Buna rağmen uzun zamandır beklediğim her şeyden daha güçlü hissettim o an. | TED | مع ذلك، كان الشعور أقوى من أي شيء آخر توقعته منذ فترة طويلة. |
Babamın Sezar'ın ordusundan daha güçlü bir tabur avukatı var. | Open Subtitles | أبي لديه جيش من المحامين أقوى من جيش القيصر نفسه |
Baksana moruk. Burada bu şeyden daha güçlü bir içecek var mı? | Open Subtitles | أيها الـجَد , هل هناك أى شىء أقوى من هذا لنشربه ؟ |
Tanrım, küçük kız kardeşim bile saçlarımı daha sert çekerdi. | Open Subtitles | يا إلهي، لقد كانت أختي الصغرى تشده أقوى من هذا |
Bugün bir çocuğun Playstation'u 1996'dan kalan askeri üstün bilgisayardan daha güçlüdür. | TED | بلاي ستيشن لطفل اليوم أقوى من حاسب عسكري عظيم من عام 1996. |
- Yokolacağız ve bitecek... - Sen bundan daha güçlüsün! | Open Subtitles | سنموت وينتهى كل شئ أخيرا أنت أقوى من هذا |
Babanın güzel aşkımızı yok etme çabasından daha güçlü olmalıyız. | Open Subtitles | دعنا نكون أقوى من تهور والدك بمحاولاته تدمير حبنا الجميل |
Bir çocukla annesi arasında daha güçlü bir bağ yok. | Open Subtitles | لايوجد هناك رابطة أقوى من تلك التى بين الأم وطفلها |
daha güçlü bir hatırlatma istiyorsan söylemen yeter, tamam mı? | Open Subtitles | وإن كنتِ تريدين شيئاً أقوى من هذا لتذكيركِ، فأخبريني، اتفقنا؟ |
daha güçlü bir hatırlatma istiyorsan söylemen yeter, tamam mı? | Open Subtitles | وإن كنتِ تريدين شيئاً أقوى من هذا لتذكيركِ، فأخبريني، اتفقنا؟ |
Bence o aşk, günün sonunda birisinin yaptığı hatalardan daha güçlü olacak. | Open Subtitles | أعتقد أن الحب في النهاية يكون أقوى من أي خطأ يرتكبه الشخص |
Hayattan daha güçlü bir büyü yoktur ve hayat aşktır. | Open Subtitles | سحرٌ في العالم أقوى من الحياة, و الحياة هي الحب |
Sadece yeşil biberden daha güçlü bir şeye ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نحن فقط بحاجة الى شيء أقوى من الفلفل الحار الأخضر. |
10 kişiden 8'i bugün sahip oldukları ailelerinin içinde büyüdükleri aileleri kadar ya da daha güçlü olduğunu söylüyor. | TED | ثمانية من أصل 10، يقولون أن الأسرة التي يملكونها اليوم هي أقوى من الأسرة التي نشأوا فيها أو تعادلها قوة |
Neredeyse yutturamıyordun. Bir dahaki sefere çok daha sert vurmak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | أنت لم تقم بالحيلة تماماً سوف أصفعك أقوى من ذلك بالمرة القادمة. |
Şu mini buzdolabındaki Dr. Shazz'dan daha sert bir içeceğiniz var mı çocuklar? | Open Subtitles | يا رفاق هل لديكم أي مشروب أقوى من د.شاز في تلك الثلاجة الصغيرة |
Bazı anlarda, iyi yerleştirilmiş bir piyon, kraldan daha güçlüdür. | Open Subtitles | هناك أوقات عندما يكون البيدق بوضع جيّد أقوى من الملك. |
Bu acıdan daha güçlüsün hayatım. Kavrayışından hissedebiliyorum. | Open Subtitles | أنت أقوى من ذلك الشئ ياحبيبتى أنا أستطيع أن أشعر به فى يدك |
Dünyada gerçek aşktan daha kuvvetli bir güç yoktur. | Open Subtitles | لا توجد قوة فى العالم أقوى من قوة الحب الحقيقى |
Kraliçenin o beyaz eldivenli ellerinde tüm dünya ülkelerinin... başındakilerden daha fazla güç var. | Open Subtitles | الملكة لديها قوة في قفازاتها البيضاء الصغيرة أقوى من أي حاكم في العالم |
Yakında bücür ve şişko olmaktan kurtulup iri yarı, uzun ve bir öküz kadar güçlü olacaksın. | Open Subtitles | قريباً , بدلاً من أنك قصير وسمين ستصبح طويل و كبير و أقوى من الثور |
Geri döndüm, tatlım. Ve her zamankinden daha büyük olacağım. | Open Subtitles | حسنا لقد عدت يا عزيزتي سأكون أقوى من أي وقت |
Bu cılız askerlerden daha sağlam olduğumu biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعلم بأنني أقوى من جميع هؤلأء الجنود النحيلون. |
Kalp, beyinden daha iyi anımsıyor gibi. | Open Subtitles | يبدو أن ذاكرة القلب أقوى من ذاكرة الدماغ |
Jessica "Ben güçIü biriyim. " diye düşündü. Bütün arkadaşlarından daha güçIü. | Open Subtitles | جيسيكا فكرت , عينان قويتان , أقوى من كل صديقاتك |
Özellikle Amerika'daki duygu, kendi duygularından gerçekten çok daha güçlüydü. | Open Subtitles | والشعور كان قوى أقوى من أحاسيسه خصوصا في الولايات المتّحدة |
Bazı büyüler zapt edilemeyecek kadar güçlüdür bu yüzden nesnelerin içine yerleştiririz. | Open Subtitles | بعض السحر أقوى من أن يتحمّله الجسد، لذا نشبّع الأدوات به. |
"Malcolm River tutuklandı" Bana aspirinden fazlası lazım. | Open Subtitles | أحتاج شيءا أقوى من الأسبيرين أتعرف ما أعنيه؟ |