Petrolü daha verimli kullanmak suretiyle yarısından tasarruf edebiliriz ve bunu tasarruf edilen Varil başına 12 dolar maliyetle yapabiliriz. | TED | بوسعنا أن نوفر نصف هذا النفط إذا استهلكناه بحكمة بتكلفة 12 دولار لسعر البرميل الموفر |
Şimdilik Varil başına 20 dolarlık bir artışa razı oldu. | Open Subtitles | لكن يحتمل زيادة سعر البرميل إلى 20 دولار |
Birkaç Varil benzin ve birazcık mermiyle şehri getirdiğim noktaya baksana. | Open Subtitles | انظر ما فعلته بهذه المدينة ببضعة براميل من الوقود وبضعة رصاصات |
1,000 paund nitrojen gübre ve Varil varil dizel yakıt gitmiş. | Open Subtitles | 1000 جنيه من الأسمدة النيتروجينية واكثر من عشرة براميل وقود الديزل. |
Ve Detroit'in altında tüm bu mega varillerin ortalama maliyeti Varil başına 18 dolar eder. | TED | و جميع تلك البراميل الضخمة تحت مدينة ديترويت تبلغ تكلفتها في المتوسط إلى 18 دولار للبرميل. |
İki Varil benzin otuz kilo ağırlığında üç kasa yağ ve bir sürü de fan kayışı var. | Open Subtitles | برميلين من البنزين وثلاثه علب من الزيت عيار 30 وكومه من احزمة المراوح |
Zarf ile Varil arasında seçim yapmak zorundasınız. | Open Subtitles | لابد وأن تختاروا بين ما يكمن في داخل المظروف أو البرميل. |
Ayrıca onun kargo faturasında 38 Varil görünüyormuş ve bu 39 numaraymış. | Open Subtitles | بالإضافة، سند الشحن كان لـ38 برميل وهذا البرميل يجعلهم 39 |
Ancak bunu da sayarsak 17 Varil ediyor. | Open Subtitles | و لكن بعد العدّ, ذلك هناك, هو البرميل 17. |
Varil arabaya girinceye kadar kimse işemeyecek! | Open Subtitles | لا أحد سيتبول الا عندما نضع البرميل في السيارة. |
Varil kendiliğinden duruncaya kadar asla dışarı çıkmayacaksın! | Open Subtitles | يجب ألا ترتمي خارج البرميل حتى يتوقف بشكل طبيعي! |
En ucuz, en güvenli bir Varil petrol, işgüzarlık yolu ile kullanılmayandır. | TED | وحتى براميل النفط الأقل سعرًا والآكثر أمانًا لا يتم استخدامها للحصول على الكفاءة في الطاقة |
10 fıçı çivi, 20 Varil katran ve bütün bu aletler. | Open Subtitles | و عشرة براميل من المسامير وعشرون برميل من القار , و جميع هذة الادوات |
20 Varil için 100,000 dolar. Dikkat et, boş Varil olmasın. | Open Subtitles | مئة الف دولار مقابل 40 برميل تأكد من عدم وجود براميل فارغة |
Bay Shalline, fabrikanın arkasında bir çukurda müfettişlerce altı Varil zehirli atık bulundu. | Open Subtitles | ستة براميل من النفايات السامة وجدت هنالك فى حفرة و فحصت من قبل مفتشى البلدة |
En yukarıda, BP'nin atık petrol sızıntısı: milyarlarca Varil fışkıran petrol Meksika körfezinde akıyor. | TED | في السطر العلوي، هذه بقعة نفط بريتيش بتروليوم: مليارات البراميل من النفط تدفقت في خليج المكسيك. |
Her gün binlerce Varil petrol çıkan bir çok kuyum var. | Open Subtitles | لديّ آبار غفيرة تنتج آلاف البراميل يوميّاً |
Tüfek dolu iki Varil ve mermi dolu bir Varil buldular. | Open Subtitles | وجدوا برميلين مليئة بالبنادق وآخر مليء بالرصاص |
2007 den beri Varil fiyatı 100$, bilinen tüm rezervler yirmi yıl içerisinde tükenecek. | Open Subtitles | مائة دولار للبرميل في 2007 الإحتياطيات المعروفه , تستنفد بعد 20 عاما |
Fotosentez süreçlerini kullanarak bir yılda tükettiğimiz 30 milyar Varil benzinin tekrar üretmek için Dünya'nın tam 500 yıla ihtiyacı var. | TED | من جهة النمو النباتي الضوئي٬ فإنها تتطلب 500 سنة من ذلك النمو لإنتاج ما نستخدمه٬ أي 30 مليار برميل في السنة. |
Avdan 85 Varil yağ çıktı. Tamamı Depolandı. | Open Subtitles | لقد قاموا بجمع 85 برميلا من الزيت وتم تعبئتها وتخزينها |
Bir gece bir Varil bira içip, kampüs boyunca çırılçıplak koşmuşsun ve 58 insanı bir telefon kulübesine sıkıştırmışsın. | Open Subtitles | سمعت أنه شرب في ليلة واحدة برميلاً كاملاً من الجعة وقطع الحرم الجامعي بأكمله عدواً وحشر 58 بشرياً داخل حجيرة هاتف. |
Ayrıca EK4 lazerleri var ve bir Varil de yerden havaya füzeler var | Open Subtitles | هنالك أيضاً ليزر طراز "إي كي 4" وبرميل من قذائف "أرض |