Ama yine de, yaşadığını hissedemezsen yaşamanın bir anlamı olmaz.. | Open Subtitles | من ناحية اخرى، لا طعم للحياه ان لم تستطع العيش |
Başka biri için yaşamanın, güzel birşey olduğunu bana öğreten öğretmen. | Open Subtitles | الذي علّمَني بأنّ هناك الكثير من السعادة في العيش لشخص آخر |
Burada yaşamanın keşişlerin bizlere öğrettiği yaşamdan çok daha farklı olduğunu duymuştum. | Open Subtitles | كنت أعرف أنها مختلفة تماماً عن الطريقة التي علمنا الناسكون العيش بها |
Böyle bir yerde yaşamanın tek yolu kendi işine bakmaktır. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة للعيش في هذا المكان بأن تبقى في حالك. |
Radha kaçık insanlarla yaşamanın zor olduğunu tüm dünya bilir. | Open Subtitles | راداها العالم يعرف أنه من الصعب العيش مع إنسان مجنون |
Tabii. Canını sıkan bir evde yaşamanın nesi hata ki? | Open Subtitles | أجل، ما الخطأ في العيش في بيت يستطيع أن يصعقك |
Birlikte yaşamanın en keyifli şeylerinden biri beraber kahvaltı etmektir. | Open Subtitles | لعلمك، إن إحدى متع العيش معاً هي تناول الفطور سويّة |
Artık yaşamanın bir anlamı olmadığına karar verdin değil mi? | Open Subtitles | قررت ذلك، الحياة لا تستحق العيش بعد الآن، أليس كذلك؟ |
Karanlık, çarpık kişilerle aynı dünyada yaşamanın getirdiği sonuçları nihayet öğrendin. | Open Subtitles | لقد تعلمت أخيرًا عواقب العيش في هذا العالم مع هؤلاء الأشرار. |
Gurbette yaşamanın görkemli bir şey olduğu izlenimini verirler hep. | Open Subtitles | دائما ما يعطوننا هذا الإنطباع بأن العيش خارج البلاد مبهر |
Artık yaşamanın bir anlamı olmadığına karar verdin değil mi? | Open Subtitles | قررت ذلك، الحياة لا تستحق العيش بعد الآن، أليس كذلك؟ |
Ve umarım bir gün ordular terhis edilip insanlık şiddet ve baskı olmadan beraber yaşamanın bir yolunu bulabilir. | TED | وأتمنى ذات يوم ان نتخلى عن حاجتنا لوجود الجيوش وان يتمكن البشر من العيش سوية دون عنف و دون قمع |
Sadece içinde söylemek istediğin bir şey ile yaşamanın nasıl bir his olduğunu bilebilrsin. | TED | كنت فقط تعرف ما تشعر به لدى العيش داخل خزانة. |
Bu teknoloji eşcinsel bir Ugandalı ya da Rus'a göre baskı altında yaşamanın neye benzediğini dünyaya göstermesine değer. | TED | ما قيمة هذه التكنولوجيا لشاذ أوغندي أو روسي محاولين إظهار للعالم كيف يكون العيش تحت الاضطهاد؟ |
Doğru dürüst yaşamanın bir yolunu bulmak istiyorsak, bunu düzgün yapmalıyız. | Open Subtitles | ,إذا كنّا سنجد طريقة كريمة للعيش فعلينا فعل هذا بشكل صحيح |
Ama bakın. Bir dolar ile 25 dolar arası yaşamanın şartları şuan yok buluyor, ve 2030'a kadar bakın ne kadar düzelir. | TED | ولكن انظر. الحالة التجريبية للعيش بأقل من دولار و 25 سنت متجه للأسفل، و انظروا إلى أين تتجه بحلول 2030. |
Hayatın karakteristiğine en güzel örnek; kaplumbağa, çünkü kaplumbağa aynı anda, yaşamanın ve çalışmanın bir örneği. | TED | أفضل مثال لنوعية الحياة هو السلحفاة، لأن السلحفاة هي مثال للعيش والعمل معاً. |
Benim evime gelip, benimle birlikte yaşamanın çok iyi olacağını düşünüyorum. | Open Subtitles | كنت أفكر أن أفضل فكرة أن تأتي لتعيش معي في منزلي. |
Sen altında bezle dolaşırken, ben itfaiye istasyonunda yaşamanın hayalini kuruyordum. | Open Subtitles | انا أقصد انني حلمت بالعيش هنا بينما انت ما تزال بالحفاظات |
İkinci olarak, biraz hayatını yaşamanın vakti geldi Temperance, insanlarla biraz bağlan. | Open Subtitles | حان الوقت لكِ لكي تعيشي قليلاً تيمبرانس تواصلي مع الأشخاص الأخرين |
Elbette planlamadığın bir hayatı yaşamanın ne demek olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | نعم، عيش الحياة التي لم نخطط لها أعلم ما يعني هذا |
Ortadaki kısımda yaşamanın, sahip olduğumuz beden ve akılla başa çıkmanın yollarını bulmalıyız. | TED | نحتاج إلى طرق لنعيش في المساحات البينيّة، ندير أجسامنا ونتدبر ما تحويه عقولنا في اللحظة التي نعيشها. |
Böyle bir şeyle yaşamanın çok zor olduğunu biliyorum, hepimiz için geçerli. | Open Subtitles | تدرك كم هذا شي قاسي للتعايش به , لنا كلنا |
O ikisiyle yaşamanın ne kadar zor olduğunu bilmiyorsunuz. | Open Subtitles | حاول فقط أن تعيش مع هؤلاء الأثنان وحينها ستعرف مقدار الضغط |
Sadece makinenin nasıl çalıştığını değil, onlarla birlikte yaşamanın nasıl olduğunu da. | TED | ليس فقط عن كيفية عمل تلك الآلات، بل عن ماهية التعايش معهم. |
Hiçbir kuralın olmadığı bir yerde yaşamanın nasıl olduğunu hiç merak ettiniz mi? | TED | هل تخيلت يوماً كيف قد تكون الحياة في مكان خالٍ من أي قواعد؟ |
Ailem yanımda olmadıktan sonra yaşamanın ne anlamı var? | Open Subtitles | اذا لم تكن عائلتي بجانبي ما الفائدة من الحياة انت دائما تفكر إلا في نفسك |
yaşamanın tek nedeni, Sam Winchester işe yarıyor olmandı. | Open Subtitles | , (السبب الوحيد لبقائك حياً يا (سام وينشستر هو أنك كنت مفيداً |
yaşamanın, ölmekten çok daha korkunç olduğunu öğrenerek çölün yakıcı idam yerinde ilerlemeye devam etti, evliyaların ve peygamberlerin Tanrı'nın amacı için temizlenip, arındığı yere. | Open Subtitles | عالما أنه سيلاقى مصيرا أفظع و هو يعيش أكثر منه و هو ميت كان يُقاد إلى الأمام خلال بوتقة الصحراء الملتهبه حيث الرجال الأتقياء و الأنبياء يتم تنقيتهم و تطهيرهم |
Harika. "Göt" diyemedikten sonra yaşamanın ne anlamı var? | Open Subtitles | حسناً, هذا عظيم ما الهدف من الحياة إذا لم أستطع أن اقول مؤخرة |