Amcam eskiden bana iki keşiş hakkında bir hikaye anlatırdı. | Open Subtitles | أعتاد عمي ان يخبرني هذه القصة عن أثنين من الرهبان |
İnsanlar eskiden abime böyle şeyler söylerdi, o da salak gibi inanırdı. | Open Subtitles | أعتاد الناس قول مثل تلك الأشياء لأخي و كان غبياً كفاية لتصديقهم |
Evet. Hal, sadece, ben bunlara pek alışık değilim. | Open Subtitles | بالفعل، لكن أنت تعرف يا هال، لم أعتاد على كل هذا |
Hala bu kadar çok insana alışmaya çalışıyorum. Evde okuyordum şu ana kadar. | Open Subtitles | ما زلت أعتاد على هؤلاء الناس لقد كنت أدرس في البيت حتى الآن |
Daha alışamadım. Daha yeni Brewster oldum. | Open Subtitles | . أنا لم أعتاد عليه بعد . أنا فرد بروستر جديد |
Aranıza yeni bir acemi alacak olursanız gizli ajan muhabbetine alışabilirim. | Open Subtitles | أستطيع أن أعتاد على أشياء العملاء الخاصين هذه إذا كنت تبحث عن مُجنّد جديد |
Peki derdi neydi? Hiç canım, durmadan sutyenime kurbağa koyardı. | Open Subtitles | لا شيء,لقد أعتاد أن يضع ضفادع في ملابسي الداخلية طوال الوقت |
Daha iyi veya kötü değil, sadece alışmam gereken bir şey. | Open Subtitles | ليس أفضل أم أسوأ إنما شيء عليّ ان أعتاد عليه هنا |
Eğer beni beraberinde götürüyorsan, buna alışkın olmam lazım. | Open Subtitles | وقد أعتاد أيضاً عليه، إذا كنت مصمم علي أن تصطحبني معك |
İleride normal bir hayat istiyorsam yokluğuna alışmalıyım. | Open Subtitles | ،يجب أن أعتاد على عدم وجُـوده إذا كُـنتُ أريدُ حياة طبيعية في المستقبل |
31. yüzyıla asla alışamayacağım. | Open Subtitles | لن أعتاد أبداً على القرن الحادي والثلاثين. |
Burada eskiden toprak yollar ve bataklık otları vardı. | Open Subtitles | هذا المكان أعتاد أن يكون ملقى لقاذورات الطرق و مستنقع للأعشاب |
İkisinde de hiç utanma yok. eskiden burası namuslu bir yerdi. | Open Subtitles | ليس لديهم أي خجل,هما الأثنين أعتاد هذا المكان علي بعض من الحشمه |
Ona şimdi bakınca herhalde anlaşılmaz ama baban eskiden çok çekiciydi. | Open Subtitles | ربما لا تريد النظر في وجهه الآن لكن أباك أعتاد أن يكون جذاباً بحق |
eskiden çıktığı kız Colleen'i tanıyor musun? | Open Subtitles | هل تعرفين فتاة تدعى كولين, التي أعتاد على مواعدته؟ |
Sadece, sabahın köründe kalkmaya alışık değilim. Fransızcam için özür dilerim. | Open Subtitles | لا أعتاد النهوض في الفجر، أعذروا فرنسيتي. |
- Dinle ailemin hayatında başka bir erkeğin olduğu fikrine alışmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | إذاً أنظر أعتقد بأنني فقط كما تعلم أحاول أن أعتاد على فكرة |
Soymayacağım bir trene binmeye bir türlü alışamadım. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أعتاد بأن أكون على متن قطار والذي لا أكون جاهزاً لسرقته |
Ama bir nedenden dolayı Eliza demeyi tercih ediyorsan, sanırım buna alışabilirim. | Open Subtitles | ولكن إذا كان لسبب ما كنت تفضل اسم إليزا، أنا يمكن أن أعتاد عليه. |
Benim moruk derdi ki, muhtemelen aynı fikirde olduğumuz şeydi, para kimdeyse güç ondadır. | Open Subtitles | وادي الكبير في سنه أعتاد ان يقول لي ، ربما الشي الوحيد الي اتفق معاه من يملك المال ، يملك القوة |
Büyüyor olduğun gerçeğine alışmam gerekiyor. | Open Subtitles | لا بد لي أن أعتاد فكرة أنك أصبحتِ بالغة الآن |
Eski futbol yıldızı soyunma odasında seni her sabah görmeye alışkın. | Open Subtitles | نجم كرة قدم سابق أعتاد رؤيتك كل صباح أمام الخزانات |
Şehirli bir gence alışmalıyım. | Open Subtitles | أنا لم أعتاد بعد على وجود شخص من المدينه معنا |
Seni asla tehlikeye sokmaya alışamayacağım ama benim dünyamın bir parçası olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | سوف لن أعتاد أبداً أن أضعك في خطر لكني أُدرك أنكِ جزءٌ من عالمي |
Hayır, nasılsa buna alışmak zorundayım. Hemen alışsam iyi olur. | Open Subtitles | لا، يجب أن أعتاد على هذه الحال يوماً ما ومن الأفضل أن أبدأ اليوم |
Sorun değil. Gittikçe karanlığa alışıyorum. | Open Subtitles | لا بأس ، فقد بدأت أعتاد على وجودي في الظلام |
Bana sürekli okuldaki günlerini anlatırdı yaptığı yaramazlıkları. | Open Subtitles | هو دائما يجادل حولها عندما كان في المدرسة كل الأشياء الجامحة هو أعتاد على فعلها |
Her zaman galeriye takılırdı ve hep, babası olmasa bir ressam olamayacağından bahsederdi. | Open Subtitles | ولقد أعتاد ان يقول أنه لولاا أبوه لما كان أن يصبح فنان |
Bana çılgın gençliği ile ilgili hikayeler anlatmayı severdi. | Open Subtitles | لقد أعتاد أن يخبرنى قصصا عن شبابه الجامح |