"أحسست" - Translation from Arabic to Turkish

    • hissettin
        
    • hissetmiştim
        
    • hissediyordum
        
    • sanki
        
    • hissediyorum
        
    • sezdim
        
    • hissettiğini
        
    • hissettiğin
        
    • hissedersen
        
    • hissettiğimi
        
    • gibiydi
        
    • sezmiştim
        
    • hissettirdi
        
    • hissettim
        
    • hissettiğim
        
    Güneşi bir kere hissettin mi gölgeler artık soğuk gelir. Open Subtitles بما أنكِ أحسست بالشمس على بشرتك فالظل تحديداً سيشعرك بالبروده
    Manken olduğumda, sonunda çocukluğumdan beri hayalim olan bir rüyanın gerçek olduğunu hissetmiştim. TED لذلك حين أصبحت عارضة أزياء، أحسست بأني أخيرًا سأحقق الحلم الذي طالما حلمت به منذ كنت طفلة.
    Şunu söylemeliyim ki bazen hoşuma gidiyordu ve harikaydı, ama öte yandan, kendimi kollamak için yalnız bırakılmış gibi hissediyordum. TED ولا تسيؤا فهمي، أحببتها أحياناً، وكان حبي لها كبيرًا، ولكن في أوقات أخرى، أحسست بأنني تُركتُ وحيدة لأدافع عن نفسي
    Edinilmiş bilginin verdiği avantajla şimdi biliyorum ki meslek memur ya da işçi olarak beni hayata hazırlamaktır. Fakat o zamanlarda meslek sanki bir tür etrafımda olup bitenler hakkında bazı boyun eğmelere iten baş ağrısıydı. TED مع الاستفادة من تجاربنا السابقة، الآن أعرف أنّ مهمتي هو الاستعداد للحياة ككاتب أو عامل يومي، و لكن في الوقت نفسه أحسست أنّه كان جعلني في وضعيّة خضوع نوعا ما مع كلّ ما كان يدور حولي.
    Böyle nazik olmaya çalıştığında kendimi daha çok aşağılanmış hissediyorum. Open Subtitles كلما حاولت أن تكون أكثر لطفاً كلما أحسست بالمهانة أكثر
    KB: Bunu hissettin mi? Ne hissettin? Nicole: Sırtımda bir dokunma. TED كيث بارى: أشعرت بهذا؟ بماذا شعرت؟ نيكول:أحسست بلمسة على ظهري
    Onun açlığını hissettin, ...onun donduran nefesiyle kemiklerin titredi. Open Subtitles أحسست جوعه، أحسّ عظامك هزّت بنفسه المجمّد.
    Lanet bir oyun masasında mı hayatta olduğunu hissettin? Open Subtitles تريد أن تقول لي أنك أحسست بالحياة و أنت أمام طاولة لعب لعينة
    Burada Afrikalıların tıpkı benim yaptığım gibi sinema filmi çektiklerini anlatabilirim ve sahiden bunun bana ilham verdiğini hissetmiştim. TED هنا يمكنني أن أروي قصة أفارقة يصنعون الأفلام كما أفعل أنا, وفعلا أحسست بأن في الأمر إلهاما لي.
    Bunu böylece bırakmamamız gerektiğini hissetmiştim. Open Subtitles أحسست أنه لا ينبغي التوقف هنا، وننتظره إلى ان يطلب الحليب مجددا
    Orayı benim için tek güvenli yer olarak hissetmiştim. Open Subtitles لقد أحسست أنها الوسيلة الوحيدة لكى أحصل على مكان آمن
    Başından beri, böyle sert kışlara dayanamayacağını hissediyordum. Open Subtitles منذ البداية، أحسست أن والدي لن يستطيع تحمل هذه الشتاءات الباردة،
    Kaç kere buluştuğumuzu bilmiyorum ama korunmaya ihtiyacı olan bir çocuk gibi bana ihtiyaç duyduğunu hissediyordum. Open Subtitles و لكنى أحسست بطريقة ما أنها فى حاجة إلى مثل الطفل الذى يبحث عن الحماية
    sanki tüm o serserileri eşek sudan gelene kadar dövebilirmişim gibi geldi. Open Subtitles أحسست انني قادرة على ضرب كل هؤلاء المتسكعين
    Bir hafta önce tanıştık ama sanki onu hep tanıyordum gibi. Open Subtitles تقابلنا قَبْلَ إسبوع لكني أحسست وكأنني أعرفه طيلة حياتي
    Uzun zaman oldu ve kendimi evimde gibi hissediyorum, TED لقد كان وقتاً طيباً، ولقد أحسست بأنني في منزلي،
    Birden hiçbir karar veremiyormuş gibi hissediyorum. Open Subtitles لقد أحسست فجأة وكأنني لا أستطيع أن أتّخذ أي قرار
    Bay Palmer'ın çevre konuşmasıyla ilgilenirken daha büyük bir hikaye sezdim. Open Subtitles كنت أغطي خبر خطاب الرئيس عندما أحسست بقصة أكبر من ذلك
    Senin ne hissettiğini, içinde sen ne hissettiğini hissetmeden önce hissedebilirim. TED أستطيع الإحساس بما تحسه وكأني أحسست بذلك الشعور من قبل
    Gölette birinin varlığını hissettiğin zaman dudakların tıpkı böyle titremeye başladığında.... Open Subtitles عندما أحسست حضور شخص ما قرب البركة وشفاهك بدأت الإرتعاش مثل الان.
    hissedersen söyle. Bardak getiririm tamam mı? Open Subtitles حسناً, اذا أحسست بذلك, قول لي سأحضر الكأس, حسناً؟
    Onlara, ne kadar korktuğum önemli değil, yanımda hissettiğimi söyle. Open Subtitles أخبريهم بأنني أحسست بأنهم معي بغض النظر عن مدى خوفي
    Çizgi romanlardaki insanların kafalarının üstündeki baloncuklar gibiydi. Open Subtitles أحسست أنني رسم كرتوني مع فقاعة فوق رأسه.
    Kyuubi Modu'ndayken çakrasını sezmiştim. Open Subtitles لقد أحسست بطاقته عندما كنت في طور الكيوبي
    Evet, biliyorum, kızı takip etmek, onu otobüsten dışarı sürüklemek, çok gerçek hissettirdi. Open Subtitles نعم أعرف ولكن مطاردتها سحبها لمؤخره الحافله أحسست أنه حقيقي للغايه
    O yarıştan sonra kendimi ilk kez zafer kazanmış gibi hissettim. Open Subtitles لأول مره منذ ذلك السباق أنا أحسست بأني رابح مره أخرى
    Bir şey söyleyeyim mi? Bu şimdiye kadar hissettiğim en iyi, yani ikinci en iyi şey. Open Subtitles إنه ثاني أفضل شعور أحسست به في حياتي على الإطلاق

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more