Birilerinin, belki Hadrian'ın, dahice bir yaratıcı vizyona ihtiyacı vardı. | TED | أشخاص أنفسهم، ربما هادريان، في حاجة إلى الرؤية الإبداعية الرائعة. |
Bu insanların bana yollayacakları kartpostalı hazırlarken gelebildikleri yaratıcı noktaları gösteren bir kart. | TED | هذه تقوم بعمل عظيم في عرض إبداعية الناس حين ينشئون ويرسلون بطاقة بريدية. |
yaratıcı tartışma insanların kişisel fikirlerini bastırdığı bir beyin fırtınası değildir. | TED | لا يتعلق التجريد الإبداعي بالعصف الذهني، حيث يضع الأشخاص حدًّا لحكمهم. |
Bu çalışmalara başladığımızda pek yaratıcı değildik, bu yüzden sadece jeton olarak isimlendirdik. | TED | لم نكن مبدعين جدا وقت بدءنا هذه التجارب، لهذا سميناها العملة الرمزية وحسب. |
Aslında buradaki varoluş biçimidir ve bu yaratıcı olan her şey için geçerlidir. | TED | إنه في الواقع أسلوب حياة، موجود هنا، وهذا صحيح بالنسبة لكل شيء إبداعي. |
- Çok yaratıcı olabileceğini söylemiştim belki de dediğim çıktı. | Open Subtitles | قلت لها أن تكون خلاقة ، وربما يكون قد تم. |
Bu kehanetleri bize, davranışlarımıza rehberlik etmek için yaratıcı veriyor. | Open Subtitles | الخالقة بنفسها هي من نصّت بهذهِ النبوءة ، لترشيد أفعالنا. |
Tek tük. Muhtemelen burada yaratıcı insanlar var | TED | القليل. على أغلب بنفس عدد الأشخاص المبدعين هنا. |
Kavramsal bir sanatçı olarak zorlu sohbetleri teşvik etmek için sürekli yaratıcı yollar arıyorum. | TED | كفنان تصوري، أبحثُ باستمرار على وسائل مبتكرة لإثارة المناقشات الجريئة. |
ve bu yapının içinde şarkıcı yaratıcı, spontane olmak için tam bir özgürlüğe sahip. | TED | والمغني داخل هذا الهيكل له الحرية الكاملة أن يكون خلاق ، عفوي. |
Üzülerek söylüyorum ki yaratıcı dokunuşlarınızdan daha fazla tatmak için iştahımı saklamak zorundayım. | Open Subtitles | وللأسف هذا يعني أني مضطرة للحفاظ على شهيتي لأجل المزيد من لمساتك الإبداعية. |
Aynı zamanda biraz yaratıcı yorumlama da içeriyordu. | TED | كان هناك أيضا بعض التفسيرات الإبداعية المنطوية. |
Bu yüzden daha geleneksel şirketlerin hacker kültürünü ve getirdiği yaratıcı kaosu benimseyebilmeleri için zaman ve uyum gerekecek. | TED | وبالتالي فإن الشركات التقليدية، ستكون بحاجة للوقت كي تتكيف وتحتضن ثقافة المخترق وما تجلبه تلك الثقافة من فوضى إبداعية. |
Çünkü monotonluğu kaldırarak, bugünün problemlerine yaratıcı inovasyon çözümlerini oluşturmak, ancak alışılagelmiş yöntemleri zorlayarak mümkündür. | TED | لأنه بتحدي الطرق المعمول بها نتمكن من كسر الروتين الذي نعيش فيه و خلق حلول إبداعية لمشاكل اليوم. |
Campbell büyük bir zevkle, yaratıcı işlerle ilgisi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وقد إستمتع كامبل بإخباري بأن الامر له علاقة بقسم الإبداعي |
Adapte olabilmeye, nasıl yaratıcı ve inovatif olabiliriz öğrenmeye ihtiyacımız var. | TED | نحتاج إلى التكيّف، والقدرة على التعلم لنصبح مبدعين ومبتكرين. |
Bir görüntü üzerinden iletişim kuracaksanız her yaratıcı seçim önemlidir. | TED | عندما تتواصلون من خلال صورة، فإن كل اختيار إبداعي مهم. |
Bizce oyunculuk daha yaratıcı çözümlere ulaşmamıza yardımcı oluyor. | TED | نحن نعتقد بأن اللعب يساعدنا على ابتكار حلول خلاقة ومبدعة |
Ama ben kızımın yaratıcı'nın vücut bulmuş hali olduğunu her zaman biliyordum. | Open Subtitles | لكن دائماً ما وعيتُ أنّ أبنتي هي الخالقة تعيش فى تجسُد بشري. |
Yani yeni bir teknoloji yarattım, yaratıcı olmaya bayılıyorum, yaratıcı insanlarla çalışmaya da. | TED | وكما ترون هنا,جئت بتكنواوجيا جديدة, وأحب الإبداع عندما أبتكر أشياء جديدة, وأحب العمل مع المبدعين. |
Dünyadaki herkes müzikal fikirleri kopyalayıp, yaratıcı şekillerde kullanmakta serbest. | TED | مسموح لكل شخص في العالم أن يجهّز أو ينسخ أفكاراً موسيقية، ويستخدمها بطرق مبتكرة. |
Hedefler, lider yetiştirmek için daha yaratıcı düşünmelerini ve yeni işe alım alanları açmalarını sağladı. | TED | جعلتهم هذه الأهداف يفكرون بشكلٍ خلاق حول تنمية القادة والسعي وراء توظيف مجموعات جديدة. |
Merak ettim, sınırlamalara bakarak daha yaratıcı olmak mümkün mü? | TED | يا ترى ، هل من الممكن أن تصبح أكثر إبداعاً إن بحثت عن القيود و المحدوديات ؟ |
Hani ölürsen, bu olumlu baktığım bir nevi yaratıcı yönetimim. | Open Subtitles | إذا مت هذا نوعاً ما الإتجاه المبدع .الذي سأميل إليه |
yaratıcı bir zeka değildi, bu şey zekası olan dev bir paralel programdı. | TED | لم تكن أي نوع من ذكاء الصانع بل الشيء نفسه كان حاسب متوازي عملاق لديه نوع من الذكاء |
Hayır, hayır, o kadar yaratıcı değilim. Ben yeni menajerleriyim. | Open Subtitles | لا، لا، إنني لست بهذا الإبداع فأنا مدير أعمالهم الجديد |
eğer gidiş, silah alevinin gizliliğinizi bozacağını düşünüyorsanız, bazen yaratıcı olmanız gerekir. | Open Subtitles | إن دخلت في اشتباك ناري ستكشف هويتك أحيانا عليك أن تكون مبدعا |