Ondan benim için ikinci sandalyeye oturmasını istedim, o yapamadı. | Open Subtitles | لقد طلبت منه أن يساعدني في المرافعة، لكنه لم يستطع. |
Babası hayatı boyunca düğün ayarladı ama o bir tanesini bile yapamadı. | Open Subtitles | والده رتب الزيجات طوال حياته. لكنه لم يستطع ترتيب أمر زيجة واحدة.. |
Bence gerçekten de denedi doğru olanı yapmayı, değişmeyi. Ama yapamadı. | Open Subtitles | أظنّ بصراحة كان يحاول فعل الصّواب حتّى يعوض، إنّما لم يستطع |
Sarhoş olduğumu ve olanları unutmamız gerektiğini söyledim ama o yapamadı. | Open Subtitles | أخبرتها أنّي كنتُ ثملاً، وأنّ عليها نسيان ذلك، لكن لمْ تستطع. |
Hayatını kurtaran adam yapamadı. | Open Subtitles | الرجل الذي أنقذ حياته لم يتمكن من النجاة |
Kızılderililer bunu yapamadı, bira parası için sattılar. | Open Subtitles | عجز الهنود عن ذلك، وتخلوا عنها بالمال. |
Suriye ile müzakerede bulunmaya çalıştı fakat yapamadı. | TED | حاول أن يصل بسوريا لحل عن طريق المفاوضات ولكنه لم يستطع. |
Benim gerçek oğlum o iyimisin bablu oğlum yapamadı annesin canının acısına dayanamadı hiç bişeyi önemsemedi annesini bıraktı | Open Subtitles | هذا هو ابني الحقيقي هل تأذيت يا بابلو ؟ إنه لم يستطع أن يتحمل تألم أمه |
Gerçekten önemli olan tek şey onu mutlu etmeniz, babam yapamadı ve... | Open Subtitles | ما يهم حقاً هو أنكتجعلهاسعيدة, و أبي لم يستطع |
...çok fazla o yapamadı ve şimdi de terk ediyor öğreneceği hayatı terk ediyor, ediyor gece yarısı treniyle Georgia'ya giderek gece yarısı treniyle... | Open Subtitles | الكثير للرجل لم يستطع النجاة فهجر الحياة |
Ama o sırtı ele geçirdik ve elimizde tuttuk. Başka kimse bunu yapamadı. | Open Subtitles | ولكننا احتللنا هذا الموقع واحتفظنا به ولم يستطع ذلك احد غيرنا |
Şunu bilmelisin ki kocam seni kurtarmayı istedi ama yapamadı ve bu onun hatası değildi. | Open Subtitles | عليك أن تفهم بأن زوجي حاول أن ينقذك ولكنه لم يستطع وهذا ليس خطؤه |
Hayır, o konuşmaya çalıştı fakat yapamadı. Ve sonra biri beni yakaladı... Bekle, seni kim yakaladı? | Open Subtitles | لا حاول أن يقول ولم يستطع ثم جذبني أحدهم؟ |
Hayatı için, savaştı, savaştı, savaştı ve daha fazla yapamadı. | Open Subtitles | قاتل، و قاتل، و قاتل من أجل النجاة بحياته ثمّ لم يستطع التحمّل أكثر من ذلك |
Aslında o yapamadı. | Open Subtitles | اتعرفون ماذا ؟ انهم فقط لم يستطع القيام بالأمر |
Polis bir şey yapamaz, daha önce de yapamadı. | Open Subtitles | الشرطة لن تستطع فعل أي شيء حدثهذامن قبل. |
Ve iyi ruhlar kaçmaya çalıştı zaman olduğunu, ama yapamadı. | Open Subtitles | هنا عندما حاولت الأرواح الجيدة . أن تهرب ، لكنها لم تستطع |
Kadınını kalkıp kızını kurtarmaya çalıştığına inanıyoruz,ama yapamadı. | Open Subtitles | نعتقد أن الأم استيقظت وحاولت انقاذ الإبنة ، لكنها لم تستطع |
- Çünkü babam yapamadı. - Babam denemedi bile! | Open Subtitles | ـ هل ستنقذين الجميع لأن والدي لم يتمكن من فعل ذلك؟ |
Bak, en sonunda ona hayır dedim, bir şey yapamadı sinirlendi, gitti, sanırım nereye gittiğini biliyorum. | Open Subtitles | أسمعي، في نهاية اليوم، رفضته وأنه لم يتمكن من فعل شيئًا، بعدها غضب ورحل، لذا، أظن أنّي أعرف مكانه. |
Noah'ın gerçekten cihazı yapmadığına karar verdim. yapamadı ve başarısızlıklarından utanıyordu. | Open Subtitles | كما ترون، رأيتُ بأنّ (نوا) لم يصنع الجهاز فعلياً وأنه عجز عن صنعه، لذا كان محرجاً بسبب فشله |
Ben cübbemi düzeltene kadar tanıklık yapamadı. | Open Subtitles | هو لا يَستطيعُ أَنْ يَشْهدَ حتى عدّلتُ عباءتَي. |
Parayı alıp gidecekti, ama yapamadı bütün işleri bırakıp gidemedi. | Open Subtitles | كان يجب عليه أخذ النقود والمضيء قدماً لكن لم يقدر على ذلك لم يقدر على ترك التجارة وراءه |
Cinayet sırasında 14 yaşında falan olmalı sanırım yani bu zamana kadar bir şey yapamadı. | Open Subtitles | كانت تبلغ 14 وقت الجريمة صغيرة جدا لتتخذ أي إجراء لغاية الان |