"أعرف هذا" - Translation from Arabic to Turkish

• Bunu biliyorum
• - Biliyorum
• Biliyordum
• Bunu bilmediğimi
• Bunun farkındayım
• Onu biliyorum
• olduğunu biliyorum
• şunu biliyorum

Bunu biliyorum.Masumiyetini kanıtlayacak ve seni buradan çıkaracak kadar çok delil topladım.
أعرف هذا. أظن بأني جمعت أدلة كافية لإثبات براءتك وإخراجك من هنا.

- Ben Bunu biliyorum. - Hayır, tabii ki hayır.
ـ أنني أعرف هذا وحسب ـ كلا، كلا، بالطبع لا

Ve ben Bunu biliyorum! Soğuk brokoliyi öldürür! Bu çok basit.
وانا أعرف هذا البرد يقتل القرنبيط هذا بسيط للغاية

- İnanılır gibi değil. - Biliyorum. Artık onlar olduğunu bildiğini söyleyebilirsin.
ـ أمر لا يصدق ـ أعرف هذا ، إذن ستخبرهما أنك عرفت؟

Biliyordum. Neyi?
ـ لقد كنت أعرف هذا ـ ماذا الذى كنت تعرفيه؟

Bunu biliyorum çünkü geçen hafta neredeyse beni ezecektiniz.
أعرف هذا, لأنك كنت طاردتني الأسبوع الماضي

Yatağını üç gün önce ıslatmış ve Bunu biliyorum çünkü o anlattı bana. - Ne olmuş yani? - Ne mi olmuş?
بحقـك ، لقد بلّـل سريره منذ ثلاث ليالي ، و أعرف هذا لأنــه أخبرنـي

Bunu biliyorum. Ama eğer vermezsek, daha fazla virüsü serbest bırakacak.
أعرف هذا, لكنه سيطلق المزيد من الفيروس اذا لم نفعل

Bunu biliyorum, çünkü yazılar sizin randevu defterinizdeki örnekle aynı.
أنا أعرف هذا لأنه يتماشى مع عينة مرجعية من كتاب التاريخ الخاص بك.

Ben Bunu biliyorum, bir takıma ihtiyacımız var, başlangıç olarak, bildiğim en güzel, savaş deneyimli, bilimsel bir deha...
,لا أعرف هذا نحن بحاجة لتجميع فريق نبداء مع الأكثر لطافة وإستعداد للمعارك والعبقرية , التي أعرف

Bunu biliyorum çünkü, elimde onun otopsi raporunun bir kopyası var.
..أعرف هذا لأنني أملك نسخة من تقرير الطبيب الشرعي

Arkadaşlar, bakın. Damien'i aramayı unuttum. Bunu biliyorum.
فيليس, انظر, أعرف انى نسيت الاتصال بداميان أعرف هذا

Acil servisin girişini engelleme. Artık Bunu biliyorum.
لا أعيق أبواب غرفة الطوارئ أصبحت أعرف هذا الآن

Senin dışında herkese karşı iyi biriyim. Bunu biliyorum.
أنا رجل صالح مع الجميع عدا أنتِ أنا أعرف هذا

Şey, Bunu biliyorum da, onunla aramızdaki ilişki konusunda seninle eşit mesafede miyiz bundan pek emin değilim işte.
أعرف هذا و لكني لست واثقاً أني في نفس المكان الذي فيه أنت بكل شيء يجري معه

- Biliyorum işte. Bu konuda konuşamam.
لأننى أعرف هذا فقط لا أستطيع البوح بالأمر

Yanlış yöne gittiğimizi Biliyordum. Biliyordum!
كنت أعرف أننا نمشي في الطريق الخاطئ، كنت أعرف هذا

Bunu bilmediğimi mi sanıyorsun?
ألا تعتقدى إنى أعرف هذا

Evet, Bunun farkındayım, but in the interest of sisterly harmony, I would really...
أجل ، أنا أعرف هذا .. لكن بمصلحة تسامح الشقيقات ، سأقدّ

Onu biliyorum ama Gosselin'in oraya gitmek istemesek bizi 95. otoyola nasıl çıkarırdın?
أعرف هذا.. لكن.. ان كنا لا نريد الذهاب الى جوسلين كيف ستوصلنا الى 95 ؟

Bunun delilik olduğunu biliyorum ama bana güvenmelisin.
أعرف هذا مجنون، لكنّك يجب أن تأتمنني الآن.

Çok şey bilmiyorum belki, ama şunu biliyorum ki uçmayacaksın.
لا أعرف الكثير لكني أعرف هذا أنت لن تطير بعيدا