalim. | Open Subtitles | يجب علينا ان ننام سويا فى سرير امك الليلة ؟ |
Yemek yok, içmek yok, uyumak yok, konuşmak yok, mesaj atmak yok. | Open Subtitles | لا أكل أو شرب أو نوم أو كلام أو نقر أو مراسلة |
Kapıdaki bekçilere, Prensesin seni uyumak için dışarı yolladığını söyle. | Open Subtitles | اخبري الحراس علي البوابه ان الأميرة ارسلتك لكي تنامي بالخارج. |
Bunca yıldır bütün gün uyumak tüm gece içmek onu hamlaştırmıştı. | Open Subtitles | اعتقد بان كل تلك السنين التي قضيانها بالنوم بالنهار والشرب بالليل قد لحقت به. |
Şimdi de araştırmalar bize çözmenin, yemek ve uyumak kadar ilkel olduğunu söylüyor. | TED | حاليا، كشف بحث أن الحل حاجة بدائيّة مثل الأكل والنوم. |
Neden uyumak zorundayım? Yorgun değilim ki. | Open Subtitles | لماذا علي أن آخذ قيلولة أنا لا أشعر بالتعب ؟ |
Kulübende seninle uyumak istiyorum, ve uyuyacağım da. | Open Subtitles | وأُريدُ النَوْم مَعك في كوخِكَ وسوف أفعل |
Gözünü morartan, seni evsiz bırakan... arabanda uyumak zorunda bırakan, korku içinde yaşatan içgüdüyü değil. | Open Subtitles | لاتثقِ بتلك الغريزة التي تسببت بضربكِ وجعلتكِ مشرّدة تنامين في الشارع، وتخافين على حياتكِ .. |
Oldukça küçüktü çünkü uyumak için her gece birazını içmem gerekiyordu. Öyleydi. | Open Subtitles | و الذي أصبح صغيراً جداً لأنني كنت ادخن قطعاً صغيرة منه لأنام |