Ve inanıyorum ki cerrahlar, sırf tembelliklerinden, zımbayı dikişe tercih ederler. | Open Subtitles | و أنا أؤمن أن الجراحين الذين يفضلون الجراحات على الحياكة كسالى |
İnanıyorum ki aşk, 900 yıl önce bile sıkıcı olmamıştı.. | Open Subtitles | أنا أؤمن أن الحب ليس مملاً حتى قبل 900 عام |
Bugün Büyük Birader'in, kitlelerin beynini yıkamada sadece televizyonları kullanmak yerine, bilgisayar oyunlarını kullanarak çok daha etkili olacağına inanıyorum. | TED | اليوم أؤمن أن بيج بروذر سيجد نجاحا أكبر بكثير قي غسيل عقول الجماهير بالألعاب التلفزيونية عوضا عن مجرد التلفاز البسيط |
Bu durumun, var olan yöntemlerin evrimiyle olacağına inanıyorum. | TED | أؤمن أن هذه البدايات التطويرية لأساليب موجودة |
Yaşananları telafi etmek için bir umut olduğuna inanmak zorundayım. | Open Subtitles | عليّ أن أؤمن أن هناك أمل للمغفرة |
Orada bir şey olduğuna inanıyorum, ama onun bir çeşit Tanrı olduğuna inanmıyorum. | Open Subtitles | أؤمن أن هناك قوة خارقة كيانا آخرا ولكني لا أؤمن بالصورة التقليدية للإله |
Yani bir sonraki çöp kutusunda ekmek olabileceğine beni inandıran bir umuttu benimkisi, çoğu zaman içinde ekmek olmazdı oysaki. | TED | أقصد النوع من الأمل الذي جعلني أؤمن أن سلة المهملات التالية فيها خبزاً على الرغم من أنها غالباً لا تحتوي على خبز |
Kalorileri en iyi yakan şeyin kahkaha olduğuna inanırım. | Open Subtitles | إنني أؤمن أن الضحكة هي أفضل حارق للوحدات الحرارية |
Ambarda yapılan görevin her şeyden daha önemli olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | أؤمن أن العمل الذي بالحجرة الأرضية أهم من أي شئ |
Ve inanıyorum ki bugün şehirlerimizin ciddi kusurları var ve farklı, daha iyi olanlar inşa edilebilir. | TED | و أؤمن أن مدننا اليوم لها عيوب كثيرة، وأنه يمكن بناء أخرى، مختلفة وأحسن. |
İnanıyorum ki, çoğu yardım uçaktan dışarı para atmaktan daha iyidir. | TED | أؤمن أن معظم المساعدات هي أفضل من مجرد إلقاء الأموال من الطائرة. |
İnanıyorum ki matematiksel bir araştırmanın heyecanını herkes takdir eder ve arkasındaki insanların ve fikirlerin hikâyesini paylaşır. | TED | أؤمن أن أي أحد يمكنه أن يقدر تشويق البحوث الرياضية، ويشارك القصص المشوقة للبشر والأفكار وراء ذلك. |
Ama inanıyorum ki bu düğün evliliğimizin herkesin gözünde onaylanması demek. | Open Subtitles | لكنني أؤمن أن حفل الإستقبال هذا سيجعل زواجنا . عبرة في عين الجميع ، بالإصافة لعينك |
Ve ben inanıyorum ki bu, bir insanın sahip olması gereken bir haktır. | Open Subtitles | وأنا أؤمن أن ذلك ليس خياراً فحسب، لكن حق إنساني. |
İnanıyorum ki sizin bakış açınız ve kendini tanımanıza sahip bir adam ne isterse yapabilir. | Open Subtitles | أؤمن أن رجل ذو بصيرة ومعرفة الذات مثلك يستطيع فعل ما يشاء |
Yeterince duydum. Brian'ın başarılı bir baba olacağına inanıyorum. | Open Subtitles | لقد سمعتُ ما يكفي أنا أؤمن أن براين أباً ناجحاً |
Cylonların geleceğinin bu çocukta olduğuna ve başkalarının da olacağına inanıyorum. | Open Subtitles | أؤمن أن مُستقبل السيلونز يعتمد على هذه الطفلة والأخرون الذين سيأتون خلفها |
Evet bayım, sunacağınız çok şey olacağına inanıyorum. | Open Subtitles | {\pos(190,220)}أجل يا سيدي، أؤمن أن لديكم الكثير لتقدموه لي. |
Sanırım her işte bir hayır olduğuna inanmak zorundayım. | Open Subtitles | أظنني يجب أن أؤمن أن كل شيء يحدث لسبب. |
Bir yolu olduğuna inanmak zorundayım. | Open Subtitles | يجب أن أؤمن أن هناك طريقة |
Birincisi, kadınların yaradılış icabı veya özünde erkeklerden daha barışçı olduğuna inanmıyorum. | TED | أولاً أنني لا أؤمن أن النساء بطبيعتهن أو بالأساس هن مسالمات أكثر من الرجال. |
Artık engelli bireylerin bu tasarım düşüncesi sürecinde oldukça etkili bir tasarımcı olabileceğine inanıyorum. | TED | كما أنني أؤمن أن من يعانون الإعاقة لديهم إمكانيات كبيرة ليكونوا مصممين مستخدمين أسلوب تصميم التفكير. |
Mutlu kızların en güzel kızlar olduğuna inanırım. | Open Subtitles | إنني أؤمن أن الفتيات السعيدات هن الفتيات الأجمل |