"أرسلته" - Translation from Arabic to Turkish

• gönderdim
• gönderdiğim
• yolladım
• gönderdiği
• gönderdiğin
• yolladığım
• gönderdi
• Gönderdiğiniz
• göndermiştim
• yolladı
• göndermiş
• yolladın
• yolladığın
• yolladığı
• yollamış

Veri tabanında uyuşan var mı bakmaları için laboratuara gönderdim.
و أرسلته على عجل للمُختبر ولم يُطابق أحد في النظام

Ona bunu yapacağımı söyledikten sonra onu atalarının yanına gönderdim."
بعد أن أكدت له اني سأفعل هذا, أرسلته ليلحق بأسلافه.

Kuzey Kore hükumeti aileme gönderdiğim paraya el koymuştu. Ve ceza olarak da ailem zorla kırsal bölgedeki boş bir yere sürülmüşlerdi.
بأن السلطات الكورية الشمالية قد إعترضت بعض المال الذي أرسلته لعائلتي وكعقاب، سيتم إجبار عائلتي على الرحيل إلى مكان مهجور في الريف

Onu Amerika'nın en iyi okullarına yolladım.
أرسلته إلى أفضل المدارس في أمريكا. عملبشكلجيدجداً..

O gün öğleden sonraki üçüncü dersimden Maddie'nin o akşam gönderdiği bu videoya bir bakalım.
شاهدوا هذا الفيديو الذي أرسلته لي طالبتي مَادِي من الأسدس الدراسي الثالث في ذلك المساء.

Bize gönderdiğin şu Kullanıcı'ya dikkat ettik.
لقد تخلصنا من هذا المستخدم الذي أرسلته لنا

Son sekiz yıldır sana yolladığım her kart ve mektup.
كل بطاقة، كل خطاب أرسلته لك خلال الثمانية أعوام الأخيرة.

Bir mesaj ile bana gönderdi Bana verdi.
لقد أعطيتني إياه عندما أرسلته إلي مع الرسالة

Ablanı çok özlediğini düşündüğüm için gönderdim o videoyu.
لقد أرسلته فقط لأنّه بدا لي أنّك تشتاقين لأختك كثيرًا

Çok tuhaf. Daha o gün onu sana gönderdim.
هذا غريب، لقد أعطيتها له في اليوم الذي أرسلته لك

Onu gönderdim, Peder. Oraya kendim çıkmalıyım.
لقد أرسلته يا أبتاه يجب أن أصعد هناك بنفسي

Otopsi için, biliyorum. Aşağı gönderdim.
من أجل تشريح الجثة، أعرف ذلك، أرسلته إليك

Oraya gönderdiğim avcı her türlü durumla baş edebilir.
الصياد الذي أرسلته مناسب بشكل ملائم لهذا النوع من الحالات

İngrid, Juni ona geçen yıl Noel'de gönderdiğim kolyeyi takıyor muydu?
إنجريد هل يلبس جوني ذلك العقد المسحور الذي أرسلته له بعيد الميلاد السنة الماضية؟

Sana gönderdiğim kırmızı elbiseyi aldın mı?
هل حصلت على الثوب الأحمر الذي أرسلته لك؟

Pekâlâ, hizmetçi burada ama oğlumu buradan yolladım.
حسناً الخادمة هنا و إبني قد أرسلته بعيداً

Bana gönderdiği güzel mesajı okumayı önemsemezdim.
وأضطر أن أتجاهل قراءة هذا النص الجميل الذي أرسلته لي.

Kapıdan girecek ilk kişi şampanya için yolladığım denizci olacak.
أول شخص سيدخل من الباب سيكون شخص أرسلته لإحضار "الشمبانيا"

Eh, bu burada ya da onu gönderdi dikkate alınarak, böyle kötü bir fikir değil...
حسناً ، هذه ليست فكرة سيئة باعتبار أنك أرسلته إلى هنا

Cesedi, onu Gönderdiğiniz evin önünde duran bir arabanın bagajında bulundu.
جسمه وجد في صندوق السيارة أمام البيت الذي أرسلته إلى.

Onu, Ben Yusuf'u gözetlemesi için göndermiştim.
أرسلته ليستكشف اذا كان ابن يوسف فى الطريق

Cartel ondan kurtulmak için oraya yolladı.
أرسلته العصابة إلى هناك للتخلص منه كان صاخباً للغايه، شديد التكبّر

Emily'de -- onunla gökkuşağının içinde karşılaşmışlar-- bana birşey söylemesi için onu geri göndermiş.
التي قابلته فى قوس قزح أرسلته مرة أخرى لكى يخبرنى أمرا ما

Onu hapse yolladın çünkü şu 10-yaşındaki çocuğu, Michael Wilkins'i, öldürdü.
لقد أرسلته السجن لأنه قتل ذلك الصبي ذو 10 أعوام مايكل ويلكينز

Kate Warner'a almaya yolladığın adam baygın. Bir süre öyle kalacak.
الرجل الذي أرسلته ليأخذ كايت إنه غائب عن الوعي

Anneannemin bana sevgisiyle yapıp yolladığı şekerlemeler burada bir yerde.
ولمعلوماتك، هناك فدج في مكان ما هنا في هذه الحجرة أرسلته لي جدتي مع حبها

Bak Süperstar Gülüşleri bunu bana yollamış.
انظر إلى ما أرسلته لي عيادة الأسنان