"أفتقد" - Translation from Arabic to Turkish

• özledim
• özlüyorum
• özlemişim
• özleyeceğim
• özlemiyorum
• özlediğimi
• kaçırıyorum
• eksik
• kaçırdım
• özlediğim
• özlüyordum
• özlemeyeceğim
• özlemeye
• kayıp
• özledin

Onun saçının kokusunu, kötü olsalar bile şakalarıma gülerken burnunun aldığı şekli özledim.
أفتقد رائحة شعرها .. الطريقة التي تحرك بها أنفها حين تضحك على نكاتي

Seninle birlikte takılmayı özledim. Biraz deliye döndüğüm için üzgünüm.
أنا أفتقد تسكع معك فعلاً آسف لأنني أصبحت مجنوناً قليلاً.

Öteki efendileri özledim, eski büyüleri ve ilahileri. Asla onları yeterince sevemedim.
أنا أفتقد السادة الآخرين، بسحرهم القديم وتعاويذهم

Biliyorum, çevresel olarak doğru değil ama eski jipimi çok özlüyorum.
أعلم أن هذا ليس مناسباً للبيئة لكنني حقا أفتقد عربتي السابقة

Anneni ben de özlüyorum ama artık yolumuza devam etmeliyiz.
, أنا أفتقد أمك أيضا لكننا يجب ان نستمر بالحركة

Sanırım eskisi gibi olmayı özlemişim ve Aidan da geçmişimin büyük bir parçası.
أظن بأنني أفتقد من كنت حقا و آيدن كان جزء كبير من هذا

Bunu bu kadar çabuk söyleyeceğimi düşünmezdim, fakat çocukları özledim.
لم أكن أظن أنني سأقول هذا بهذه السرعة ولكنني أفتقد الأطفال

Zeka yüklü olmayan bir adamın dostluğunu özledim.
منذ تزوجت وأنا أفتقد إلى متعة مرافقة رجل ليس من العباقرة

İtiraf etmeliyim, bizi yatağa yatırıp alnımızdan öpme şeklini özledim.
عليّ أنّ أقرّ ، أفتقد الطريقة التي تعوّد أنّ يغطينا بها على السرير و يُعطينا قُبلة على الجبهة

- Çıkmayı özledim. Giyinmek, hoş bir restoranta gitmek..
أفتقد المواعدة، ارتداء الملابس الأنيقة والذهاب إلى مطعم فخم

İçeride kimse olmadan, tamamen sessizken dairemde yalnız başıma dolaşmayı ve erkek arkadaşınızın bilmesini ve sizi görmesini istemediğiniz şeyleri yapabilmeyi özledim.
أفتقد دخولي لشقتي الخالية و تكون هادئة و يمكنني القيام بتلك الأشياء التي نفعلها وحدنا

Oyuncaklarımı ve bilgisayar oyunlarımı özledim.
كان هذا هو الاسبوع الأسوأ فى حياتى. أفتقد ألعابى، ألعاب الفيديو..

Çok âşık ve gözümün başkasını görmediği sevgilimi çok özlüyorum.
أنا فقط أفتقد عشيقتي التي أنا واقع في حبها بشدة

Yatak, koltuğumdan çok daha rahat ama ofiste çıplak dolaşmayı özlüyorum.
السرير مريح أكثر من أريكتي لكنني أفتقد السير في المكتب عارية

Ben de zaman zaman İnternet öncesi beynimi özlüyorum, ama İnternet'te sanat ve kültürü keşfetmek dışında.
أحياناً أفتقد دماغي ما قبل الانترنت، ولكن ليس عندما يتعلّق الأمر باكتشاف الفنّون والثقافة.

Elbette babamı özlüyorum. Harika biriydi.
بالطبع ، إننى أفتقد أبى لقد كان شخصاً رائعاً

Eski güzel günleri özlüyorum. Ne demek istediğimi anlıyor musunuz?
أنا أفتقد الأيام الخوالى أتعرف ما أعنيه؟

İlk paspasımı özlüyorum, ama bu da güzel.
أفتقد ممسحتي الأولى، ولكن هذه لا تزال ممسحةً جيدة.

Tanrım, dünyadışına çıkmayı özlemişim.
, يا ألهي , كم أفتقد الذهاب لخارج العالم

Onun o bulaşıcı gülümsemesini ve her günümüze kattığı neşeyi özleyeceğim.
وسوف أفتقد تلك الابتسامة المعدية والفرح الذي يحضره معه كل يوم

Aslında, sürekli bir şeyler tarafından vurulmayı hiç özlemiyorum ve yenilip mahcup olmayı.
حسنا , أنا بالتأكيد لا أفتقد أن أضرب بالأشياء طوال الوقت والخسارة المهينة

Çünkü anneme Cameron'ı özlediğimi söyledim ve onu ağlattım.
لأنني قلت لأمي أنني أفتقد كاميرون وجعلتها تبكي

Elimde değil sanki bir şeyleri gözden kaçırıyorum.
لا أستطيع المساعدة لكنّي أشعر . بأنّي أفتقد إلى شخص ما

Ama bir şey eksik gibi. Tahmin et bakalım ne?
أنا أفتقد شيئاً واحد هل لك أن تحزر ما هو؟

Asıl, o DNA örneğinin, Binbaşı Voss'a ait olduğunu söyleyen teknisyenle konuşmayı kaçırdım.
ما أفتقد إليه هو التحدث مع التقني الذي قام بالتوقيع على فحص الدي إن إيه من جثة القائد فوس

- Bunu görebiliyorum. - Hayır, işi özlediğim falan yok.
أستطيع ان أرى ذلك لا , أنا لا أفتقد العمل

Çok kötü değildi. Ama cezasını Atlanta'da çeken Jimmy'yi özlüyordum.
لم يكن الوضع سيئاً، لكني كنت أفتقد جيمي الذي كان يقضي عقوبته بأطلانطا

Sanırım telefonun oradaki kalemi almama hiç izin vermemeni özlemeyeceğim.
في الحقيقة لن أفتقد عدمسماحك لي بتغيير مكان قلم الهاتف

Ama sorun şu ki, evden ayrılıp üniversiteye gittiğimde, onun emirlerini özlemeye başladım.
لكن المشكل أنه، حين خرجت من البيت وذهبت للجامعة، بدأت أفتقد أوامره.

Ayrıca, salonda duran gümüş tepsim de kayıp.
وأنا أفتقد الطبق الفضي الذي كان في غرفة المعيشة

Anneni çok mu özledin? Sadece gelip oturdum öylesine.
كنت أفتقد أمي منذ الصباح لذلك أنا جالس هنا