"أحضرتها" - Translation from Arabic to Turkish

• getirdim
• getirdin
• aldım
• getirdiğin
• getirdiğim
• aldın
• aldığım
• getirdiğiniz
• getirdi
• getirmiş
• getirdiği
• getirdiniz
• Getirir
• buldun
• getirdik

-Bunlardan bazıları kız kardeşinin. Bakım evine gidince onları buraya getirdim.
بعض هذه الأشياء لأخته لقد أحضرتها بعد أن ذهبت إلى المستشفى

Bu sebeple onu banyoya getirdim çünkü orası güvenli, değil mi anneciğim?
لهذا أحضرتها إلى حوض الاستحمام لأنّه مكانًا آمن، أليس كذلك يا أُمّي؟

- buraya getirdin ve onunla mı oynadık? - Onunla mı oynadık?
وقد أحضرتها إلى هنا ولعبنا بها هل لعبنا بها حقيقة؟

Bana geldiğinde bir bardaktan içebilesin diye senin için aldım onları...
انا أحضرتها لكِ كي يكون لديكِ شيئاً تشربين منه عندما تأتين.

Bana getirdiğin acil durum vericisi uzaya yardım sinyali yollayacak.
أداة اللاسلكي التي أحضرتها لي ستبعث بإشارة إستغاثة في الفضاء.

Hayır, ben yüzük yastığını ve getirdiğim 7 hediyeyi alıyorum.
كلا ، سآخذ وسادة الخاتمين والـ7 هدايا التي أحضرتها إليه

- İşte bu, en sevdiğimden. - Nereden aldın bunu?
والآن، هذا ما أحبه - أجل، من أين أحضرتها ؟

Umarım doğduğundan beri sana yedirdiğim yemeklerin ve aldığım kıyafetlerin tadını çıkartmışsındır.
آملُ أنّكَ استمتعتَ بوجبتك و كلّ الثياب التي أحضرتها لك منذُ ولادتك

Büyük babam vefat ettikten sonra, bu masayı yanımda getirdim ve ofisime koydum, ve bana onu hatırlatıyor.
و عندما توفي جدي، أخذت هذه الطاولة و أحضرتها لمكتبي، و إنها تذكرني به.

Aslında yanımda sizin için getirdim ve size bu 3D yazıcıyı göstermek istiyorum. İşte böyle bir şey.
أنا أيضا أحضرتها لكم، وأريد أن أقدم لكم الطابعة ثلاثية الأبعاد متناهية الصغر والتي تبدو هكذا.

Joe! Yanlışlıkla getirdim. İçinde özel bir şey yok.
لقد أحضرتها عن طريق الخطأ لا شىء مهم بها

Sen işini yaptın. Onu buraya inançlı insanların yanına getirdin.
لقد أديت عملك، أحضرتها هنا إلى المؤمنين، سنحميها

O zaman, madem ki getirdin onları alacağım. Bu senin için Kartopu.
لا، أقصد أنني سآخذها بما أنك أحضرتها - من أجلك فقط -

Ölü kız odada mıydı... - Yoksa onu buraya sen mi getirdin?
هل أتت الفتاة الميتة مع الغرفة أم أحضرتها لهنا بنفسك ؟

Hey, yolculuğumuz boyunca lazım olacak her şeyi aldım.
إنظرْ إلى كُلّ الأغراض التي أحضرتها لرحلتنا

Eminim seveceksin. Bugün aldım.
أعلم أن هذه ستعجبك أحضرتها اليوم، تكفي ألف فنجان كبير

Ahit sandığında, senin onlara getirdiğin yasaları taşıyorlar.
حملوا معهم فى تابوت العهد التشريعات التى أحضرتها لهم

- Kale'den getirdiğim kristalde ona yardım edecek bir şeyler olmalı.
لابد أنه هناك شيء بالكريستالة التي أحضرتها من الحصر يمكنه مساعدتنا

Onu nereden aldın?
من أين أحضرتها ؟

Hırsız tüm bubi tuzaklarımdan kurtulup tüccar Johann'dan aldığım tüm metali almış!
اللص تهرّب من فخاخي وأخذ كل المعادن التي أحضرتها من التاجر يوهان

Austin'li Tony yanınızda getirdiğiniz çantada ne kadar var?
كم تظن أنك تحمل معك في هذه الحقيبة العجيبة التي أحضرتها

– Amerika'da doğum yaptı ve onu buraya getirdi. – Benim çocuğum mu?
سيو يون أنجبتها فى الولايات المتحدة و أحضرتها إلى هنا طفلتى ؟

Elisha aşırı dozdan kendinden geçmiş, Nadia'da onu benim evime getirmiş.
اليشا كانت قد تعاطت جرعة زائدة و ناديا أحضرتها إلى شقتي

Pam'in Porto Riko'dan getirdiği şekerleri buraya koysam sorun olur mu? Tabii.
بالتأكيد ، هل أستطيع وضع حلوى على المكتب أحضرتها بـام من بورتيريكو؟

Şey, Londra'dan ne haberler getirdiniz?
حسناً ؟ ما هي الأخبار التي أحضرتها معك من لندن ؟

"Cüzdanımı ofisinde bırakmış olmalıyım. Gidip Getirir misin?"
لابد أننى تركت حقيبتى فى مكتبك هلا أحضرتها من آجلى

Bu hurdayı nereden buldun ki?
من أين أحضرتها بحق الجحيم موقع تفجير قنابل

Onu ormanda koşturup dururken bulduk ve sonra da buraya getirdik.
وجدناها تجري وحدها بالغابة لذا أحضرتها إلى هنا.