Karanlık bir odada yaşlı bir adam pijamadaki altınları çalıyordu. | Open Subtitles | حلم عن رجل عجوز في غرفة مظلمة يسرق النيام أموالهم |
Bu günlerde kendimi yaşlı bir adam gibi hissediyorum haliyle. | Open Subtitles | فأنا أشعر بأني رجل عجوز هذه الأيام على ما يبدو |
Sana babamın da geleceğini söyledim. yaşlı bir adam o. | Open Subtitles | لقد أخبرتك أن والدي سيسافر معي . هو رجل عجوز |
Tristan'ın asla yaşlı bir adam olacak kadar yaşamayacağını düşünürdüm. | Open Subtitles | لقد أعتقدت أن تريستان . لن يعيش ليصير رجلاً عجوزاً |
Banka hesabı olmayan yaşlı bir adam tarafından yenmeyi kabullenemem. | Open Subtitles | أرفض أن أؤكل من قبل رجل عجوز بدون حساب بنكي |
yaşlı bir adam. Siyah bir takım giyiyor, kır saçlı. | Open Subtitles | إنهُ رجل عجوز يرتدي بدلة سوداء و لديه شعر أبيض |
Bıyığı olan yaşlı bir adam. Kırmızı gözlü ve yırtık bir tişört'ü vardı. | Open Subtitles | رجل عجوز نحيل بشارب كان عنده عيون حمراء و فانلة ممزقة |
Bir keresinde vefat eden yakınını görmek için yaşlı bir adam geldi... ve bu merdivenlerden düştü. | Open Subtitles | ذات مرة جاء رجل عجوز الى هنا ليشاهد عزيزة الفقيد.. |
Çünkü o yaşlı bir adam. Ve Mongo onu öldürecek. | Open Subtitles | أعْني, هو رجل عجوز, مسكين أولئك الناس سيقْتلونه |
Ve bir de bakkalda kör dilenci olarak çalışan yaşlı bir adam var. | Open Subtitles | و الآن فهناك رجل عجوز آخر يعيش هنا أيضاً يعمل كشحاذ فاقد للبصر عند ساحة السوق |
Her şeyden önce, babası yaşlı bir adam. Doğru değil mi, Emilie hala? | Open Subtitles | . والدى رجل عجوز,رغم كل ذلك الا توافقينى؟ |
Bundan 30 yıl önce uzun bir yolculuk sonrası yorgun düşmüş yaşlı bir adam Uğultulu Tepeler'e geri döndüğünde başlayan bir hikaye. | Open Subtitles | بدأت القصة منذ ثلاثون عاما عندما عاد رجل عجوز إلي مرتفعات وذيرينج مرهق بعد رحلة طويلة |
yaşlı bir adam benim için bir isim uydurdu, bir yazara lâyık bir isim. | Open Subtitles | ابتدع لي رجل عجوز اسم جديد يستحق أن يكون جديرا لاسم مؤلف |
Bir dakika bekle. Eğer başka yaşlı bir adam yaralandıysa, nasıl oldu da kimse rapor etmedi? | Open Subtitles | انتظر لحظة، إذا أصيب رجل عجوز آخر لماذا لم يبلغ عنه أحد؟ |
Bay Wilkins sadece konuşmayı seven yaşlı bir adam. | Open Subtitles | السيد ولكنز رجل عجوز يحب تجاذب أطراف الحديث |
Tristan'ın asla yaşlı bir adam olacak kadar yaşamayacağını düşünürdüm. | Open Subtitles | لقد أعتقدت أن تريستان . لن يعيش ليصير رجلاً عجوزاً |
Hayır hayır. Burada çalışan beyaz saçlı yaşlı bir adam vardı. | Open Subtitles | لا لا ، هناك رجل مسن لون شعره أبيض يعمل هنا |
Bence bu ev yaşlı bir adam için bakımını yapması için oldukça zor. | Open Subtitles | بجعبتي فكرة أشك بأن البيت ليس مناسب لرجل عجوز |
O çok hassas biridir, tatlı yaşlı bir adam. | Open Subtitles | أنه شخص بالغ الحساسية ، رجل كبير في السن محبوب. |
Doğaya meydan okuyabileceğini sanan, kibirli, yaşlı bir adam. | Open Subtitles | رجلٌ عجوز مغرور ظنَّ أنه يمكنه تحدي الطبيعة |
Ölmek üzere olan yaşlı bir adam genç bir kızın memesinden süt emiyor. | Open Subtitles | لكن هكذا ينتهي رجل كبير السن يحتضر يرضع الحليب من ثدي إمرأة صغيرة |
Buraya gelen adam babasını arıyordu... yaşlı bir adam bu civarda kaybolmuş. | Open Subtitles | رجل أتى إلى هنا يبحث عن والده رجل طاعن في السن تاه في هذه المنطقة |
Bu mezarlığın neden bu kadar garip olduğunu anlamaya çalışırken, birden önümde çok yaşlı bir adam gördüm. | Open Subtitles | و بينما كنت أحاول أن أعرف لماذا كانت تلك المقبرة غريبة الى هذا الحد رأيت فجأة رجلا عجوزا يقف أمامي |
yaşlı bir adam... | Open Subtitles | ...يوجد رّجل عجوز |
8 yaşındayken yaşlı bir adam bana tecavüz etti. | Open Subtitles | كان هناك ذلك العجوز الذي كان يغتصبني و أنا في الثامنة |
Genç bir kız, yaşlı bir adam ve Attalus adında hırslı bir general. | Open Subtitles | -ارى فتاة شابة, ورجل عجوز ,و طموح الجنرال اتالوس |
Bir gün, yaşlı bir adam sonraki gün, küçük bir kız. | Open Subtitles | تارةيتخذهيئةرجل عجوز.. وتارة يتخذ هيئة فتاة صغيرة |
metropol gözaltı merkezindeki yaşlı bir adam söyledi. | Open Subtitles | كنت في مركز الاعتقال وكان هذا الرجل العجوز هناك |
Masal anlatıp duran sıkıcı, yaşlı bir adam oldum. | Open Subtitles | .. أنا مجرد رجل كبير ممل ، لا يتوقف عن سرد الحكايات |