"أعلم أن" - Translation from Arabic to Turkish

    • olduğunu bilmiyordum
        
    • olduğunun farkındayım
        
    • olmadığını biliyorum
        
    • olduğunu biliyordum
        
    • geldiğini biliyorum
        
    • biliyorum ama
        
    • biliyorum ki
        
    • olduğunu biliyorum
        
    Bu işin kızın birine yalan söylemekle alakalı olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles لم أعلم أن الأمر كان حول الكذب على فتاة ما
    Bu geçici iş yeri insanın ruh emiyor, emilecek bir ruhum olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles مكتب العمل المؤقت محبط للروح، وأنا لم أكن أعلم أن لدي روح للإحباط.
    Sayın Başkan, zamanınızın değerli olduğunun farkındayım bu yüzden, kısa keseceğim. Open Subtitles يا صاحب الشركة أعلم أن وقتك مهم ولذلك سأدخل مباشرةً للموضوع
    Bak, senin için kolay olmadığını biliyorum. Çoğu insan bununla başa çıkamaz, Kate. Open Subtitles أعلم أن هذا ليس سهلاً عليك معظم الناس لا يستطيعون التعامل مع ذلك
    Bu ailenin içinde, ortaya çıkmayı bekleyen, daha iyi bir aile olduğunu biliyordum. Open Subtitles عجبًأ، كنت أعلم أن بداخل هذه العائلة أن هناك عائلة أفضل تحاول الخروج
    Kulağa garip geldiğini biliyorum ama bundan hiç rahatsızlık duymuyordu. Open Subtitles أعلم أن هذا الكلام غريب و لكنها بدت جيدة عليه
    Bunun çok şey istemek olduğunu biliyorum ama bunu öneren ilk insan değilim. TED أعلم أن ذلك يتطلب الكثير، ولكنّي لست في الواقع أول شخص يقترح ذلك.
    Üzgünüm, yaptığımın yanlış olduğunu biliyordum sadece ne kadar yanlış olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles كنتُ أعلم أن ما افعله أمر خاطئ، لكن لم أعلم شدّة المسألة
    - O küçük hamam böceğinin hâlâ hayatta olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles لم أكن أعلم أن ذلك الأرعن مازال على قيد الحياة
    Herhangi bir aile içi şiddet ilişkisinde ilk aşamanın, kurbanı baştan çıkarmak ve büyülemek olduğunu bilmiyordum. TED لم أكن أعلم أن أول مرحلة في أي علاقة عنف أسري هي أن تغري وتفتن الضحية.
    Kötü bir durum olduğunun farkındayım ama o kızlardan olma. Open Subtitles أعلم أن هذا سيء حقا، لكن لا تكوني تلك الفتاة.
    Dün akşam yaşananların korkutucu olduğunun farkındayım. Bunun için pişman olduğuna da eminim. Open Subtitles أعلم أن ما جرى ليلة البارحة كان مرعبًا، وأوقن أنّه نادم على ذلك
    Dinle, meselenin sadece pastırma olduğunun farkındayım ama seni düşünüyorum. Open Subtitles أعلم أن ليس للأمر علاقة سوى بالطعام ولكنني قلق عليك
    Bak, bunun tamamen benimle ilgili olmadığını biliyorum, ama hadi. Open Subtitles أنظر , أعلم أن ذلك ليس بشأنى لكن بالله عليك
    Kendisi dışında kimse için vicdanı ve saygısı olmadığını biliyorum. Open Subtitles ,أعلم أن ليس لديها ضمير و لا تقدير إلا لنفسها
    olmadığını biliyorum, ama halledebilirsin bunu. Benim için halledebilirsin, değil mi? Open Subtitles أعلم أن ليس لديك لكن يمكن أن تفعل هذا من أجلي
    O bilmese de ben John'un doğal bir lider olduğunu biliyordum. Open Subtitles كنت أعلم أن جون قائد بالفطرة حتى لو لم يكن يعلم
    Emma'nın daha iyi bir hayata ihtiyacı vardı ve bunun, onun fırsatı olduğunu biliyordum. TED إيما كانت تحتاج حياة أفضل، و كنت أعلم أن هذه هي فرصتها.
    Bunun kulağa berbat geldiğini biliyorum fakat Charlie olsa böyle yorumlardı. Open Subtitles أعلم أن ذلك يبدو مريعاً لكن هذا ما كان يقوله تشارلي
    Bakın, bunun kulağa korkunç geldiğini biliyorum, ...ama iyisini sona sakladım. Open Subtitles أنا أعلم أن هذا يبدو مخيفا لكنني أبقيت الأخبار الجيده للنهايه
    Bu çılgınca biliyorum ama, onların Rustin Parr ın öldürdüğü çocuklar olduğuna eminim! Open Subtitles أعلم أن هذا جنون ولكن أعرف أن هؤلاء الأولاد الذين قتلهم رستين بار
    Ne zaman onunla olsam, biliyorum ki her şey yolunda gidecek. Open Subtitles عندما أكون معها أعلم أن كل شيء سيكون على ما يرام

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more