Ağrıyla çocuk doğuracaksın arzun kocana olacak ve o senin efendin olacak. | Open Subtitles | بالوجع تلدين اولاداً و إلى رجلك يكون اشتياقك و هو يسود عليك |
Bölge savcısı ile görüştüm, ve o da aynı fikirde. | Open Subtitles | لقد تحدثت إلى المدعى العام و هو على إستعداد للتواصل |
Strozi'yi ve o işe yaramaz Giorgio'yu... öldürmeye ne dersin? | Open Subtitles | ما مدى رغبتك في قتل ستروزي وذلك الشرير الصغير جورجيو؟ |
Sadece dışarıdan gelen rüzgârın uğultuları eşliğinde çadırımda sevişen ben ve o vardık. | Open Subtitles | كنا أنا و هي فقط. نتضاجع في خيمتي مع عويل الرياح في الخارج. |
Kızkardeşim arkadaki yatak odasında öldü ve o öyleydi, pis bir sır. | Open Subtitles | اختى ماتت فى غرفة النوم الخلفي و هذا ما كانت عليه سر |
ve o parça yayınlandı, ve sonra bir başkasını yazdım, o da yayınlandı. | TED | و تلك القطعة تم نشرها و عندها كتبت قطعة اخرى و تم نشرها |
Dünyada uğruna öleceğim tek bir kişi var, ve o da sensin. | Open Subtitles | هنالك شخصٌ واحد فقط أنا مستعدٌ للموت من أجله, و هو أنت |
Bayım, karım beş yıldır ölü ve o bunu bildi. | Open Subtitles | سيدي,لقد ماتت زوجتي منذ خمسة اعوام و هو كان يعلم |
Hadi ama, bunu yalnız yapmak istemiyorum ve o çok tatlı biri. | Open Subtitles | هيا, أنا لا أريد فعل هذا بمفردي و هو شخص لطيف جداً |
Aslında, o eski, ve o gerçekten uzak yaşıyor. Ama geç kaldım. | Open Subtitles | . في الواقع إنه أكبر و هو يعيش بعيداً ، لكنني متأخرة |
Evlatlık bir bebekle ilk günümüz ve o işe geri dönmek zorunda kaldı. | Open Subtitles | , هذا أول يوم لنا مع ابنة متبناة و هو عليه العودة للعمل |
ve o gece, ondan aldığım tek evet bu değildi. | Open Subtitles | وذلك ما كَانَ الوحيدينَ نعم أصبحتُ مِنْ ذلك ليلِها أمّا. |
O adam deli. Polisleri dinlemiyor, ve o gaz patlayacak. | Open Subtitles | هذا الرجل معتوه، إنه لا يستمع للشرطة، وذلك الغاز سينفجر |
orada halımı kesiyorlar, ve o halı ithal mal, dostum. | Open Subtitles | تَعْرفُ، هم يُقطّعونَ سجادتي في هناك، وذلك مستوردُ يَنْكحُ، رجل. |
Hayır, ben yardım etmeye çalışıyordum ve o beni öptü. | Open Subtitles | كلاّ ، كنتُ أحاول المُساعدة ، و هي من قبّلتني. |
Bugün yarın cesedi ortaya çıkabilir ve o da gömenin kim olduğunu biliyor. | Open Subtitles | يمكنهم أن يجدو جثته في أي وقت و هي تعرف بأننا دفناه هناك. |
Havuzda ölü bir adam var ve o kişi sensin. | Open Subtitles | هناك رجل ميت في الحوض, و هذا الرجل هو أنت |
ve o sayfalar sadece form,istatistik ve tazminat talebi değildir. | Open Subtitles | و تلك الأوراق ليست طلبات و احصاءات من أجل التعويضات |
ve o küçük çocuğun da bileklerinde aynı zincirler vardı. | Open Subtitles | و ذلك الصبي الصغير كان لديه نفس السلاسل على كاحليه |
Onunla konuşmaya çalışırken Londra Kulesi'nde doğduğumu söylemiştim ve o bana inanmıştı. | Open Subtitles | استطيع ان اقول لها اننى وُلدت فى برج لندن وهى سوف تصدقنى |
Kraliçenin Muhafızları benim ve o çocuklar başkasına itaat etmez. | Open Subtitles | أنا من محاربين الملكة وهؤلاء الفتية لن يتبعوا أحدًا آخر |
ve o diğer anlaşmaların da anahtarıydı. Onu hayattan alıkoymaya yetecek işler. | Open Subtitles | و كانت معه كل مفاتيح صفقاتهم أشياء تضعهم في السجن مدى الحياة |
ve o bir de yaşlılar evindeydi, bir huzurevinde diğer yaşlı insanlarla beraberdi, bu yüzden tam olarak diğerleri gibi görünmesi gerekiyordu. | TED | وانه أيضا في منزل قديم ، وانه في دار رعاية المسنين حول مسنين آخرين ، لذلك كان عليه أن يشبه بالضبط الآخرين. |
ve o bir... 16 milimetrelik küçük bir film makarasıydı, bilirsin. | Open Subtitles | وقد كان فيلم صغير من نوع 6 ملم كما كنت تستعمل |
Gecenin ortasında, su dökmek için kalktım, ve o orada, yere uzanmış yatıyordu. | Open Subtitles | و في وسط الليل استيقظت لأقضي حاجتي و كان هو مستلقي على الأرض |
Ben ve o. Sadece biz kaldık. Diğerleri eşleşip öldü. | Open Subtitles | ، أقصد هو و أنا ، فنحن كل من بقي منهم الآن . الآخرين جميعهم تزاوجوا و ماتوا |
Sadece Delaney ve o adamları korumak için kurtların önüne atılan birkaç polis var. | Open Subtitles | بعض الشرطيين الفاسدين فقط تجعلون منهم كبش فداء لتحموا ديلاني وأولئك الأشخاص |
İlişkim 20 yaşından beri sürüyordu, yani hemen hemen tüm yetişkinlik hayatım boyunca ve o benim ilk gerçek aşkımdı, onsuz nasıl yaşayacağımı veya bunu yapıp yapamayacağımı bilmiyordum. | TED | لقد كنت في هذه العلاقة منذ أن كان عمري 20 سنة، وبالتالي طوال فترة المراهقة، ولقد كان حبي الأوّل الحقيقي، ولم تكن لدي أدنى فكرة عن كيفية العيش بدونه. |