Bir numara için geri kalan her şeyi fırlat at. | Open Subtitles | ! فقط أرمي كل شيء بعيدًا ما عدا لرقم واحد |
Bir şey yapmak istiyorsan, ben verandaya çıkınca... şu çiçek saksısını al ve pencereden at. | Open Subtitles | عندما أصل إلى العتبه أرمي المزهريه من الشباك |
Sonra da fişini atıyorum ki geride belge kalmasın. | Open Subtitles | ومن ثم أرمي الإيصال حتى لا يبقى أثر للورقه |
İç çamaşırlarımı ağaçIığa atmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | كان عليّ أن أرمي سروالي الداخليّ في الغابة. |
Kılıcını Bırak, yoksa onu öldürürüm. | Open Subtitles | أرمي سيفِكِ الى الأسفل ،و إلا سَأَقْتلُها |
Taşı oynamak için, zarları atın. | Open Subtitles | أرمي النرد لتحرك قطعتك و الأرقام المذدوجة تعطيك دوراً آخر |
Söyle. Söyleyin ya da bunlardan daha fazla atmam gerekecek? | Open Subtitles | تكلم معهم الان وإلا سـ أرمي شخصا ما الآن ؟ |
Köprüde Silahı nehre at ve kalabalığa karış... | Open Subtitles | الجسر أرمي بالمسدس في الماء ثم اختفي في الزحام |
Parayı at. Para ya da oturduğun tekerlekli sandalye. | Open Subtitles | أرمي النقود , أما النقود أو الكرسي المتحرك وأنتِ فيه |
Neyse, işin bitince mesaj at da şu donatları yakalım, bilmem anlatabildim mi? | Open Subtitles | فلترسل لي إذا إنتهيت من عملك لنتخلص من تأثير هذه الحلويات، إذا فهمت ما أرمي إليه |
at şu topu, seni korkak. | Open Subtitles | ما المشكلة بحق الجحيم ؟ أرمي الكرة, يا مخنث |
Lanet olası poşete koy. Bunu yaptıktan sonrada poşeti çöpe at. | Open Subtitles | ثم ضعيه في الكيس اللعين, بعد أن تفعلي ذلك أرمي تلك القذارة في القمامة |
Her gün, iyi olan kahvelerimi çöpe atıyorum. İflasa gidiyorum. | Open Subtitles | كلّ يوم أرمي قهوة جيّدة تماماً سأصبح مفلساً |
Doğrusunu söylemek gerekirse peyniri simide sürüp, simidi yaladıktan sonra simidi atıyorum gidiyor. | Open Subtitles | لستُ مضطرّاً لأعيش في كذبة مسحها على على الخبز ثمّ ألحسها و أرمي الخبز. |
Önlerine domuz derisi ya da gofret filan atmak gibi? | Open Subtitles | أرمي لهم شطيرة خنزي أو بعض كيك الشوكولاته الهش |
Hadi ama, Bırak da senin şu İskoç bahçeni bir inceleyeyim, anlarsın ya? | Open Subtitles | بربك، دعيني أتفحص منطقتكِ الأسكتلندية أتفهمين ما أرمي إليه؟ |
Taşı oynamak için, zarları atın. | Open Subtitles | أرمي النرد لتحريك قطعتك و الأرقام المذدوجة تعطيك دوراً آخر |
Müsadenizle. Bu yavruyu pencereden atmam gerekiyor da. | Open Subtitles | إعذرنا , يجب علي أن أرمي هذه الفتاة خارج حفلتي , هيا |
Ve ben bunu havaya atıp, yakaladığım zaman, proteinin üç boyutlu yapısının tamamına, tüm inceliklerine sahip olur, | TED | وعندما أرمي هذا في الهواء ثمّ ألتقطه، يكون له الهيكلة الثلاثية الأبعاد الكاملة للبروتين، بكلّ تعقيداتها. |
Ama bu ahmakların yaptığı gibi raftaki bira kutularına atış yapıyorum diye kızmak yok. | Open Subtitles | ولكن يجدر بك أن لا تكون عصبياً مثل هذين الأبَلهين حينما أرمي علب الجعة من على السطح |
Otuzunda tüm eşyalarını dışarı atacağım. | Open Subtitles | سوف أرمي أغراضك خارجاً في الثلاثين من الشهر |
Eğer o çizimi çöpe atmasaydım polis şu an peşinde olabilirdi. | Open Subtitles | إن لم أرمي الرسم الذي أجريته كانت الشرطة ستقبض عليك الان |
Ördeği çöpe atmadım, köprüden aşağı attım. | Open Subtitles | لم أرمي البطة في القمامة بل إني رميتها من فوق الجسر |
Kurutucuya bir havlu atarım ki duştan çıktığında sıcak olsun. | Open Subtitles | 00 أرمي المنشفة في المجفف لذلك تكون دافئه عندما تخرج من الحمام |
Adam sopasını hazırlarken topu kafasına atardım. | Open Subtitles | عندما يقوم الضارب بتغطية منطقته كنت أرمي الكرة على رأسه |
Kıyaslama yaptığımı kabul ediyorum, ama sen Demek istediğimi anladın. | Open Subtitles | أنا واثق أن هذا قياس منطقي، ولكنك تدركين إلام أرمي. |