ويكيبيديا

    "yapması" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • فعله
        
    • يفعل
        
    • القيام
        
    • يفعله
        
    • للقيام
        
    • لفعل
        
    • ليفعل
        
    • يفعلها
        
    • ليقوم
        
    • إجراء
        
    • سيفعله
        
    • لفعلها
        
    • صنعها
        
    • قيام
        
    • ليفعله
        
    Tek yapması gereken babamın adını söylemekti, ama yapmadı; ağzını kapalı tuttu. Open Subtitles كل ما كان عليه فعله هو ذكر اسم أبي ، ولم يفعل
    Tek yapması gereken babamın adını söylemekti, ama yapmadı; ağzını kapalı tuttu. Open Subtitles كل ما كان عليه فعله هو ذكر اسم أبي ، ولم يفعل
    İstediklerini yapması için diğerlerini ikna etti. Altını önce almak istiyor. Open Subtitles اقنع الاخرين على ان يفعل مايريد يريد ان يأخذ الذهب قبلا
    Şimdi, ona ne yapması gerektiğini anlatmaya başlasan iyi olur yoksa işsiz kalacağız. Open Subtitles من الأفضل أن تخبره عما يفعل . وإلا سيفسد عملنا والآن هيا واصل
    Bilge doktorlar ve gelişmiş tıptı ve cerrahlardı, elleriyle ne yapması gerektiğini bilen. TED كان حكمة الأطباء والطب المتقدم والجراحين الذين يعرفون ما يجب القيام به بأيديهم.
    Kendimi tanımadığımı ve senin de bütün erkeklerin yapması gerektiğini yaptığını düşünüyor. Open Subtitles تعتقد بأني لا أعرف نفسي. و أنك تفعل ما يفعله كل الرجال.
    Dikkat çekebilmek için burada bir kızın ne yapması gerek? Open Subtitles ماذا ينبغي على الفتاة فعله للحصول على بعض الحركة هنا؟
    yapması gereken tek şey onu bulana kadar onun için her yere bakmak. Open Subtitles كل ما عليكى فعله هو ان تبحثى عنه فى كل مكان حتى تجديه
    Bir dostun yapması gerekeni yapıyorsun. Zamanında babanın yaptığı gibi. Open Subtitles لقد تحديتيني كفعل صديق كما قد فعله والدكِ في وقته
    Ne yapması gerekiyordu, hayatımın kalanı boyunca bana bakacak mıydı? Open Subtitles ما كان المفترض عليها فعله أن تعتني بي بقية حياتي؟
    Tek yapması gereken bebek doğana kadar kendine iyi bakmasıydı. Open Subtitles كل ما عليها فعله هو الاهتمام بصحتها حتى ولادة الطفل
    Şimdi, ona ne yapması gerektiğini anlatmaya başlasan iyi olur yoksa işsiz kalacağız. Open Subtitles من الأفضل أن تخبره عما يفعل . وإلا سيفسد عملنا والآن هيا واصل
    Emin olduğum tek şey, birinin bir şey yapması gerektiği. Open Subtitles انا متأكدة انه لابد لشخص ما ان يفعل شيئا ما
    Başa geçtiği gün sadece bir şey yapması için ona meydan okundu. TED وفي اليوم الذي تقلدت به المنصب تم تحديها: في القيام بشيء واحد.
    Sakin olmak bir iş adamının yapması gereken ilk şeydir. Open Subtitles التآني هو اول شئْ يَجب علي رجُل الاعمال القيام بِةِ
    Sadece birimizden nefret etmesi gerekiyor. Olayı sadece birimizin yapması gerekiyor. Open Subtitles كُرهنا هو الشيء الوحيد الذي تحتاجه، على أحدنا القيام بالمأثرةِ الفعليّة.
    O ne yapması gerekiyorsa onu yapar, ben de ne yapmam gerekiyorsa onu. Open Subtitles انه يفعل ما عليه أن يفعله و أنا أفعل ما علي أن أفعله
    Joanna gibi sanatçılara işini yapması için bir şans veriyor. Open Subtitles انه يتكلم عن اعطاء فنانين مثل جوانا فرصة للقيام بأعمالها
    Bunu yapması için de bu genç arkadaşımın hazır olmasını bekliyordum. Open Subtitles ولقد كنت أنتظر لصديقتى الصغيره هنا كى تكون مستعده لفعل هذا
    Çok güçlü süper bir bilgisayarın bile bunu yapması 20 yıl alır. Open Subtitles حتى مع الكمبيوتر العملاق ذو القوة الخارقه سياخذ 20 سنه ليفعل ذلك
    Kırmızı yandığını gördüm ve iyi sürücülerin yapması gerektiği gibi durdum. Open Subtitles إذًا رأيت الإشارة حمراء، وقد قمت بالتوّقف كما يفعلها السائقون الجيّدون.
    Biz sadece soruları cevaplamaya ve kararlar almaya başladık çünkü birinin bunu yapması gerekiyordu. TED بدأنا بالإجابة على الأسئلة واتخاذ القرارات لأنه كان يجب لن يكون هناك شخص ما، أي شخص، ليقوم بذلك.
    Araştırma yapması gereken bir üniversite öğrencisi olduğu hakkında konuştu. Open Subtitles أسمعني هذه القصّة حول طالب جامعي بحاجة إلى إجراء أبحاث.
    yapması gereken sıradaki şey bir isyan bölgesi seçmektir. TED ما سيفعله بعد ذلك هو اختيار موقع الشغب.
    Yakın zamanda, hepimiz böcek yediğimizde bunun büyük olay olmayacağını çünkü bunun yapması normal bir şey olduğunu düşünüyorum. TED اعتقد قريبا لن يكون بعد الآن من الأخبار الكبيرة عندما نأكل كلنا الحشرات، لأنه مجرد وسيلة طبيعية لفعلها.
    Ve yapması da çok zor! Isıtma, soğutma, karıştırma. Krelman sürecinden geçiyor! Open Subtitles و من الصعب صنعها هناك تسخين و تبريد و تدوير
    İnsanların üzerine düşeni yapması ufak bir katkı sağlaması ve hepsinin bağlanmasıdır. TED إنها عن قيام الناس بأدوارهم لإنتاج القليل، وكل شيء مرتبط.
    Kendini güçlü hissetmeye başlıyor. yapması gerekenin bu olduğu fikrine kendini adıyor. Open Subtitles واستسلم لفكرة أنّ هذا بالضبط هو ما قدّر له ليفعله

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد