Size büyüyü tersine çevirmek için bir yol buldu bana anlatır mısınız? | Open Subtitles | هلا تقولين لي رجاء أنك قد وجدت طريقة لعكس التعويذة ؟ |
Sanırım annen laneti bozacak bir yol buldu. Sadece fark etmedi. | Open Subtitles | أعتقد أنّ والدتك وجدت طريقة لإبطال لعنة النوم، إنّما لمْ تدرك ذلك |
Susan, durumun üstesinden gelmek için bir yol buldu. | Open Subtitles | سوزان وجدت طريقة للتأقلم |
Bombayı Mayıs'ta postalamak için bir yol buldu... ama Ağustos'a kadar da teslim edilmeyecekti. | Open Subtitles | وجد طريقة لارسال قنبلة في مايو لكن لايتم استلامها الا في اغسطس |
Belki de sen saklandığı yeri bulduktan sonra korkutuğu için, ya da dürtülerini yerine getirmek için başka bir yol buldu. | Open Subtitles | ربما أصبح خائفا بعد أن وجدتم مخبأه، أو.. ربما قد وجد طريقة اخرى لحك ما يزعجه. |
"Röportaj hakkında endişelenmeyin. Peter başka bir yol buldu." | Open Subtitles | لا تهتمي حول إعطاء المقابلة لقد وجدَ طريقةً آخرى |
Dönüştü. Ama yıllar sonra etkileri tersine çevirecek bir yol buldu. | Open Subtitles | لقد تحوَّلَ، ولكن بعد عدة أعوام وجدَ طريقةً ليعكس التأثيرات... |
Raven, Weather Dağı'nı dinleyebileceğimiz bir yol buldu. | Open Subtitles | رايفن وجدت طريقة يمكننا بها (الإنصات لـ(ماونت ويذر |
Ancak Catherine bir yol buldu. | Open Subtitles | (ولكن (كاثريـن وجدت طريقة أخرى |
Uzak tutmak için onca emek vermişken girecek bir yol buldu. | Open Subtitles | كل شيء عملنا بجدٍ لإبقائه بالخارج، وجد طريقة للدخول |
O zamanın devlet başkanı, José Figueres, bir askeri üssün duvarlarını yıkarak etkili bir yol buldu. | TED | والرئيس في ذلك الوقت، "خوسيه فيغيرو"، وجد طريقة فعالة خلال تدمير جدران قاعدة عسكرية. |
Caleb şifreyi kıracak bir yol buldu. | Open Subtitles | كآيلب وجد طريقة لآختراق الباآسوورد |
Sonra Davut zinasini gizlemek icin Baska bir yol buldu | Open Subtitles | لذا وجد طريقة أخرى ليخفي فعلته المراهقة |
Bu yüzden naklin hemen yapılması için bir yol buldu. | Open Subtitles | لذا وجد طريقة للقيام بعملية الزرع فورا |