Bana bir şans tanıdın. Daha önce kimse yapmamıştı teşekkür ederim. | Open Subtitles | لم يفعل أحد لي هذا من قبل لذا ، شكراً لكِ |
Bir yol haritası yoktu. Kimse daha önce böyle bir şey yapmamıştı. | TED | ليس هناك خارطة طريق. لم يفعل أي شخص شئ مثل هذا من قبل. |
Metro istasyonunda durdurdular. Yanlış bir şey yapmamıştı. | Open Subtitles | لقد أوقف في محطة الانفاق لم يفعل أي شيء خاطئ |
Daha önce hiç böyle bir şey yapmamıştı. Durabilecek mi bilmiyorum. | Open Subtitles | هي لم تفعل أي شيء من هذا من قبل لا أعرف إن كانت تستطيع التوقف |
Daha önce hiç böyle bir şey yapmamıştı. Bu çok garip. | Open Subtitles | أنها لم تفعل ذلك من قبل أقصد, أن هذا شئ غير طبيعى لها |
Ben de boşaldım, Sid. Daha önce kimse bunu yapmamıştı. | Open Subtitles | لقد جعلتني استمتع يا سيد، لم يقم احد احد بذلك من قبل |
Daha önce bunu benim için yapmamıştı. Tekrar yapsana. | Open Subtitles | لم يفعل أحدٌ لي هذا من قبل افعل ذلك ثانيةً |
Daha önce kimse benim için yapmamıştı böyle bir şeyi. | Open Subtitles | لم يفعل أيّ أحدٍ شيئاً مماثلاً مِن أجلي سابقاً. |
Daha önce benim için kimse bunu yapmamıştı. | Open Subtitles | لم يفعل هذا أحد ليّ من قبل ومنذ وقت طويل شكراً لك |
Ve bu karar tamamen yanlıydı. Yanlış yapmamıştı. | Open Subtitles | وكان لسبب سياسي بحت هو لم يفعل شيئا خاطئا |
O benim için değişti. Ve daha önce kimse benim için bunu yapmamıştı. | Open Subtitles | لقد تغير من أجلي لم يفعل ذلك أحد لأجلي من قبل |
Kimseye hiçbir şey yapmamıştı. Sadece salak herfin teki. | Open Subtitles | لم يفعل أي شيء لأي أحد، إنّه شخص أحمق فحسب |
- Adam hiçbir şey yapmamıştı. - Yapması gerekmiyordu. | Open Subtitles | الرجل لم يفعل أي شيء ولم يكن لديه ليفعل ذلك |
Uzun süredir bunu yapmamıştı. Heyecandandır. | Open Subtitles | لم يفعل ذلك منذ وقت طويل هذه هي الإثارة |
Daha önce bunu hiç yapmamıştı. | Open Subtitles | في الحقيقة إنها لم.. تفعل ذلك أبداً مسبقاً |
Çok acayip şeyler yapmıştı ama bunu hiç yapmamıştı! | Open Subtitles | ،هذا الشيء قد قام بالكثير من الأفعال الجنونية ولكن لم تفعل ما نحن فيه الآن مطلقًا |
Birkaç kez takılmışlardı ama haftalardır hiçbir şey yapmamıştı. | Open Subtitles | ، فلقد عبثا مع بعضهما أكثر من مرّة ، لكنّها لم تفعل شيءٍ بشأنه لأسابيع |
Birkaç kez takılmışlardı ama haftalardır hiçbir şey yapmamıştı. | Open Subtitles | ، فلقد عبثا مع بعضهما أكثر من مرّة ، لكنّها لم تفعل شيءٍ بشأنه لأسابيع |
Babam hiç böyle şeyler yapmamıştı. | Open Subtitles | لم يقم والدري بمثل هاته الأشياء، أتعلمون ؟ |
Bununla başa çıkmak zordu, hatta dahada zordu, çünkü öyle yapmamıştı. | Open Subtitles | إنّه صعبٌ التعاملَ معه, إنّه أصعب للتعامل معه, لأنّهُ لم يقم بهذا. |
Daha önce kimse yazımdan alıntı yapmamıştı. | Open Subtitles | لحظة. لم يسبق ووأن اقتبس أحد كلاماً من كتاباتي وقالها لي |
Bombayı o yapmamıştı, sadece koymuştu. | Open Subtitles | الآن، هو لم يصنع القنبلة لقد وضعها هناك وحسب |
Tabii ki bu şansı kaçıramazdık, çünkü ülke tarihinde hiçbir başbakan daha önce bunu yapmamıştı. | TED | وبالطبع، قمنا باستغلال هذه الفرصة لأنه لم يحدث في تاريخ البلاد أن فعل رئيس وزراء هذا الأمر |