ويكيبيديا

    "yokluğu" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • غياب
        
    • غيابه
        
    • نقص
        
    • قلة
        
    • غيابها
        
    • عدم وجود
        
    • الغياب
        
    • بغيابهم
        
    • وغياب
        
    • تتصف بأنها
        
    • بل عدم
        
    Her yer bütünüyle sessizlik içindeydi, ama sessizlik sesin yokluğu değildi. TED كان المكان صامتاً تماماً، لكن الصمت لم يكن غياب الضجيج.
    Ancak metaforik bir kavanozun yokluğu mutsuzluğun tarifidir, ve, sanıyorum, felaketin. TED لكن غياب نوع مجازي من حوض السمك هو طريق للتعاسة، وأظن، الكارثة.
    Çiğnemeyi bırakınca bu toksinlerin yokluğu uykuda olan bir durumu fitilledi. Open Subtitles وحين يقلع عن المضغ فإن غياب هذه السموم أدّى إلى هجومٍ كاسحٍ من جهازه المناعي
    yokluğu benim için hala doldurulamaz. Open Subtitles غيابه لا يزال الآن بالنسبة لي هو لا يمكن الاستغناء عنه.
    Yemek ve su yokluğu onları bütünüyle şaşkın ve paranoyak yapar. Open Subtitles قد يكون نقص الطعام والماء جعلهم مشوشى الذهن ومصابين بجنون الارتياب
    Deniz kuşlarının bu kadar yoğun bir şekilde üremelerinin nedeni, uygun alanların yokluğu değildir. Open Subtitles ليست قلة الأماكن المناسبة.. هي ما يجعل هذه الطيور البحرية تتكدس للتكاثر بهذه الكثافة
    Annemin yokluğu uzadıkça büyükannemin tedavisinin iyiye gitmediğini düşünüyorum. Open Subtitles وكلما طال غيابها كلما قلقت أن علاج جدتي لم يسر بشكل جيد
    Bileklerdeki belirgin çürüklerin yokluğu... ellerin öldükten sonra... bağlandığını gösteriyor. Open Subtitles عدم وجود كدمة واضحة على المعصمين يدل على أنّ يديه كانت موثوقة بعد الوفاة
    Torben Friis, Nyborg'un yokluğu hükümet için sorun oluyor mu? Open Subtitles هل غياب بيرغيت نيبورغ يسبب مشكلة للحكومة ياتوربن؟
    "Cesaret; korkunun yokluğu değil, korkuya karşı kazanılan bir zaferdir." Open Subtitles الشجاعة ليست غياب الخوف لكنها التغلب عليه
    Kokain yokluğu sebebiyle Holocaine'i tavsiye ederim. Open Subtitles في غياب الكوكايين انصح باستخدام الهلوكين.
    Bence sözde patlak hakkında daha az yeğeninin yokluğu hakkında daha çok endişe etmelisin. Open Subtitles لن أعطي إهتمام أكبر لهذه الوافدة، وسأقلق أكثر بشأن غياب ابن أخيك.
    Ve yokluğu senin yargıç olarak atanmana yol açan adamın tâ kendisinin önümüzde ölü olarak asılı olması gibi gibi tuhaf bir raslantı üzerinde kafa yorabiliriz. Open Subtitles ولنا أن نتساءل على صدفة غريبة أن الرجل ذاته الذي غياب أدى إلى تعيينكم قاضي معلقة ميت أمامنا.
    Sevdiklerinizin yokluğu, ruhsal ve gerçek bir şey olsa dahi yine de etkili bir zevkin yerini tutar. Open Subtitles أن تعوض عن غياب أحد الأحباء بسعادة عقلية محضة، غير حقيقة..
    yokluğu tüm hazlarımızı bizden alıp götürür tüm neşemizi elimizden alır. Open Subtitles والضوء الذي ينير خسارتنا غيابه يسلب منا كل المتعة
    Her ne kadar Wolsey'in burada olmayışı beni sevindirse de yokluğu bile seni rahatsız etmiyor mu? Open Subtitles بالرغم من أنه يسعدني كثيراً عدم وجود "ولسي" بيننا ولكن حتى في غيابه, ألا يسبب لكم الإزعاج?
    Günümüzde, organ yokluğu nedeniyle ciddi bir sağlık hizmeti krizi yaşamaktayız. TED في الواقع هناك ازمة صحية كبرى هذه الأيام تتمثل في نقص الأعضاء.
    Zehrin yokluğu ısırığı daha acısız yapmaz. Open Subtitles ومع ذلك قلة السمّ لديها لا يجعل العضة أقل إيلاماً
    Diğer tüm çalışanlarımız gibi onun da yokluğu fark edilmeyecek ama elmalı kırıntı pastasını özleyeceğim. Open Subtitles مثل جميع موظفينا لا يوجد لهم أقارب ليلاحظوا غيابها على الرغم أنني سأفتقد كعكة خبز التفاح الخاص بها
    Umarım parmaklarımın yokluğu tırnak vurgularımın algılanmasına engel olmuyordur. Open Subtitles آمل أن عدم وجود أصابع لا يمنع تصور بلدي يقتبس الهواء.
    Bu noktaya kadar kadınların yokluğu fark edilebilir gibi idi. TED لقد كان هناك نوع من الغياب الملحوظ للنساء حتى هذه اللحظة.
    yokluğu fark edilmeyecek insanları kaçırmamızın bir sebebi var. Open Subtitles و لهذا نحضر من لن يشعر بغيابهم أحد
    - Ön kemikte birikmiş kan kanıtı... ve eş merkezli çatlakların yokluğu görünüyor. Open Subtitles - هناك دليل على تجمع دموي في العظم الجبهي وغياب للشق المركزي
    Mia'nın yokluğu fazla uzun sürmedi. Open Subtitles شكرا " لم تعد أميليا تتصف بأنها " خارج ساحة العمل
    Ritim bozukluğu değil. Ritim yokluğu. Open Subtitles ليس هذا عدم اتساق نبض بل عدم نبض

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد