Ciddi bir durum olduğunu, mümkünse çabuk buraya gelmelerini söyle. | Open Subtitles | أخبرهم بأن الأمر طارئ هذا سيجعلهم يُعجلون من أمرهم قليلاً |
Temizlikten birini çağırıp, ya kalıcı tel ya da kapan kurmalarını söyle. | Open Subtitles | أتصل بالصيانة و أخبرهم أننا نحتاج بعض أوقية من الشمس، وضع أفخاخ |
Kulübeyi boşaltmalarını söyle. profesörü asmaya yetecek kadar delil bıraksınlar. | Open Subtitles | أخبرهم أن ينظفوا الكوخ وأن يتركوا دليل كافي لإعدام البروفيسير |
anlat onlara, küçük balığı denize geri attığımı. - Onu ona ver. | Open Subtitles | . أخبرهم أنني قد أعدت السمكة الصغيرة إلى البحر . أعطِه إياه |
Tamam, yerel yetkilileri bilgilendirin. Gaz kaçağını tamir ettiğinizi söyleyin. | Open Subtitles | أبلغي السلطات المحلية أخبرهم أن تسرب الغاز قد تم إصلاحه |
Telsizde bağlantı sorunu olduğunu söyle yoksa ikiniz de ölürsünüz. | Open Subtitles | أخبرهم أن هناك فشل في نظام اللاسلكي أو فشل كلاهما |
Dr. Yeager, Laboratuarı ara ve ona verdilerse tekrar vermelerini söyle. | Open Subtitles | دكتور ياجير أتصل بالمختبر و أخبرهم بأن يعطوه أكثر مما يحتاجه |
Onlara beni ateşe vermek üzere olan bir katili vurduğumu söyle. | Open Subtitles | أخبرهم بأنني أطلقت النار على مجرم كان يريد أن يحرقني بالنار |
Davacılara saygılarımı ilet ama onların ödüllerine ihtiyacım olmadığını söyle. | Open Subtitles | , أرسل لهم تحياتي و أخبرهم أنني لا اريد المكافأة |
Bana bir iyilik yap, Atlantis geldiğinde onlara elveda dediğimi söyle. | Open Subtitles | فقط أسدوا إلي خدمة عندما تظهر أتلانتس أخبرهم أني أقول وداعا |
Şimdi ona pistin kuzey tarafına inmesini ve acil durum protokolünü uygulamasını söyle. | Open Subtitles | أخبرهم الآن بأنّ عليهم الهبوط في الناحية الشماليّة من المدرج واتباع إجراءات الطوارئ |
Postala gitsin o palyaçoyu. Asyalı bir jüri üyesinin zaten bulunduğunu söyle. | Open Subtitles | تخلص من ذلك المهرج فحسب ، أخبرهم بأنه لديكَ مسبقاً حكماً آسيوياً |
Casey, gurur yaptığını ve bu parayı alamayacağını söyle onlara. | Open Subtitles | كيسي أخبرهم أن كرامتك لا تسمح لك بذلك؟ كرامتي ,؟ |
Hastanın nur topu gibi bir göğüs tüpü olduğunu söyle. | Open Subtitles | أخبرهم بأن عندنا مريض مع أنبوب صدري لوضعه على القائمة |
Buranın aktif bir olay yeri olduğunu ve daha sonra toplantı düzenleneceğini söyle. | Open Subtitles | كيف تريد منا التعامل مع هذا الأمر؟ أخبرهم بأن هذا مسرح جريمة حالي، |
İkimiz dışarı çıkacağız ve bir arabaya binip gideceğiz. Ne yapacaklarını anlat. | Open Subtitles | . أنا و أنت سنخرج و نركب السيارة أخبرهم بما عليهم فعله |
Bağışı aldığınızı ve üzerinde çalıştığınızı söyleyin, ve onları laboratuvarınıza davet edin, bu onlara olduğundan çok sizin için daha sevindirici olabilir. | TED | أخبرهم أنك استلمتها، وأخبرهم ماذا تفعل بها وادعِهم لزيارة مختبرك لأن هذه الزيارة قد تكون ممتعة لك أكثر منهم |
Yapabileceğimi bilirdim hep onlara asla söylemedim. | Open Subtitles | كنت أعلم دائماً أنني أستطيع لم أخبرهم أبداً |
Yaptığı şey, çalışanlara ne yapmak zorunda olduklarını tekrar düşünmenin zamanının geldiğini söylemek oldu. | TED | ما فعله هو أنه أخبرهم بأن الوقت قد حان لإعادة النظر في الواجبات المناطة بهم. |
Tamam, anlıyorum. Bana sorduklarında, sen ne söylememi istiyorsan onu söyleyeceğim. | Open Subtitles | إن سألوني، سأخبرهم بما تريدني أن أخبرهم به، سأكذب من اجلك |
Hayır. Birileri onlara başka bir yerde yaşamanın daha kolay olduğunu söylemiş olmalı. | Open Subtitles | لا، لا بد أن أحدهم قد أخبرهم بأن الحياة أسهل في مكان آخر. |
Hep onlara ne kadar kıpırdarlarsa resimde o kadar kötü çıkacaklarını söylerim. | Open Subtitles | دائماً ما أخبرهم أنه كلما تحركوا أكثر سيبدون بحالة أسوء في الصور.. |
Bilim Dergisini arayıp kapağı senin için bekletmelerini söyleyeyim mi? | Open Subtitles | هل أتصل بمجلة العلوم و أخبرهم أن يحجزوا الغلاف الرئيسي؟ |
Benim de. Baba onlara haber minibüsünü anlatsana. | Open Subtitles | أنا أيضاً, نفس الشيء أبي أخبرهم عن تجربتي |
Çünkü ben söylemem. Kırmızı mı yoksa kot mu? | Open Subtitles | لأنني لن أخبرهم أبداً هل يناسبني الأحمر، أو ذو الخامة الخشنة |
Changshan halkına da, hayatın karmaşası içinde koca bir daire çizip durduğumu söylersin. | Open Subtitles | إلى شعب التشانغشان، أخبرهم أني فقط ذهبت دائرا حول الحلقة الكبيرة في حياتي |
Her hafta onun kağıtlarını kontrol ediyorsunuz ve bende her zaman Picasso'nun büyük büyük ailesinin Yahudi olmadığını söylüyorum | Open Subtitles | يأتون مرة في الأسبوع لرؤية أوراقه وفي كل مرة أخبرهم ، دعو والداه وجداه حتى أجداد بيكاسو ليسوا يهود |
Kardeşler Konseyi seni tutsak ettiğinde, ne yapacaklarını kim söyledi? | Open Subtitles | عندما تم حبسك في المجلس الأول من أخبرهم بطريقة حبسك؟ |
Dünyanın sonu gelecekse senin getirdiğini de söylesene. | Open Subtitles | .. أخبرهم أنهُ إذا إنتهى العالم أنك السبب في هذا .. |