| Rehabilitasyon tedavisinden geri çevrildikden sonra, Nihayet yenilgiyi kabul ettim. | TED | بعد أن رُفضتُ من منشأة إعادة التأهيل، اعترفت أخيراً بالهزيمة. |
| Nihayet! Polis ne işe yarar? Şu küçük çoban kızı bulabilmeleri.. | Open Subtitles | أخيراً ما فائدة حرس الملك إن لم يجدوا راعية أغنام صغيرة |
| Burada olmak hoşuna gidiyor olmalı. Belki de bu karışım Nihayet işe yarıyordur. | Open Subtitles | مؤكد أن المكان يروق لكِ، ربما هذا المصل الذي أخترعته سيقوم بوظيفته أخيراً |
| İçtiğim içki şişelerinin arasında otururken Nihayet aklıma bir fikir geldi. | Open Subtitles | حينها، و بينما كنت جالساً بين القناني التي أفرغتها أخيراً وجدتها |
| Nihayet 3 hafta sonra buluşuyoruz, ve benim ateşli görünmem gerek. | Open Subtitles | نحن نَجتمعُ أخيراً في ثلاثة أسابيعِ، وأنا يَجِبُ أَنْ أَبْدو حار. |
| Monica Nihayet annesini Meksika'dan buraya getirmeyi başarmıştı... ve annem bir parti veriyordu. | Open Subtitles | مونيكا تمكنت أخيراً من إحضار أمها من المكسيك و أمى كانت تعدّ حفلاً |
| Nihayet çay içip sohbet etme teklifimi kabul ettiniz demek! | Open Subtitles | أخيراً قبلت دعوتى لك إلى تناول الشاى و تبادل الحديث |
| Eğer o yedi haftayı geri alabilseydim, onu Nihayet durdurabilirdim. | Open Subtitles | إذا أنا أستعدت تلك الأسابيع السبعة يمكنني أن أوقفه أخيراً |
| Nihayet o gösterişli kadından, o küstah kızdan ve o hasta çocuktan kurtuldun. | Open Subtitles | أنت أخيراً تخلصت من تلك المرأة المتغطرسة وإبنتها سليطة اللسان وذلك الولد المريض |
| Nihayet 15. günde kurtçukların kahverengi bir sıvı içinde yüzdüğünü görebilirsiniz.. | Open Subtitles | أخيراً في اليوم 15 تلاحظون أن الشرنقات تسبح في السائل البني |
| Ve kendilerini ifade edip seslerini duyurduklarında Nihayet huzura kavuşabildiler. | Open Subtitles | وحين قدموا وجهة نظرهم وتم سماع أصواتهم وجدوا السلام أخيراً |
| Nihayet. Ve hayvanat bahçesinin resmi açılışına tam olarak 3... | Open Subtitles | أخيراً ستصبح حديقة الحيوان لنا في أقل من ثلاثة إثنان |
| Patrick ve Tripp'in altı aylık dargınlıklarından sonra Nihayet bugün sonuç alabileceğim. | Open Subtitles | سنة أشهر من العمل على تحسين الحاجز بين باتريك وتريب ستمثر أخيراً. |
| Kapıyı çaldığında biz de Oliver'ın Nihayet konuşmak için hazır olduğunu sandık. | Open Subtitles | عندما طرقتَ على الباب ظننا أنه أوليفر وأنه أصبح مستعداً أخيراً للتحدّث |
| Nihayet torunumla tanışıyorum sen de bana gitmesi gerektiğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | لقد قابلت حفيدي أخيراً لأول مرة والآن تخبريني أن عليه الرحيل؟ |
| Şimdi de şehrin yetkilileri Nihayet teşrif edip beni cinayetle suçluyorlar. | Open Subtitles | أوه، والآن أنت ناس مِنْ المقاطعةِ يَنْزلُ أخيراً هنا، إتّهمْني بالقَتْل. |
| Ayrıca hayatımda ilk kez, her şeyin Nihayet yoluna gireceğini hissediyorum. | Open Subtitles | وانا بدأت بالشعور للمرة الأولى أخيراً, أن كل شيء سيكون بخير |
| Benle konuşmaya geldiğinde kutunun Nihayet açılmış olmasının esrarengizliği beni bir parça heyecanlandırmıştı. | Open Subtitles | عندما أتيتي لرؤيتي جزء منّي كان متحمّساً بأن لغز فتح الصندوق سينتهى أخيراً. |
| Benim için bu daha büyük bir şeyin habercisidir: Bu da DNA teknolojisin artık herkes tarafından ulaşılabilir olduğudur. | TED | حسناً بالنسبة إلي، ذلك يؤشر إلى شيءٍ أضخم: بأن تقنية الحمض النووي أخيراً وصلت إلى أيدي كل شخص منكم. |
| Ev, tüm bu hayal kırıklıklarını nihayetinde bir yere yerleştirdi. | Open Subtitles | وجد هذا المنزل مكاناً أخيراً يصب فيه كل تلك الإحباطات |
| Ve üç sene süren başarısızlıklarımın ardından, sonunda Yemen'i görüyordum. | TED | وبعد ثلاثة أعوام من الفشل، تمكنت أخيراً من رؤية اليمَن. |
| -- her an. Ve son olarak, zekâyı nasıl sınayabileceğimizi düşünelim. | TED | في كل لحظة. و أخيراً دعونا نفكر في كيفية قياس الذكاء. |
| sonuç olarak, bu görünmez yaraların yalnızca bir ismi yok, aynı zamanda yüzleri de var. | TED | أخيراً هذه الجروح الخفية ليس لها اسم فقط بل لها وجه. |