Kötü puan almak, işini kaybetmek, tartışmak, hatta yağmurlu bir gün bile hüzünlü hissetirebilir. | TED | الحصول علي تقدير سئ، فقدان وظيفة، الدخول في جدال، أو حتى يوم ممطر يمكن أن يجلب الشعور بالحزن |
95.50, Noel'den 3 hafta önceki yağmurlu bir pazartesi için hiç de kötü değil. | Open Subtitles | بالنسبة ليوم اثنين ممطر ، ثلاثة أسابيع قبل الكريسماس ، فإن 95.50 ليس سيئاً |
Bir yıllıkların stratejisi sadece yağmurlu mevsimde büyümek. | TED | إن استراتيجية الحوليات السنوية، هي النموفقط في مواسم المطر. |
Her şey, üç yıl kadar önce, yağmurlu bir öğleden sonrasında başlar. | Open Subtitles | بدا الامر كله في امسية ممطرة منذ ثلاثة اعوام |
- Eğer sıcak değilse, soğuk. - Eğer soğuk değilse, yağmurlu. | Open Subtitles | أن لم تكن حرآ,فانها بردآ، أن لم تكن بردآ, فأنها تمطر. |
O yağmurlu bahar akşamında olduğu kadar güçlü ve caydırıcı değildi. | Open Subtitles | لَيسَت مقنعَة وقويَة جداً كما كانَت في الليل الممطر و الربيع. |
yağmurlu olan ifadeler, bir yağmur fırtınasına kapılmışçasına yere düşüyorlar, ve karlı olanlar da bir telaş içerisinde toprakla buluşuyorlar. | TED | تلك الممطرة تقع في الأسفل كما لو أنهم في عاصفة ممطرة، و النوع الثلجي يرفرف على أرض الواقع. |
Küçük bir ülkede yağmurlu bir seçim günüdür, bu ülke benim ülkem olabilir, ama sizin ülkeniz de olabilirdi. | TED | كان ذلك يوم انتخابات ماطر في بلد صغير -- يمكن أن يكون بلدي ولكنه يمكن كذلك أن يكون بلدك. |
- Bereket versin ki. - yağmurlu bir mevsim de yok. | Open Subtitles | الحمد لله - وكذلك لا يوجد موسم ممطر حقيقي هنا - |
Ama yağmurlu ve soğuk havalarda, kapalı mekanlarda kalmayı seçer. | Open Subtitles | ولكن في طقس ممطر وبارد قد يهيمُ على وجهه في الداخل |
Bir çocuğun olduğunda ve evlilik hayatından sıkıldığında, ...yağmurlu bir günde arkadaşlarınla içki içtiğinde, ...beni hiç düşünmeyeceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | عندما كان عندك طفلاً ومللت من حياة الزواج وانت ورفقائك تحتسون شراباً في يوم ممطر تعتقد انك لن تفكر في علي الأطلاق ؟ |
Bu hafta sonu yağmurlu olacak diyorlar. | Open Subtitles | يقولون أن الجو سيكون ممطر في نهاية الأسبوع |
Aklımdan Hindistan geçmişti ama sonra babamın aklına orada havanın yağmurlu olduğu geldi. | Open Subtitles | لقد فكرت فى الهند لكن أبى تذكر أنه فصل المطر |
Biliyor musunuz, yağmurlu havada içeri girdiklerinde şemsiyelerle ne yaptıklarını görmek için insanları izliyordum. | Open Subtitles | كنت أراقب الناس لأرى ما يفعلون بالمظلات حينما يهل المطر |
Bu yağmurlu günde sizleri burada gördüğüm için çok mutluyum. | Open Subtitles | تسرني رؤيتكم جميعاً هنا تحت المطر برفقتي اليوم. |
Niye bir adam, yağmurlu bir gecede elinde valiziyle üç kere evinden çıkıp her seferinde geri döner? | Open Subtitles | لماذا يترك رجل شقتة ثلاث مرات فى ليلة ممطرة ومعة حقيبة ويعود ثلاث مرات ؟ |
Niye bir adam, yağmurlu bir gecede elinde valiziyle üç kere evinden çıkıp her seferinde geri döner? | Open Subtitles | لماذا يترك رجل شقتة ثلاث مرات فى ليلة ممطرة ومعة حقيبة ويعود ثلاث مرات ؟ |
Hava yağmurlu, soğuk, ve ağır ateş altındayız! | Open Subtitles | انها تمطر , الجو بارد ونحن تحت إطلاق النار الشديد |
Bir dahaki sefere yağmurlu mevsim geldiğinde, filizlenirler ve büyürler, bütün döngü yeniden başlar. | TED | و عندما يبدأ الموسم الممطر ثانية ، فهي تنبت و تنمو، وتبدأ دورة حياتها من جديد كاملة. |
Adam artık yağmurlu çarşamba geleneğini sürdürmüyor galiba. | Open Subtitles | أعتقد انّه لم يعد يبقي الأمر بأيام الأربعاء الممطرة |
İmkanı yok.O Lois'in yağmurlu günler için biriktirdiği para. | Open Subtitles | هذه أموال لويس من أجل اليوم الماطر يوم ماطر يعني عند الحاجة |
yağmurlu mevsimde büyürler ve yılın geri kalanında hayatta kalmalarına yardımcı olmak için tohumu vardır. | TED | فهي تنمو في موسم الأمطار و لديها بذرة تساعدها على البقاء حية لبقية العام. |
Yani, ıslak yollu, yağmurlu bir pazar olacak. | Open Subtitles | إذن فسيكون الجو ممطراً ليوم الأحد، مع طرق مبتلة في جميع الأنحاء. |
yağmurlu bir günde bir telefon kulübesinde başıboş durursanız ve eflatun şemsiyeli bir adam size yaklaşırsa televizyona yaklaşmanızı öneririm. | Open Subtitles | اذا وقفت بشكل عشوائي في كابينة هاتف في يوم مُمطر وتقابل رجلا وكان وجهه مغطى بشمسية بنفسجيه, |
Hava durumunu sunan bayan bugünün yağmurlu geçeceğini söyledi. | Open Subtitles | سيدة الاحوال الجوية قالت انها ستمطر اليوم |
Fransa'nın her yeri yağmurlu olacak. | Open Subtitles | هناك أمطار في جميع أرجاء فرنسا. |
Bana yağmurlu bir günde evlenme teklif etmiştin. | Open Subtitles | لقد كانت تُمطر في اليوم الذي تقدّمتَ فيه بخطبتي. |
yağmurlu muydu, fırtınalı mıydı? | Open Subtitles | أكانت الطقس ماطراً أو عاصفاً؟ |
Geceydi. yağmurlu bir geceydi. Büyük bir fırtına vardı. | Open Subtitles | كان ليلاً، كانت ليلة ماطرة وكانت هناك عاصفة قوية |