Her şey ne olursa olsun yüzeye yükseliyor değil mi? | Open Subtitles | كل شيء يرتفع إلى السطح في نهاية المطاف، أليس كذلك؟ |
Su, platform boyunca tünelde basınç yapıyor bu yüzden seviye yükseliyor. | Open Subtitles | المياه على طول الرصيف تسبب ضغطاً على النفق، لهذا يرتفع المنسوب. |
Ancak 340. gün civarında kandaki kanser DNA'sının yükselişini görebiliriz. En sonunda, 400 ve 450. günler arasında daha da yükseliyor. | TED | ولكن، في حدود اليوم 340، لاحظنا ارتفاع الحمض النووي للسرطان في الدم وفي النهاية ترتفع بشدة عند اليوم 400 واليوم 450. |
Tam tersine, sanki yer son hızda ona yükseliyor gibi geldi". | Open Subtitles | . . بالعكس، أبداً الأرض كانت ترتفع نحوها في سرعة شنيعة |
Ortalama mutluluk çizgisi yükseliyor ama iniş-çıkışlar azalıyor. | TED | إذا متوسط سعادتك سوف يرتفع .. ولكن لن تحصل على تلك اللحظات التي تصل بها متعتك الى الحدود القصوى |
Şu anda Amerika'da, IQ seviyesi her yıl 0.36 puan yükseliyor. | TED | الآن في الولايات المتحدة، يرتفع متوسط نسب الذكاء بمعدل 0.36 نقطة في العام. |
Yapay zekâ geliştikçe deniz seviyesi yükseliyor yani bu görev alanında bir tür küresel ısınma gerçekleşiyor. | TED | مستوى البحر يرتفع والذكاء الاصطناعي يتطور، لهذا يوجد نوع من الاحتباس الحراري يحدث هنا على مخطط تضاريس المهام. |
Ama olan önemli bir husus daha var: kendi gelirinizi kıyaslarken baz aldığınız gelir de yükseliyor. | TED | وتؤدي إلى شيء آخر، شيء مهمٌ جدّاً وهو أن دخلكم المرجعي، أي ذلك الذي تستخدمونه لقياس مدى رضاكم عن دخلكم يرتفع أيضاً. |
Bu yüzden bunun gibi sorulara baktığınızda, hayattan tatmin, görüyorsunuz ki her bir gelir basamağı ile birlikte hayattan tatmin de yükseliyor. | TED | واذا نظرتم الى أسئلة كهذه، الرضا عن الحياة ، ترى الرضى عن الحياة يرتفع مع كل درجة من الدخل. |
Ordu Kusu yükseliyor. | Open Subtitles | ـ طائر الحرب يرتفع بقوة عالية ـ أنسة تاسمكر |
Hastamızın boynunda bir kitle var ve son üç saattir ateşi yükseliyor. | Open Subtitles | مريضنا لديه ورم بعنقه و حرارة جسده ترتفع خلال الثلاث ساعات الماضية |
Böylece, pasif dönmeden, aktif dönmeye yükseliyor, yüzde 30'dan yüzde 80'e. | TED | ولذلك ، انها ترتفع من التواء سلبي إلى التواء نشط ، من 30 في المئة الى ما يصل الى 80 في المئة. |
"Sosyal yorum" ve "saygısızlık" 70'li yıllar boyunca yükseliyor. | TED | المواكبة الاجتماعية والاستخفاف ترتفع طيلة السبعينيات. |
Bu da saat başına daha çok yolculuk, saatte üretken oldukları daha fazla dakika demek ve gerçekten kazanç yükseliyor. | TED | و ذلك يعني المزيد من الرحلات في الساعة، دقائق أكثر من الساعة حيث انهم منتجون وفعلا ، الأرباح ترتفع . |
Isı hala yükseliyor. Bir şeyler soğutma programına erişimimizi engelliyor. | Open Subtitles | درجة الحرارة ما زالت ترتفع شئ ما يمنعنا من الوصول لبرنامج التبريد |
Bir şey yükseliyor. Eskilerden de eski bir şey. Herkesin kuyruğu seğiriyor. | Open Subtitles | شيئاً ما ينهض , شيئاً أكبر من الكبار والجميع أذيالهم ترتعش |
Bir dakika! Hareketlerin neşesi yükseliyor. Dans aşkı, karşı koymak imkânsız. | Open Subtitles | لحظة ، استمتاعي بهذا يزداد حُبي للرقص ، يصعب عليّ المقاومة |
Özgür kıvraklık, hızlı ve süslü, yaratıcılık kıvılcımları yükseliyor: ateş. | TED | رشاقة غير محصورة، سريعة وبارعة، وشرارات الإبداع تتصاعد: وهي النار. |
Arkadaki sıcaklık acayip artıyor. 10 saniye içinde 3,000 derece ve hâlâ da yükseliyor. | Open Subtitles | الحرارة ترتفع بشدة بالداخل، ارتفعت بمقدار 3000 درجة في 10 ثوان، وتواصل الارتفاع |
Elektrik faturamız şeker kamışına tırmanan bir yılandan daha hızlı yükseliyor. | Open Subtitles | فاتورتنا للكهرباء تزداد أسرع من أفعى تتسلق قصبة سكر. |
"Toprağın çatlaklarından duman gibi hararetli bir buhar yükseliyor... | Open Subtitles | من التشققات في التربة يصعد بخار محموم كأنه دخان |
Bunların değeri oldukça hızlı yükseliyor galeriye yatırım yapmamın asıl nedenini de bunlar oluşturuyor. | Open Subtitles | إرتفعت قميتها سريعاً و لهذا السبب وافقت على تمويل جزء من المعرض، |
Gökyüzüne doğru yükseliyor ve bugün yaşadığımız felaketlere yol açıyor. | TED | يتصاعد بعدها إلى السماء ويساهم في الكوارث التي نشهدها الآن. |
Her gün akşam saat 6'da, kime e-posta gönderdiğiniz veya ne yaptığınızın önemi yok, masalar tavana doğru yükseliyor. | TED | وفي السادسة مساء كل يوم، لا يهم من تقوم بإرساله بريدا إلكترونيا أو ما تفعله، تصعد المكاتب إلى السقف. |
yükseliyor,... yükseliyor! yükseliyor! | Open Subtitles | تنبعث، تنبعث لك الشفاء يقول إصبع الله الصغير |
Başçarkçıya söyleyin, su torpido bölümüne ulaştı ve hala yükseliyor. | Open Subtitles | أخبر الرئيس أن المياه أرتفعت فى فتحة الطوربيد وتفيض |
çünkü bir kısmı yüzüyor, ve tahmin edebileceğiniz gibi deniz seviyesi birazcık yükseliyor, buz tabandan yükseliyor, sonra gövdeden ayrılıyor ve kuzeye doğru yüzüyor. | TED | لأنه عائم جزئياً، يمكنك التخيل، مستوى البحر ارتفع قليلا، الجليد سيرتفع من القاع، وبعد ذلك يمكن أن تقطع وتطفو شمالاً. |