ويكيبيديا

    "ziyafet" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • وليمة
        
    • الوليمة
        
    • مأدبة
        
    • المأدبة
        
    • الولائم
        
    • وجبة
        
    • احتفال
        
    • وليمه
        
    • بوليمة
        
    • يتغذى
        
    • العيد
        
    • بوجبة
        
    • الوليمه
        
    • وليمةً
        
    • متعوا
        
    Sonra da rahipler, 101 rahip, için bir ziyafet vermeli ayaklarını yıkamalı ve ayaklarını yıkadığım suyu içmeliydim. TED وبعد ذلك، يجب علي أن أنظم وليمة ل101 من الكهنة، وأغسل أقدامهم وأشرب تلك المياه.
    Şimdi, patlıcan üzerinde ziyafet çeken şu haşereye bakın. TED الآن، ألقي نظرة على هذه الآفة التي تقوم بعمل وليمة على الباذنجان
    Bu güvenin karşılığı olarak, siz ve leydileriniz, akşamki ziyafet için bize katılacaksınız. Open Subtitles أنا واثق من هذا، في المقابل، أنتِ وسيدتكِ ستشاركونا على الوليمة هذا المساء.
    Ekmek ziyafet olarak görüldüğü zaman, benim sigara içmeye hakkım olamaz. Open Subtitles ..عندما يصير رغيف الخبز مأدبة فليس من الصواب أن أبتاع التبغ
    Etrafta kimse yokken ne yaptığın sadece seni ilgilendirir. ziyafet için Prenses bekleniyor. Open Subtitles ماتفعلينه حينما لاينظر أحد لكٍ وظيفتك المأدبة الملكية على استعداد للإستقبال الأميرة الآن
    Kralların bir zamanlar ziyafet verdiği yerlerde şimdi otlar var ve köylüler domuzlarına yuva yapmak için duvarları söküyor. Open Subtitles الآن الأعشاب تنمو فى المبنى حيث كان الملوك يقيمون الولائم ـ و عربات القرويين بجانب الجدران لعمل وقايه لخنازيرهم
    Sonra da bir şef tarafından hazırlanmış tarladan-sofraya yemeklerle ziyafet çekiyorlar. Şef, tarladaki tüm ürünleri en taze halleriyle sunuyor. TED ثم بعد ذلك، يتناولون وجبة على مائدة المزرعة يُعدّها أحد الطهاة والذي يعرض كل منتجات المزرعة في ذروة طراوتها تمامًا.
    Mars çayırında da 11 bin plebe ziyafet vermişsin. Open Subtitles وأنك أقمت وليمة ل 11,000 من العامة في ميدان مارس
    Ve çocuk büyüdü ve sütten kesildiği günde İbrahim büyük bir ziyafet verdi. Open Subtitles فكبر الولد وفطم و صنع ابراهيم وليمة عظيمة يوم فطام اسحق
    Herşey tamam, tören Pazar günü Ben de büyük bir ziyafet vereceğim Open Subtitles والمباراة هي التي ، في حفل تعيينه ليوم الاحد القادم ، وسوف أعطي وليمة
    İyi niyetimi göstermek için, sen ve baban için yarın akşam bir ziyafet vereceğim. Open Subtitles ولكي أثبت نواي الحسنة ، أنا أحضر لك وليمة ليلة غد لك ولأبيك.
    Bugün ziyafet var! Haydi! Parti başladı! Open Subtitles سيكون هناك وليمة اليوم ، انا متأكد تعال ، لقد بدأ الحفل
    Ancak bu kavgalı ziyafet sırasında herkes gibi çarpma ve vurmalara maruz kalıyorum. TED ومع ذلك، يتمّ صفعي كأي ضيف آخر خلال هذه الوليمة الصاخبة جدّا.
    ziyafet çekip, evi keşfettikten sonra, köşede asılı devasa su kabağını gördüler. TED بعد الوليمة والاستكشاف، اكتشفوا يقطينة عملاقة معلقة في الزاوية.
    Bu, Pasifik aciklarindan kiyiya dönen Pasifik somonu icin son ziyafet. Open Subtitles إنها الوليمة الأخيرة لسلمون المحيط الهادئ الآتية إلى الساحل من قلب المحيط.
    Ancak çölün temizlik ekibi için bu beden bir sorun değil: Bir ziyafet. TED لكن بالنسبة لفريق تنظيف الصحراء، ليست مُعضلة: فهي بمثابة مأدبة.
    Tek odalı malikanemde büyük bir ziyafet verdiğimi hayal edebiliyorum. Open Subtitles يمكنني أن أتصور نفسي و أنا أقيم مأدبة كبيرة في قصري ذو الغرفة الواحدة
    Bugünkü ziyafet Rudolf için olabilir. Open Subtitles حسنا .. مأدبة اليوم تم إعدادها لــ رودلف
    Ama böyle seçkin bir ziyafet için kıyafetimiz uygun değil. Open Subtitles لكنّنا لم نلبس الملابس ألملائمة لمثل هذه المأدبة الرائعة.
    O kitapta, inanılmaz yemekler olan pahalı ziyafet salonlarında yapılan muhteşem kutlamalar anlatılıyor. Open Subtitles وبداخله, لديهم تلك الإحتفالات الرائعة في قاعات الولائم الباذخة و الوجبات المدهشة
    Bir kelimemle minik arkadaşım seninle güzel bir ziyafet çekebilir. Open Subtitles كلمة واحدة منّي و صديقي الصَغير سيعد وجبة طعام منك
    Her zaman insanlar aç mı tok mu diye bakar. Büyük evde bir güzel ziyafet çektim. Open Subtitles . هو دائما يتأكد ان الناس لديهم طعام كافى ليأكلوة , هو قام بعمل احتفال فى البيت الكبير
    Kutsal ruh'a büyük bir ziyafet çektireceğin sözünü unutmamaya bak. Open Subtitles من الافضل ان تحافظ على وعدك بان تصنع وليمه كبيرة للرب ؟
    Evet, şu küçük adamların şimdi içinde ziyafet çektiğini hayal edebiliyorum. Open Subtitles نعم ، أنا أتخيل هؤلاء الصغار يحتفلون بوليمة
    Kuşların yumurtalarıyla ziyafet çekip yuvaya kendi yumurtalarını bırakıyor. Open Subtitles إنه يتغذى على بيوض الطيور ويضع بيوضه بعشها
    Bu insanlar için et hassas bir konu ve hayvanı kesmekten sorumlu savaşçılar ziyafet için çok sabırsızlar. Open Subtitles اللحوم لهؤلاء الناس هو من أطايب الطعام , و المحاربين المسؤول عن ذبح كانت الحيوانات حريصة على بدء العيد الخاصة بهم.
    Her üç günde bir, yavrularına besleyici bir ziyafet çekmek için derisini yenilediği ortaya çıktı. Open Subtitles ولحسن الحظ إن جـلد الأم ينمو مجدداً كل ثلاثة أيام ذلك لتزويد صغارها بوجبة طعام آخرى مغذيه
    ziyafet sona erdiğinde ve siz, ah, sıkıntı kotanızı doldurduğunuzda, tepedeki sıcak kaplıcalara gidebiliriz. Open Subtitles بنهاية الوليمه وبحصولك على نسبه من الضجر بأمكاننا الذهاب للينابيع الحاره في التلال
    Yemekten vaz geçmezler yine ancak bunun yerine başkaları için bir ziyafet olurlar. Open Subtitles حتى أنهم لا يتوقفون للغذاء، وعوضاً عن ذلك يُصبحون وليمةً للآخرين
    Boynuzlu Barbarın iskeletinde gözünüze bir ziyafet çekin! Open Subtitles متعوا أنظاركم بالهيكل الخارجى لآلات التدمير البربرية

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد