Şüphe yok ki sevimli olabilirsin ama çalgıcıların ne yapmaları gerektiğini söylemeni bekler. | Open Subtitles | بكل الطرق، يمكنكِ أن تكوني لطيفةً، ولكن عازفينكِ يريدون أن يؤمَروا بما يفعلوه. |
Elektronik cihazlar da, korkularını yatıştırmaları için ne yapmaları gerektiğini söyleyen mesajlar yayınladı. | Open Subtitles | و بدأت الأجهزة الكهربائية أن تقول لهم بالتحديد ماذا يفعلوه في محاولة منهم لتقليل هذه الرهبة |
...yaklaşık bir düzine belki de 20 düzine kadar... ...araştırma yapmaları gerekirken yapmıyorlar. | TED | هم في الواقع يقوموا ببعض التحقيقات خارج الاراضي الامريكية ما يقارب اثنا عشر منهم سنويا و ربما عشرون في احسن الاحوال |
Ya da eğer bizim çıkarımızı derinden hissediyorlarsa da, bizi yeterince tanımadıklarından çıkarlarımızı korumamıza izin vermek için ne yapmaları gerektiğini yeterince bilmediklerinden endişeleniyoruz. | TED | وإن كانوا كذلك فنحن نخاف من انهم لا يعوون تماما كيف يدركون كيفية القيام بالاشياء لكي يضمنوا لنا الايفاء بمصالحنا |
Fakat tümör çok büyük ve tehlikeli çok fazla ameliyat yapmaları gerekiyor | Open Subtitles | لكنة كبير جدا و خطر يجب عليهم اجراء العمليات اكثر من مرة |
Onlara işini yapmaları için izin vermeliyiz. | Open Subtitles | نحن يَجِبُ أَنْ نَتْركَهم يَعملونَ شيئُهم. |
Mikami ve Takada zaten önceden yapmaları gerekenler hakkında bilgilendirildiler. | Open Subtitles | ميكامي وتاكادا سيكون لديهم التوجيهات لما سيفعلونه |
Editörler haber odalarında oturdu ve hükümetin onlara ne yapmaları gerektiğini söylemelerini bekledi. | TED | جلس المحررون فى غرف أخبارهم وانتظروا أن تخبرهم الحكومة بما يجب أن يفعلوا. |
Tek yapmaları gereken birlikte stadyumda oturmak, gururla gülümsemek ve boşanma hakkında konuşmamaktı. | Open Subtitles | كل ما كان عليهم ان يفعلوه هوا الجلوس فى نفس المكان مبتسمين |
Tek yapmaları gereken şey çocuğu boyadan uzak tutmak. | Open Subtitles | كل ما يجب ان يفعلوه ان يبقوا الفريق المنافس خارج القوس |
Bu daha çok içgüdüsel bir şeydir, hangi hamleyi yapmaları gerektiğine dair bir his gibidir. | TED | ففي كثير من الأحيان يكون أمرّا بديهيًّا، فالأمر غالبًا يتعلق بإحساسهم بالحركة التي يجب أن يقوموا بها. |
Bazen insanların bu tür şeyleri kendileri yapmaları gerekir. | Open Subtitles | في بعض الأحيان يجب على الناس أن يقوموا بأعمالهم بأنفسهم |
CTU'nun, gizlemenin ek baskısı olmadan işlerini yapmaları gerekiyor. | Open Subtitles | .الوحدة في حاجة لأن يقوموا بعملهم دون ضغط من الخارج |
Bunun yerine tek yapmaları gereken listeye bakarak hangi suç türüne hangi hüküm türünün uygulandığını bulmak. | TED | وبدلا من هذا كل الذي يتوجب عليهم القيام به او النظر في تلك القائمة ومطابقة الحكم معه الجريمة .. واعلانه فحسب |
Eğer Amerikan vatandaşı değilseniz, tanıdığınız Amerikan vatandaşlarıyla iletişime geçip yapmaları gerekeni yapmaları için cesaretlendirebilirsiniz. | TED | وإن لم تكن مواطنا أمريكيا، يمكنك الاتصال بالمواطنين الأمريكيين الذين تعرفهم وتشجعهم على القيام بنفس الشيء. |
Eğer şirketler yapmaları gerekeni yapmazlarsa piyasada cezalandırılırlar ve hiçbir şirket bunu istemez. | Open Subtitles | سيقع عليهم العقاب بالسوق وهذا ما لا تريده أي شركة. هناك سوقا جديدة. |
İçgüdüleri onlara, dünyadaki ilk dakikalarında ne yapmaları gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | ترشدهم غريزتهم بما يتوجب عليهم فعله في أول دقيقة يعيشونها |
O ve ortağı bir şeyler yapmaları gerektiğini biliyormuş. - Ortağı da kimmiş? | Open Subtitles | هو وشريكه عَرفَ هم كان لا بُدَّ أنْ يَعملونَ شيءُ. |
Eğer kapak kopmuşsa yapmaları gereken şey, o kapağın kırılma ihtimaline karşı yedek bir kapak koymak. | Open Subtitles | الآن إذا كان صمام الذى انكسر الآن كان ما سيفعلونه هو تركيب صمام احتياطى بدلاً من المكسور |
Ben balinayı yaratabilen, insanı yaratabilen, ve isteklerini yapmaları için ikisini de yaratabilen tanrıya inanıyorum. | Open Subtitles | إننى أؤمن بأن الرب الذى يمكنه أن يصنع حوتاً و الذى يمكنه أن يصنع الإنسان و يمكنه أن يجعلهما يفعلا ما يريده |
Toplumu, hisseleri her şeyin üzerinde tutacak şekilde biçimlendirdik, yapmaları gerekeni yapıyorlar. | TED | لقد أنشأنا مجتمعًا يقدر قيمة المساهمين قبل أي شيء آخر، وهم يفعلون ما ينبغي عليهم فعله. |
Onları burada sessiz tutmalıyız çünkü dışarı çıkıp iş bulduklarında, oturup sessiz bir biçimde işlerini yapmaları gerekecek. | Open Subtitles | يجبأننجعلهمهادئينهنا, لأنهمعندمايخرونويحصلونعلىعمل, سيجب عليهم أن يؤدوا عملهم ويكونون هادئين |
Pip'in sırası geldiğinde, yeni bir salon yapmaları gerekecek. | Open Subtitles | حسنا، متى هو دور النواة، هم يجب أن يبنوا قاعة جديدة |
Onların da diyet ve spor yapmaları gerektiğini mi söyleyeceksiniz? | Open Subtitles | أتريد أن تقول لي أنهم من المفترض أن يمارسوا الحمية والتمارين؟ |