ويكيبيديا

    "yaşadığım" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • أعيش
        
    • اعيش
        
    • حييت
        
    • أعيشها
        
    • حظيت
        
    • أقطن
        
    • عشتُ
        
    • أقيم
        
    • اسكن
        
    • مررت به
        
    • مررتُ
        
    • عشتها
        
    • أحيا
        
    • عشت
        
    • إقامتي
        
    Hala telefon, akü, tabanca ve çinkoyla yapılan daha birçok şeyle.. dolu bir dünyada yaşadığım için şükürler olsun. Open Subtitles الحمد لله أني لا أزال أعيش في عالم به هواتف، بطاريات سيارات، مسدسات، وعدة أشياء أخرى، مصنوعة من الزنك.
    Yatakta berbat olan bir boynuzluyla yaşadığım için kendimi kötü hissediyorum. Open Subtitles أشفق على نفسي لأنّي أعيش مع وغد أناني مقرف في السرير.
    Hayır, annemle yaşadığım için diyorlar çünkü annem bana meyveli gevrek hazırlıyor. Open Subtitles لا ، بسبب أني أعيش مع أمي وهي تصنع لي حلقات الفواكه
    Bu yüzden tarihin bu noktasında yaşadığım için inanılmaz derecede şanslıyım. TED لقد جعلني ممتنا جداً لانني اعيش في هذه اللحظة من التاريخ
    Sadece birlikte yaşadığım insanlar Kat, sadece Josh, Nora ve Sally. Open Subtitles فقط الأشخاص الذين أعيش معهم , كات فقط جوش ونورا وسالي
    Ben Billy falan tanımam tamam mı? Tek bildiğim bunu yaşadığım. Open Subtitles لا أعرف شيئاً عنه، حسنًا كل ما أعلمه أنني أعيش فقط
    Burası yaşadığım yer. Kenya'da Nairobi Milli Parkı'nın güneyinde yaşıyorum. TED هنا حيث أعيش.أعيش في كينيا, في الجهة الجنوبية من منتزه نيروبي الوطني.
    Fakat şu zamanda yaşadığım için çok minnettarım ve elli yıl önce o yapacak hiçbir şeyin olmadığı zamandan ziyade. TED لكنني ممتن لأني أعيش بالزمن الحالي و ليس قبل 50 سنة مضت، حينما لم يوجد ما يمكن عمله.
    yaşadığım yer olan Birleşik Devletler'de, kongresel oturumlar yok. TED في الولايات المتحدة, حيث أعيش لم يكن هناك تصريح لمجلس الشبوخ.
    Karıncaları inceliyorum; çölde, tropik ormanlarda ve mutfağımda. Ayrıca, yaşadığım Silikon Vadisi civarındaki tepelerde. TED أنا أدرس النمل في الصحاري، والغابات الاستوائية وفي مطبخي، وفي الهضاب حول وادي السيليكون حيث أعيش.
    Ethel Seiderman Kaliforniya'da yaşadığım yerde sevilen, enerji dolu bir aktivist. TED إيثيل سيدرمان ناشطة محبوبة ومشاكسة، في المكان الذي أعيش فيه في كاليفورنيا.
    Doktor, hemşire ve kliniklerimize gidip "yaşadığım ve çalıştığım yerde farkında olmam gereken bir şey var mı?" diye sorarak başlayabiliriz. TED يمكننا مبدئيًا أن نذهب ببساطة إلى أطبائنا وممرضينا إلى عياداتنا ونسأل: “هل هناك حيث أعيش” “وحيث أعمل ما يدعوني إلى القلق؟”
    Birkaç ay sonra, Princeton Üniversitesi'nde profesör ve bu çalışmanın yazarlarından olan Eldar Shafir'in Hollanda'ya, yaşadığım yere geleceğini duydum. TED بعد بضعة أشهر، سمعت أن إلدر شافير، أستاذ في جامعة برنستون وأحد باحثي هذه الدراسة، كان سيأتي إلى هولندا، حيث أعيش.
    Burada, yaşadığım yerden pek uzak olmayan San Francisco'daki Golden Gate Köprüsü'nün bir resmi var. TED وهذه صورة لجسر البوابة الذهبية بسان فرانسيسكو، ليس ببعيد عن المكان الذي اعيش فيه
    Onunla Jamaika'da yaşadığım zamanlar ben uyurken çektiği, birkaç açık seçik fotoğrafı da. TED والعديد من الصور العارية التى كان قد التقطها لى وانا نائمة عندما كنت اعيش معه فى جاميكا
    RestWell'de geçirdiğim üç aydan sonra yaşadığım sürece hiçbir doktorla görüşmeyeceğim. Open Subtitles لن اتحدث بعدها ابداً الى طبيب طالما حييت , لذا ,لا
    Tamam, çocuklar eğer izin verirseniz çabaladığım ve yaşadığım bir hayatım var. Open Subtitles حسناً، إن سمحتم لي، أيتها الفتيات فلديَّ حياة خاصة أحاول أن أعيشها
    Cidden bu benim yıllardır yaşadığım en iyi kızlar gecesi. Open Subtitles وهذه بجد من أفضل الليالي التي حظيت بها من سنين
    Birkaç yıl önce, bu problemi anlamak isterken, yaşadığım Güney Londra'da 60 yaş üzeri insanlarla çalışmaya başladım. TED اذن منذ سنوات، في محاولة لفهم هذه المشكلة، بدأت العمل مع مجموعة حوالي 60 شخصا من كبار السن بلندن الجنوبية، حيث أقطن.
    Benim orada yaşadığım dönemi ve Trey'in bana vurduğunu da anlattın mı? Open Subtitles حول , متى عشتُ هناك ؟ هل قلتي أن تراي ضربني ؟
    En iyisi size hikayeyi baştan anlatayım, hala ailemle yaşadığım zamanlardan. Open Subtitles يجب أن أخبركم القصة من بدايتها مذ كنت أقيم مع والديّ
    Google Earth Haritasında bir işaret koyduğumda Bana en yakın şehri buldum - ki yaşadığım yere 400 mil uzakta. TED عندما وضعت علامة على خريطة قوقل ايرث كان علي الذهاب الى اقرب مدينة التي على بعد حوالي 650 كيلومترا من حيث اسكن
    Benim yaşadığım, gördüğüm şeyleri hatta yürüdüğüm yerleri bile görmedin. Open Subtitles لم ترى الأمور التي رأيتها ولم تمر بما مررت به
    Babam ben senin yaşındayken öldü. yaşadığım en acı verici olaydı. Open Subtitles توفي والدي عندما كنتُ بعمركَ وكان أكثر شيئاً مؤلماً مررتُ به
    Bu mahallede yaşadığım ilk 18 ay boyunca, polisler ve komşum olan bu insanlar arasında gördüğüm her irtibatı yazdım. TED في أول 18 شهرًا عشتها في ذلك الحي، قمت بتسجيل كل مرة رأيت فيها أي احتكاك بين الشرطة والناس الذين كانوا جيراني.
    Öldüğümü sandığım şu kısacık zaman zarfı korkusuz ve huzur içinde içinde yaşadığım en mutlu anlardı ve ömrümün geri kalan kısmını bu şekilde geçireceğim. Open Subtitles الفترة القصيرة التي ظننت نفسي ميتاً بها كانت أسعد فترة بحياتي ، لأنني كنت أحيا أخيراً بدون الخوف وهكذا سأعيش بقية حياتي
    10 yıl birlikte yaşadığım adam nazik ve şefkatliydi. Bunları yapacak biri değildi. Open Subtitles الرجل الذي عشت معه 10 سنوات كان مُحباً ولطيفاً، لا يستطيع فعل هذا
    Bütün harfler sırasıyla yaşadığım şehirlerin baş harfleri. Open Subtitles كل الحروف عبارة عن أوائل المدن التي ترعرعت فيها مرتبة حسب إقامتي فيها

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد