"أدعه" - Translation from Arabic to Turkish

    • izin
        
    • Bırakayım
        
    • müsaade
        
    • bırakıyorum
        
    • bırakmayacağım
        
    • bırakmam
        
    • sağlıyorum
        
    • davet
        
    Ölmesine izin vermem. General Corvin, General Hawkins, Daedalus'a hoşgeldiniz. Open Subtitles لن أدعه يموت جينرال كورفين ، جنرال هاوكنز أهلاً بديداليوس
    Niçin Darrell bunu arabamı kullanmasına izin vermeden evvel söylemedi? Open Subtitles لماذا لم يخبرني داريل بذلك قبل أن أدعه يقود سيارتي؟
    En kötü ihtimalde ise adamlarından birini indirmesine izin vermeyeceğim. Open Subtitles أسوا حالة , أنا لن أدعه يقتل أى من رجالى
    Huysuz çünkü, bu geceki konsere gitmesine izin vermedim. -Neden? Open Subtitles إنه غاضب فقط لأني لم أدعه يذهب إلى حفل الليلة
    Sana yaptığı gibi, benden de kaçmasına izin vermeyeceğim. Gerekirse arkasından da vuracağım. Open Subtitles لن أدعه يفلت منّي كما فعل معك، سيقع ولو اضطررتُ لإصابته في ظهره
    Hayır, bu yeterince tuhaf ve daha da tuhaflaşmasına izin vermeyeceğim. Open Subtitles إرحلي لا, هذا غريب, و أنا لن أدعه يصبح أكثر غرابة
    Hastalığı ölümcül ve ben onun acı çekmesine izin vermeyeceğim. Open Subtitles و قد شارف على الموت, و لن أدعه يتعذب, شكراً
    Hayır, bu illet gerçek ama beni yenmesine izin vermeyeceğim. Open Subtitles لا ، هذا المرض حقيقي و أنا لن أدعه يهزمني
    Ona, ilerlemesi ve sorunlarının üstesinden gelmesi için destek olacağımı, içinde bulunduğu durumun kurbanı olmasına izin vermeyeceğimi biliyordu. TED فقد علمَ أنني لن أدعه يكون ضحية لظروفه الخاصة، لكن كنا سنندفع ونكمل في طريقنا.
    Burayı tekrar açmalarına izin veremezdim. Değil mi? Olanlardan sonra olmazdı. Open Subtitles ما كنت أقدر أن أدعه يفتح هذا المكان مجدداً، أيمكننى؟
    Vücuduma bakmasına izin vermeliydim. Vücudum güzel değil mi? Open Subtitles كان يجب أن أدعه ينظر إلى جسدي هل أملك جسدأ جميلا؟
    Benim suçumun cezasını kontun çekmesine izin vermezdim, ondan ne kadar hazzetmesem de. Open Subtitles لم أكن أدعه يموت جزاء جريمة أرتكبتها انا ..
    Buraya oturmasına izin verebilirim; yoksa boynun ağrıyacak. Open Subtitles من المفروض أن أدعه يجلس هنا ولا سوف تلوين رقبتك
    Şov oIsun diye bana vurmasına izin mi vereyim? Open Subtitles أفترضت أن أدعه يضربنى فى الرأس خمسه.. عشره..
    Gösteriş için bana 510 kez fazladan vurmasına izin mi vermeliydim? Open Subtitles أنا 162 باوند هو يزن 170 أفترضت أن أدعه يضربنى فى الرأس خمسه.
    . Bir daha olmayacak. Ben daha olmasına izin vermez. Open Subtitles أرجوك ، إنه طفل لن يتكرر هذا مرة ثانية ، أنا لن أدعه يتكرر ثانية
    İşimize karışan her kimse, seni benden almasına izin vermeyeceğim ! Open Subtitles أياً كان هذا المتطفل لن أدعه يأخذك منـّي
    Öylece Bırakayım diye düşündüm ama bana borcu vardı. Open Subtitles ففكرت أن أدعه ينزف لكنه يدين مالي لذا ..
    Bu benim suçum. Dükkanda uyumasına müsaade etmekle hata yaptım. Open Subtitles أنه ذنبي, لم يكن يجدر بي أن أدعه يتولى مسؤولية المحل في الليل
    Ben sizi şu temel soruyla baş başa bırakıyorum. TED وما أريد أن أدعه لكم هو ما أعتقد أنه السؤال الأهم.
    Şimdi tekrar yıldız oldum ve hiç bırakmayacağım. Open Subtitles .. والان وقد استعدتُ هذا الشيء لن أدعه يذهب
    Onu seviyorum ve asla bırakmam mı diyeyim? Open Subtitles و أقول أنني أحبه و لن أدعه يذهب؟
    Düşünün ki bir insanı rahat bırakıyorum, tutuklamıyorum, rahatsız etmiyorum ancak her şeyi bildiğimden haberi olmasını sağlıyorum... Open Subtitles وفي حالات أن يكون المتهم مختلفا أدعه وحيدا, لا أعتقله ولا أزعجه لكني أدعه يشك بأني أعرف كل شيء
    Onu partime davet bile etmemiştim ama o gelmiş ve küvette uyuyakalmış. Open Subtitles أنا حتى لم أدعه إلى حفلي لكنه جاء و فقد الوعي بحوض الإستحمام

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more