Konuşma aslında bir süre sonra Daha sessiz ve daha hırıltılı bir hale gelir ve bu belirtilerin örneklerinden biridir. | TED | والكلام يصبح أكثر هدوء وأكثر لهثةً وذلك بعد فترة من الوقت، وهذا مثال على الأعراض المرافقة له. |
Neden Bay Durbin'i yakından tanımak için Daha sessiz bir yere götürmüyorsun? | Open Subtitles | إلى مكانٍ أكثر هدوء قليلاً ويمكنكِ حقّاً التعرف عليه؟ |
Size Daha sessiz bir ev bize de uyum sağlayacak bir komşu. | Open Subtitles | إذا بيت أكثر هدوء لك وجار يعلم ماذا سيحصل عليه عندما يكون صديق لنا |
Bu yüzden hemen inmek zorunda kaldı. Daha sessiz, daha rahatlatıcı bir yer arıyordu. | Open Subtitles | لهذا قام بالمغادرة فقد كان يبحث عن مكان أكثر هدوء ومريحا أكثر |
Dün gece yatıştırıcı verdik ve bugün çok daha sakin. | Open Subtitles | أعطيناها مهدئ الليلة الماضية واليوم هي أكثر هدوء |
Tabii, dışarıya çıkalım çünkü burada çok fazla bağırış ve suçlama var. | Open Subtitles | بالطبع، و لكن لنخرج من هنا حيث المكان أكثر هدوء |
Biraz Daha sessiz olmalısın küçük. | Open Subtitles | تحتاجي أن تكوني أكثر هدوء أيتها الصغيرة |
Daha sessiz oldu. | TED | أصبح المكان أكثر هدوء. |
Daha sessiz olman haricinde. | Open Subtitles | بإستثناء أنّكِ أكثر هدوء |
- Daha sessiz bir yerde mi? - Evet. | Open Subtitles | مكان أكثر هدوء. |
Daha sessiz olmanın nesi var? | Open Subtitles | -ماذا حدث لـ"أكثر هدوء"؟ |
Geçen yaz, daha sakin bir hayat sürdürmeyi düşünüyordum... ama sonra inanılmaz bir İskoç kadınla tanıştım. | Open Subtitles | الصيف الماضي كنتُ أفكر بأنتهاج حياةٍ أكثر هدوء لكن... ثم التقيتُ هذه المرأة الاسكتلندية المدهشة |
Tabii, dışarıya çıkalım çünkü burada çok fazla bağırış ve suçlama var. | Open Subtitles | بالطبع، و لكن لنخرج من هنا حيث المكان أكثر هدوء |