| Kendini iyi hissetmediğini biliyorum ama saç iğnesi hakkında konuşmamız lazım. | Open Subtitles | أنا أعرف أنك تشعر بدوخة ولكن يجب أن نتحدث عن الدبوس |
| Neden bunu seçtiğini merak ediyordum. Onu hiç sevmediğini biliyorum. | Open Subtitles | تساءلت لماذا قمت بذلك أعرف أنك لم تحبها من قبل |
| - İyi dans ettiğini biliyorum. - Hayır, dans etmek istemiyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف أنك راقص جيد لا, أنا لا أريد الرقص حقا |
| biliyorum kurtuluşu için umut besliyorsun... fakat kendini en kötüsüne alıştırmalısın. | Open Subtitles | أعرف أنك تريد أن تتفاءل بالخير، ولكن عليك تحضير نفسك للمصائب. |
| İhbar. Muhbirin teki olduğunu biliyordum. En başından beri biliyordum. | Open Subtitles | الوشاية , كنت أعرف أنك واشى كنت أعرف طوال الوقت |
| Bana yardım etmeye çalıştığını biliyorum ama beni burada tutamazsınız. | Open Subtitles | أعرف أنك تحاول مساعدتي لكن لا يجوز لك ابقائي هنا |
| Palyaçoları sevdiğini biliyorum o yüzden sana bu yatağı yaptım. | Open Subtitles | أعرف أنك تحب المهرجين ، ولذلك صنعت لك هذا السرير |
| Öyle olduğunu biliyorum ama sen bu şehrin altını üstüne getireceksin. | Open Subtitles | أعرف أنك ستفعل ذلك و لكنك ستأخذ هذه المدينة بواسطة العاصفة |
| başka kızlarla yattığını da biliyorum. Bundan hoşlanmıyorum, ama seni tanıyorum. | Open Subtitles | وأنا أيضاً أعرف أنك تضاجع فتيات أخريات لايعجبني ذلك, لكنني أعرفك |
| Zor anlar geçirdiğini biliyorum ama buraya yaptığın şeyler inanılmaz. | Open Subtitles | أعرف أنك تمرين بوقت صعب لكن ما فعلته بالمكان مدهشاً |
| Paige, sana kötü bir ruh olmuştur biliyorum, ama bu biraz deli oluyor. | Open Subtitles | بايدج ، أعرف أنك كنت في مزاج سيء ولكن هذا بدأ يصبح جنوني |
| biliyorum bu arabaya birşey olmasını istemiyorsun fakat biraz gaza basabilirmisin? | Open Subtitles | كارتر أعرف أنك تخاف على هذه السيارة ولكن أرجوك هلاّ أسرعت |
| Kont. Kabalığımı bağışlayın, ama girişimci insanlara destek olduğunuzu biliyorum... | Open Subtitles | أيها الكونت, اعذرني على اندفاعي لكني أعرف أنك تقدر المبادرة |
| Bak, bana kızdığını biliyorum, ama senin gördüğünü ben görmedim. | Open Subtitles | أنظر. أعرف أنك غاضب منى لكنى لم أرى ما رأيته |
| Buraya nasıl girdin? Tabii ki havalandırmadan. Burada görünmemi istemediğini biliyorum. | Open Subtitles | خرجت لأشم الهواء أنا أعرف أنك لا يحب أن يرانى أحد |
| Tüm insanlara kızgın olduğunu biliyorum çünkü senden uzaklaşıp onlara gittiğimi düşünüyorsun. | Open Subtitles | أعرف أنك غاضب من أولئك الناس لأنك تظن أني تركتك وذهبت إليهم |
| Bak dostum, sokaklarda iş yaparken... çok şey öğrendiğini biliyorum, tamam mı? | Open Subtitles | اسمع أنا أعرف أنك تعلمت كل هذا من خلال عملك في الشارع |
| Pekala, buna karşı çıkacağını biliyorum... ..ama bunlardan birine sahip değilsen saygı görmezsin. | Open Subtitles | حسناً. الآن، أعرف أنك ستحتج، لكن لا يمكن أن يحترمك الناس دون هذه. |
| 16 olmadığını biliyordum ama, dürüst olduğunu sanmakla aptallık ettim! | Open Subtitles | كنت أعرف أنك لستِ في الـ16 لكني كنت أحمق لأصدقك |
| 16 olmadığını biliyordum ama, dürüst olduğunu sanmakla aptallık ettim! | Open Subtitles | كنت أعرف أنك لستِ في الـ16 لكني كنت أحمق لأصدقك |
| Ben her zaman senin cesur biri olduğunu düşündüm ama şimdiye dek bu kadar zeki olduğunu bilmiyordum.. | Open Subtitles | لطالما ظننت أنك شجاع لكننى لم أعرف أنك ذكى غير الآن |
| Bu adamın telefonunu hemen şuraya yazacağım zira, zaman kaybetmek istemediğinin farkındayım. | Open Subtitles | سأكتب لك رقم ذالك الشخص لأني أعرف أنك لن تضيع أي وقت |
| Tamam. Sadece kızkardeşine söylemeyeceğini bileyim. | Open Subtitles | حسنا أن فقط أريد ان أعرف أنك لن تخبر اختك |
| Doğruyu söylediğini nerden bileceğim? | Open Subtitles | كيف أعرف أنك تخبرني بالحقيقة ؟ لِمَ قد أكذب ؟ |
| Seni aşağılamak istemedim. eminim sana da teşhir eden olmuştur. | Open Subtitles | لم أقصد إهانتك أبدا أنا أعرف أنك قد تعاطيت سابقا |