ويكيبيديا

    "yetenek" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • المواهب
        
    • موهبة
        
    • الموهبة
        
    • مهارة
        
    • مواهب
        
    • المهارة
        
    • هبة
        
    • القدرة
        
    • المهارات
        
    • مهارات
        
    • للمواهب
        
    • موهبه
        
    • الهبة
        
    • قدرات
        
    • الموهبه
        
    Ücretsiz eğitim veren ve ekonomiye daha çok yetenek kazandıran yüksek vergiler, TED ضرائب مرتفعة، تمنح تعليماً مجانياً ودخول المزيد من المواهب إلى عالم الاقتصاد.
    Şimdi, eğer kaçmak istiyorsanız, bunu yarın akşamki hapishane yetenek gösterisinde yapabilirsiniz. Open Subtitles إن أردتم الهرب فعليكم القيام بذلك خلال عرض المواهب بالسجن مساء الغد
    Tüm o kadınları bir yerde toplamak yetenek ister. yetenek budur işte. Open Subtitles يتطلب الأمر الموهبة لجمع كل هؤلاء الفتيات في مكان واحد، تلك موهبة
    yetenek sizi 15 dakikalık şöhretinizden çok daha ileriye taşıyabilir. TED ستحلق بك الموهبة أبعد مما تفعله شهرة تستمر 15 دقيقة.
    Babam uzun yolculuklarda asla kenara çekmezdi yani çişimi tutmak çocukluğundan kalma bir yeteneğim tabi buna bir yetenek derseniz. Open Subtitles أبي لم يكن يوقف السيارة في الرحلات الطويلة لذا فعل هذا، مهارة منذ طفولتي إذا كنت ستطلق على هذا مهارة
    Bu bir yetenek yarışması olduğuna göre işin içine biraz yetenek katalım dedik. Open Subtitles بما أنه عرض للمواهب , نعتقد أنه يجب أن تتواجد فيه بعض مواهب.
    Sergilenen bu kadar yetenek ve herkes birini becerebilmek için burada. Open Subtitles يعرضون كل هذه المواهب و الكل فقط يبحث عن شخص يضاجعه
    Annen bu geceki yetenek gösterisinde piyano çalacağın için çok heyecanlı. Open Subtitles والدتك متحمسة للغاية بشان لعبك على البيانو فى عرض المواهب اليوم
    Beyler bayanlar, delikanlılar ve genç kızlar, Plainview'in yetenek yarışmasına hoş geldiniz! Open Subtitles سيداتي وسادتي اطفالا و فتياتا اهلا بكم جميعا في عرض المواهب السنوي
    Bence asıl sanat eseri, yıkımdır ve çok özel yetenek ister. Open Subtitles وأنا أقول بأن التدمير هو عمل من الفن ويتطلب موهبة متميزة
    Böyle bir yetenek, sahte şeyler satmaya çalışan biri için milyonlarca dolar demek. Open Subtitles موهبة مثل تلك يمكن أن تساوي الملايين لتاجر تحف فنية يسعى لبيع المُزيّفات
    Senin küçük parmaklarında benim tüm vucudumdan fazla yetenek var. Open Subtitles لديك موهبة في أصابعك الصغيرة أكثر مما لدي بجسمي كله
    Bence birçok insanda yetenek var sadece doğru öğretmenler tarafından yönlendirilmemişler. Open Subtitles أظن أن معظم الناس لديهم الموهبة ولكنهم لم يظهروها للأساتذة الجيدين
    Bol, ama ham yetenek bol palavra ve bol gösteriş. Open Subtitles الكثير من الموهبة الخامة و الكثير من التباهي و الجرأة
    İşi bilimi politikacılara açıklamak ve bu bağlamda yararlı bir yetenek. Open Subtitles وظيفته هي شرح العلوم للسياسيين في هذا الصدد، هي مهارة مفيدة.
    O yüzden... arkadaş edinmek için... altıncı sınıf yetenek yarışmasına katıldım. Open Subtitles لذا قررت لأجل التعرف على أصدقاء أدخل برنامج مواهب الصف السادس
    yetenek ve sapkın davranışları ölçen bir dizi yarıştan oluşuyordu. Open Subtitles إنها سلسلة من التحديات تتضمن المهارة العالية و التصرف الشاذ
    Lütfen. Ne yetenek ama. Masal uydurup, aptallara umut vermek. Open Subtitles يالها من هبة لتصطنع قصص خيالية و تعطي الأمل للحمقي
    İstediği kişiye istediğini yaptırmasını sağlayan, kayıtsız itaat sağlayan bir yetenek. Open Subtitles القدرة على إعطاء الأوامر لأي شخص القوة التي تفرض الطاعة المطلقة
    Bu, para, yetenek ve zaman gibi şeylerin paylaşımı ve kaynakları. TED هذا هو التشارك وموارد من أشياء مثل المهارات ، والمال والوقت.
    İki kişiyi idare etmek yetenek ister. - İki kişiyi idare etmiyorum. Open Subtitles ــ لديك مهارات تقسيم الأوقات بينهما ــ لا ليست لديّ تلك الميزة
    İki domuzu birbirine bağlamak Günün Bayanı yarışmasını kazanmak için yeterli bir yetenek değil. Open Subtitles ربط خنزيزين معاً ليست موهبه مناسبه للفوز بالمسابقه
    Bu yetenek daha çok bir lanettir. Kirsten'ın zaman anlayışı yoktur. Open Subtitles هذه الهبة أكثر من مجرد لعنة كريستين ليس لديها إحساس بالوقت
    Gelmiş geçmiş en zor fikstürlerden biri bu ve elimizde her zamankinden az yetenek var. Open Subtitles اذن اساسا نحن لدينا الان اصعب جدول قمنا بأجتيازه واقل قدرات كانت لدينا من قبل
    Harcanmış yetenek. Bu babamın hep bahsettiği bir şeydi. Rita, merhaba. Open Subtitles الموهبه الضائعه كان هذا ما حدثني عليه ابي طوال حياتي

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد