"أحببتك" - Translation from Arabic to Turkish

• sevdim
• seviyorum
• sevmiştim
• seviyordum
• sevdiğimi
• sevdiğim
• aşık
• aşıktım
• aşığım
• hoşlandım
• severdim
• sevdiğini
• hoşlanıyorum
• âşık
• seviyordu

Bizim evimiz dediğimiz yerde seni sevdim. Sonucu bu mu?
لقد أحببتك فى هذا المنزل الذى نسميه بيتنا حقا ؟

Seni sevdim ama sana hiç söylemedim, çünkü biz hiç konuşmadık.
لقد أحببتك ولكننى لم أخبرك أبدا لأننا لم نتحدث من قبل

Ben,senle sevgiyi oynamaya son verebilirim. Çünkü ben seni bir defa sevdim
لربما كنت إنتهيت أمثل عليكِ الحب للباقي من حياتي لإني أحببتك مره.

Bu mektup size ulaşırsa, şuna inanın ki her zaman olduğu gibi şu anda da sizi seviyorum.
إذا وصلتك هذه الرسالة ، فصدق ذلك أننى أحبك الآن كما أحببتك دائماً

Her şeyden fazla, seni sevmiştim, bana herkes gibi ihanet ettin.
لقد أحببتك أكثر من أي شيء آخر وقمت بخيانتي مثل الآخرين

Beni önemsemeyen yengem olduğun zamanlarda seni daha çok seviyordum.
تعلمين ماذا؟ أحببتك أكثر عندما كنتِ زوجة الأخ الغير مبالية.

Evet, sen aldatıldın, çünkü seni ne çok sevdiğimi ben de bilmiyordum.
أجل، تعرضتْ للخداع أكثر لأني لم أعرف كم أحببتك

Seni daima sevdim. Ama bunu göstermem için hiç fırsat vermedin.
أنا أحببتك دائماً، لكنكِ لم تمنحيني الفرصة لإظهار ذلك

Demek istediğim, ben bir şair değilim, sadece bir bilim adamıyım, ama ben seni her zaman için sevdim.
ما أريد أن أقول ، اننى لست شاعرا و لكنى عالم زواحف لقد أحببتك دوما أعنى اننى لم أحب أحد غيرك

İlk önce seni de sevdim.
لقد أحببتك فى البداية, ولهذا, حاولت ان اُخيفك كى تهرب من لندن

Elimden geldiği kadar, sevebildiğim kadar... Evet sevdim.
حسبما كنتُ قادرا على إتيان المحبة، فبلى أحببتك

Ben seni o gece gerçekten sevdim. Sense hayır.
في الحقيقة أنا أحببتك في تلك الليلة ، أما أنت فلا ، أنت تظاهرت فقط

Seni oyuncu olarak sevdim. Sense tiyatroyu bıraktın. Hepsi bu!
أحببتك كممثّل فقرّرت ترك ذلك العمل هذا كلّ ما في الأمر

Seni ilk gördüğüm andan beri seviyorum ve sen de bunu biliyorsun.
لقد أحببتك منذ النظة الأولى التى رأيتك فيهان وأنت تعرف هذا

Seni seviyorum dediğimi biliyorum, ama ben gencim ve şimdi hayatımı yaşamak zorundayım.
أعلم أننى قد قلت لك إننى أحببتك ..... و لكننى مازلت صغيرة .....

"... seni başkalarından farklı olduğunu bildiğim için sevmiştim,... "
كنت قد أحببتك مع علمي بأنك لست مثل الآخرون

Bunun için üzgünüm. "Huni Kafalar"da sizi çok sevmiştim. Sizi de. Ben açayım.
المعذرة ، لقد أحببتك فى كونهيدز و أنت أيضا، دعنى أفتحه

Gerçekten seviyordum, yaşlı yengeç. Sürekli bağırıp çağıran, sürekli herkese kızgın.
بالفعل أحببتك أيها العجوز الأحمق,لطالما تحايلت عليك و أنت تصرخ فى وجه الجميع

Onu seni sevdiğim kadar çok sevdiğimi söylersem tüm hikayeyi öğrenmiş olursun.
و إذا قلت لكى إنى أحبها كما أحببتك إذن سوف تعرفين القصة كلها

Beni kurtardın diye seninle değildim. Seni sevdiğim için seninleydim.
لم أكُن معك لأنّك أنقذتني، بل كنت معك لأنّي أحببتك.

Bu sana aşık olmadığım anlamına gelmiyor. Her zaman aşık olmuşumdur sana.
لكن هذا لا يعني أني لا أحبك، لطالما أحببتك

Her zaman aşıktım ve hep olacağım.
لطالما أحببتك وسأبقى دائما أحبك

Rüzgarın seni bana getirdiği o günden beri ben de sana aşığım.
لقد أحببتك منذُ اليوم الذي .جلبتك الريح إليّ

-Öncelikle bilmeni isterim ki okulda tanıştığımız ilk andan beri senden hep hoşlandım.
أريدك أن تعلمي أنني أحببتك دائماً منذ أول لحظة إلتقينا في المدرسة

Babanı severdim. Senden hep hoşlandım. Seninle olmak istiyorum.
"كنت أحب والدك"، "لطالما أحببتك" "أريد قضاء معكِ أكبر وقت ممكن"

Bundan vazgeçecek kadar... beni sevdiğini düşündüm.
كنت أخشى , أن يتوقف حبك لى و تتخلى عنى كما تعلم , لقد أحببتك , أنا حقا أحبك ولم أكن أريد أن أطلب منك هذا

O dersteki ilk kesiğinden beri hoşlanıyorum senden.
لقد أحببتك منذ أن فتحت ذلك الصدر في مادة علم التشريح

"Sana ilk gördüğüm anda âşık oldum, daktiloda borç sözleşmesi yazıyor, çikolatalı draje yiyordun, o esnada yakışıklı bir çocuk sana içten içe gıpta ediyordu."
لقد أحببتك منذ رأيتك و أنت تنجزين صفقة الدائنين و تتناولين المكسرات

Öyle olmadı! O seni seviyordu!
ليس هناك شيء من هذا القبيل لقد أحببتك