"yapmamıştı" - Traduction Turc en Arabe

• لم يفعل
• لم تفعل
• يقم
• كتاباتي وقالها
• لم يصنع
• أن فعل
• تفعل ذلك من

Bana bir şans tanıdın. Daha önce kimse yapmamıştı teşekkür ederim.
لم يفعل أحد لي هذا من قبل لذا ، شكراً لكِ

Bir yol haritası yoktu. Kimse daha önce böyle bir şey yapmamıştı.
ليس هناك خارطة طريق. لم يفعل أي شخص شئ مثل هذا من قبل.

Metro istasyonunda durdurdular. Yanlış bir şey yapmamıştı.
لقد أوقف في محطة الانفاق لم يفعل أي شيء خاطئ

Daha önce hiç böyle bir şey yapmamıştı. Durabilecek mi bilmiyorum.
هي لم تفعل أي شيء من هذا من قبل لا أعرف إن كانت تستطيع التوقف

Daha önce hiç böyle bir şey yapmamıştı. Bu çok garip.
أنها لم تفعل ذلك من قبل أقصد, أن هذا شئ غير طبيعى لها

Ben de boşaldım, Sid. Daha önce kimse bunu yapmamıştı.
لقد جعلتني استمتع يا سيد، لم يقم احد احد بذلك من قبل

Daha önce bunu benim için yapmamıştı. Tekrar yapsana.
لم يفعل أحدٌ لي هذا من قبل افعل ذلك ثانيةً

Daha önce kimse benim için yapmamıştı böyle bir şeyi.
لم يفعل أيّ أحدٍ شيئاً مماثلاً مِن أجلي سابقاً.

Daha önce benim için kimse bunu yapmamıştı.
لم يفعل هذا أحد ليّ من قبل ومنذ وقت طويل شكراً لك

Ve bu karar tamamen yanlıydı. Yanlış yapmamıştı.
وكان لسبب سياسي بحت هو لم يفعل شيئا خاطئا

O benim için değişti. Ve daha önce kimse benim için bunu yapmamıştı.
لقد تغير من أجلي لم يفعل ذلك أحد لأجلي من قبل

Kimseye hiçbir şey yapmamıştı. Sadece salak herfin teki.
لم يفعل أي شيء لأي أحد، إنّه شخص أحمق فحسب

- Adam hiçbir şey yapmamıştı. - Yapması gerekmiyordu.
الرجل لم يفعل أي شيء ولم يكن لديه ليفعل ذلك

Uzun süredir bunu yapmamıştı. Heyecandandır.
لم يفعل ذلك منذ وقت طويل هذه هي الإثارة

Daha önce bunu hiç yapmamıştı.
في الحقيقة إنها لم.. تفعل ذلك أبداً مسبقاً

Çok acayip şeyler yapmıştı ama bunu hiç yapmamıştı!
،هذا الشيء قد قام بالكثير من الأفعال الجنونية ولكن لم تفعل ما نحن فيه الآن مطلقًا

Birkaç kez takılmışlardı ama haftalardır hiçbir şey yapmamıştı.
، فلقد عبثا مع بعضهما أكثر من مرّة ، لكنّها لم تفعل شيءٍ بشأنه لأسابيع

Babam hiç böyle şeyler yapmamıştı.
لم يقم والدري بمثل هاته الأشياء، أتعلمون ؟

Bununla başa çıkmak zordu, hatta dahada zordu, çünkü öyle yapmamıştı.
إنّه صعبٌ التعاملَ معه, إنّه أصعب للتعامل معه, لأنّهُ لم يقم بهذا.

Daha önce kimse yazımdan alıntı yapmamıştı.
لحظة. لم يسبق ووأن اقتبس أحد كلاماً من كتاباتي وقالها لي

Bombayı o yapmamıştı, sadece koymuştu.
الآن، هو لم يصنع القنبلة لقد وضعها هناك وحسب

Tabii ki bu şansı kaçıramazdık, çünkü ülke tarihinde hiçbir başbakan daha önce bunu yapmamıştı.
وبالطبع، قمنا باستغلال هذه الفرصة لأنه لم يحدث في تاريخ البلاد أن فعل رئيس وزراء هذا الأمر