Ama o yüzler benim ve Sara'nın. Geleneksel yüz tanıma bunda işe yaramayacaktır. | Open Subtitles | لكن الصورة تظهر وجهينا أنا و سارة لن يعمل البرنامج التقليدي لتمييز الوجوه |
Ve tabi, gülen yüzler. Her tür yüzü görmek kolaydır. | TED | وبطبيعة الحال ، الوجوه السعيدة. من السهل ان نرى وجوه من جميع الأنواع. |
yüzler, beynimizin yüz tanıma için özelleşmiş bölgelerindeki aktiviteyi tetikler. | TED | نشاط مؤثرات الوجوه في مناطق الدماغ التي تطورت خصيصًا لتمكننا من التعرف على الوجوه. |
Katılımcılar ekranda bir çok sırayla devam eden yüzler gördü. | TED | شاهد المشاركون عدة أوجه على الشاشة، الواحد تلو الآخر. |
Farklı insanlara farklı yüzler gösterip göstermediğini bilmiyorum ama sırları olan bir kadın olduğunu hissediyordum. | Open Subtitles | لا أعلم إن كانت أبدت وجوهاً مختلفة لمختلف الأشخاص ولكن استشعرت أنها امرأةٌ ذات أسرار. |
Zamanla saydamlaşıyor, nihayetinde olacak olan, bu yüzler daha da belirginleşecek. | TED | يمكنه أن يصبح شفافاََ مع مرور الزمن، لذا ماذا يمكن أن يحدث في آخر المطاف هل تلك الوجوه سوف تبدأ بالظهور قليلا |
Ortalama yüzler, bir grubun temel eğilimlerini yansıtır. | TED | متوسط الوجوه تظهر الميول المركزية للمجموعة |
Demek istiyorum ki düz bir ekrandaki tüm o küçük yüzler bazen kimin konuştuğunu bile anlamıyorsunuz. | TED | أعني، كل تلك الوجوه الصغيرة على شاشة مسطحة، أحيانا لا نعرف حتى من الذي يتحدث. |
Zihnim çalışıyor, karışık yüzler, sesler, duygular, Hayatımı bir daha yaşıyorum sanki boğuluyormuş gibi. | TED | وفي ذهني مزيج من الوجوه والاصوات والانطباعات أعيش حياتي للنهاية وكأنني أغرق |
Fakat onu endişelendiren sürekli yüz şekilleri veya halüsinasyonları görüyor olmasıydı. Rosalie gibi yüzler çoğunlukla deforme olmuş, büyük dişli veya çok büyük gözlü oluyorlardı. | TED | ولكن ما ازعجها حقاً انه كانت تصيبها.. هلاوس و صور ملحّة لوجوه.. وكما مع روزالي، الوجوه كانت مشوهه بأسنان كبيرة جدا و عيون كبيرة جدا |
yüzler ve bazen deforme olmuş yüzler, bu tip halüsinasyonlarda, tek ortak noktadır. | TED | الوجوه، واحياناً الوجوه المشوهه، هي أكثر الاشياء شيوعاً في تلك الهلاوس |
Öteki oyuncular aktör arkadaşlarıydı, sessiz filmlerden hatırlayacağınız solmuş yüzler. | Open Subtitles | الآخرون حول المنضدة كانوا أصدقائها من الممثلين بعض الوجوه الخافتة التي قد تتذكرها من أيام الأفلام الصامتة. |
Yürüme, görgü kuralları, diksiyon ile beraber yüzler, isimler, yerler de öğretilebilir. | Open Subtitles | سيتم دراستهم جنباً إلى جنب مع الوجوه والأسماء والأماكن |
Yalnızca teorilerinize göre davranacağım ve karımı yüzler hakkındaki önyargılarından kurtaracağım. | Open Subtitles | ببساطة سأتصرف وفقًا لنظرياتك وسأحرّرها من أحكامها المسبقة اتجاه الوجوه |
Tren garlarında tüm yüzler birbirine benzer. | Open Subtitles | كل الوجوه مجهوله فى محطات السكك الحديديه |
Almanya'daki yalnızlık marketlere, eğlence mekânlarına uğrayan yaya geçitleri ve spor salonları bütün bu ruhsuz yüzler tarafından maskelendiği için var. | Open Subtitles | وهذا سبب الوحدة في ألمانيا. إنها تكسو كل هذه الوجوه الخالية من الأرواح. التي تسعى خلف الترفيه ومحلات السوبرماركت. |
yüzler tanıdıkmış, renkler, kokular aile evi de ama dillerini bilmiyormuş. | Open Subtitles | تعرف على الوجوه . .. الألوان ، العطور بيته |
Yemyeşil çayırlar, cıvıldayan kuşlar, gülümseyen dost yüzler. | Open Subtitles | حيث الحقول الخضراء و شدو الطيور و الوجوه المبتسمة الودودة |
Tanıdık gelen yabancı yüzler, uyumanızı zorlaştıran yeni kâbuslar. | Open Subtitles | . . أوجه غريبة أصبحت مألوفة كوابيس جديدة لتحدي النوم |
Her zamanki gibi, bazı eski yüzler görüyorum. Dersinizi almışsınız, buna sevindim. | Open Subtitles | كالعاده أرى وجوهاً جديده هنا سعيد انك تعلمت الدرس |
Çirkin ve güzel yüzler olabilir. | TED | يمكن أن يكون وجوهكم قبيحة , أوجه جميلة فى المرآة . |
Köşeler, eksi kenarlar, artı yüzler, yine iki ediyor. | TED | اذا قمنا بطرح عدد الزوايا من عدد الأضلع ونضيف عدد الأوجه فإن النتيجة ستبقى 2. |
Emekli olduğumuzda, devlet bize yeni yüzler vermeden önce böyle görünüyorduk. | Open Subtitles | هكذا كانت أشكالنا قبل ان نتقاعد و الحكومة اعطتنا وجوه جديدة |
Davetsiz ziyaretçiler, tanıdık olmayan yüzler. | Open Subtitles | اشخاص متطفلون, ووجوة غير مالوفة |
Şimdi, ben kalabalığa bakıyorum ve değişik yüzler görüyorum. | Open Subtitles | الان,انظر الى الجمهور وارى وجوهآ مختلفه |
İsimlerle yüzler konusunda çok iyiyimdir. Bir zamanlar mesleğimdi bu. | Open Subtitles | أنا بارعة في تذكّر الأسماء والوجوه فقد كان هذا عملي |
Grubumuza yeni katılan insanlar görüyorum yeni yüzler var. | Open Subtitles | أرى أن هناك أشخاص جدد معنا اليوم بضعة وجوهٍ جديدة |